• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Zeki Coşkunsu
Benlik ve Özgür Akıl Üzerine III
14/11/2020

BÜTÜNCÜL ORGANİK & EKOLOJİK

PARADİGMA(DÜNYA GÖRÜŞÜ-DEĞERLER DİZİSİ)

VE/VEYA

SİSTEMLER GÖRÜŞÜ

AÇISINDAN

DÜŞÜNCE DÜNYASI[-BENLİK OPERATÖRÜ(SÜRÜCÜSÜ)]

İLE

AKIL OPERATÖRÜ[-AKILLILIK(ÖZ-GÜR AKIL) RÖLASYONU] ÜZERİNE

KISA BİR HASBİHÂL

(III)

 

     A1) 2. Dereceden Enjektif Akıl(2. dereceden Güvenilir Akıl): “Giren data spektrumunu(girdi-hammadde olarak verilerin tümü) prinsipal(temel) bilgi küme kerneline(anladıklarımız kümesine) bire-bir izdüşüren, ve diğer ilgili Ker küme’ler ile korelasyon(bağıntı) kuran(-kurabilen) akıl”dır.

     Akıl’ın Gerçek-Gerçek(Mutlak Hakîkât)’e Yaklaşımı: “Temel İlke”den dolayı “akıl, yalnız ve yalnız, GG’in ‘posibilite(mümkün olabilirlilik) uzayı’ındaki izdüşümlerine yaklaşabilir ve bunu da ancak ve ancak, bireysel ker küme’sini posibilite uzayının ilgili ekseni üzerinde, prinsipal küme’nin tekâbülü olan domenin(alanın) ‘ker gerçek’i üzerine izdüşürerek yapabilir; zira ‘GG, kimlik itibariyle, bir eigenvektör(karekteristik vektör)’dür!” GG eigenvektörünün, posibilite uza-yının sonsuz çokluktaki eksenleri(posibilite uzayının alt eigen-uzayları) üzerindeki iz-düşümleri(ki birer, alt eigenvektörlerdir), GG’in o eksen üzerindeki eigendeğerleridir. Bu eigendeğerler, ilgili feno-menlerin, bulunması gereken enternal kod’larıdır! Dolayısıyla, “aklın kardinal(temel-aslî) görevi; bir projeksiyon operatörü olarak, prinsipal bilgi kümesinin spektral yapısı içerisinde yer alan ker küme yapısını, GG’e yaklaşım için, bu eigendeğerler üzerine izdüşürmeye çaba sarfetmek ve aralarındaki izomorfizmi(eşdeğerliği-eşbiçimliği) sağlamak”tır!

     Ker küme, ker gerçek’i; ya (a) tamamen veya (b) kısmen örtebilir. Tam örtme hâlinde GG’e “mümkün olabilirlik” kanalında maksimal(azami) kapasite ile yaklaşılmış olur(İlgili GG’in, bizzat kendisi olamadığına dikkat edelim)!

     A2) 1. Dereceden Enjektif Akıl(1.Dereceden Güvenilir Akıl): Bire-bir kısmi örtmeyi başaran akıl”dır.

     A3) Sürjektif Akıl: “Tam örtmeyi başaran akıl”dır.

     Otantik(gerçek-doğru) Akıllı’nın Tarifi: “Bijektif Akıl’a(=Enjektif Akıl+Sürjektif Akıl) sahip olma” demektir.(***)

        (***) [UYARI: 2. Dereceden Enjektif Akıl, bireysel bilgi kümeleri kernelleri ile aynı semantik sınıf içerisinde anlamaya çalışan akıldır. Bijektif akıl, bireysel bilgi kümeleri kernellerini, GG’in “Posibilite uzayı”nın izdüşüm eksenleri üzerine izdüşürerek, yine aynı semantik sınıf içerisinde, diğer iz-düşüm eksenleri ile korelasyon(bağıntı) kurarak yaklaşım sergileyen akıldır.]

     A1, A2, A3, iki değerli (T/F) analizlerle, “projeksiyon operatörleri” olarak görevini yürütür.

     A4) Fonktör Akıl: Rahatlıkla, hem bireysel bilgi kümeleri ve hem de Posibilite uzayı’nın iz-düşüm eksenlerinden ‘maksimal(azami) olabilirlilik’ eksenine izdüşürerek ve farklı semantik sınıflar kullanarak çalışan akıl”dır.

     A4, farklı semantik sınıfların katlı-T ve F’lerinin bir spektral dizisinde gerekli ve zorunlu olan korelasyonu(bağıntıyı) kurmak suretiyle, bahis konusu olan fenomen(görüngü; sıradışı olay) veya beyanın aranılan T’sini, geçerlilik şart ve limitleri ile ortaya koyarak görevini yürüten bir spektral projektör(izdüşürücü)”dür.

      B) Non-efektif Akıl: “Sadece bireysel bilgi kümesinin küme konplementi(tamamlayıcı-bütünleyici) üzerine izdüşürürek çalışan akıl”dır!

     Giren data akısının, girdiği sistemle(“beyin” ve “zihinsel folyasyon yapısı”) enteraksiyonunun (etkileşiminin) mümkün olabilmesi, enteraksiyonun diyagonal olması(eigendeğerler dizisi) ve diya-gonal elemanlarının, datanın(veya enformasyonun) girdiği sistemin prinsipal bilgi kümesine ait ker kümesi’nin değerlendirme bazında olması veya onların bir konbinezonunda ifade edilebilmesi elzemdir. Bu diyagonal elemanlar, sistemin gerek “klâsik” ve gerekse, “kuantum (matematik) lojik çerçevesinde, sistemin değerlendirme hâl’leri üzerine etki ederek, sistemin göstergesini bu diyagonal elemanlardan ilgili olanını okumaya, yani algılamaya sebep olur (tıpkı, bir bölmeli terazinin göstergesinin, üzerine konan maddenin veya azar azar ilâve edilen maddenin, arzu edilen kilo değeri elde edilinceye kadar hareket ederek, o değeri tam olarak göstermesi gibi). Bu hâl mümkün olursa, giren datanın analizi ve anlama gerçekleşmiş olur. Burada “anlama” ile, “otantik(gerçek-doğru) anlama”yı yani, “bu otantisiteye(otantikliğe: gerçekliğe, güvenilirliğe, doğruluğa) sahip olma”yı kast ediyoruz. Bu hâl, bahis konusu olan objenin(argüman), hangi ilmî disiplini içerdiği ve neyin hangi çerçevede ve hangi seviyede incelendiğinden veya tartışıldığından “haberdar olmayı” veya bunların “farkında olmayı” zorunlu olarak gerektirir. Bu tip “otantik anlama” ile “bilgisayar kontrollü robot tipi anlama”, kesinlikle karıştırılmamalıdır! Bu robotlar, verilen talimatlar çerçe-vesinde hareket ederler ve programı yerine getirirler. Bu da, “bir cins ‘anlama’”dır. Ancak argümanın “kalite”sinden, “otantisite”sinden, “içerdiği ilmî disiplin veya disiplinler”den, maalesef “haberdar” değillerdir veya onların “farkında” değillerdir! Ancak, şunu hemen belirtelim; herhangi bir enteraksi-yon(etkileşim) her daim mümkün olabilir! Fakat giren datanın yukarıda bahsedilenler dışında ne, anali-zi yapılabilir ve ne de, anlama gerçekleşebilir!

          Buradan hareketle, peki o zaman “efektif(etkin-verimli) aklın malzemeleri” ile “analiz ele-manları” nelerdir?

     Efektif Akıl’ın Malzemeleri:

     a) Aklın Kendisi,

     b) Profesyonalizm,

     c) Önsezi(İlmî araştırma ve beceri ile şekillendirilmesi şartıyla, aksi hâlde etkisizdir!),

     d) Maksimal Kapasiteli Epistemolojik Araştırma(Ontolojik Sentezler de dâhil!).

     Analiz Elemanları(Çağın İlmî ve Teknolojik bazında):

     a) Operasyonel Araştırma,

     b) Matematik-Lojik(Mantık) Metotları(gerek “klâsik” ve gerekse “kuantal”),

     c) Sibernetik(Güdümbilim) Metotları,

     d) İlmî Metodoloji,

     e) Aşağıdan Yukarı Organizasyon(Araştırma Kurumları için).(20) 

     Görüldüğü gibi “aklın; (a) ‘normatif fonksiyonları’ (b) ‘kardinal fonksiyonları’ olmak üzere, iki fonksiyonu söz konusudur. Bizim burada “ilgilendiğimiz alan, onun(aklın) normatif fonksi-yonları değil, kardinal fonksiyonlarıdır!” Buradan hareketle, ilmî literatüre göre “kardinal(temel-aslî)akıl; ‘bijektif akıl’dır!” Bir diğer ifadeyle, “kardinal(temel-aslî)akıl; ‘enjektif akıl + sürjektif akıl’dan ibaret olan akıl”dır ki, “otantik(gerçek-doğru) akıllı”nın tarifi de, burada yatar.

     Sözün özü, “akılsal fonksiyonlarda kalite; ‘performans-deneyim eğrisi/eğimi’nin pozitif olma-sına bağlı”dır ki bu değer, “0 ila 90” arasında olmalıdır. Yani “sürekli artan bir performans-deneyim eğrisi”ne sahip olmalı; ve bu faaliyetlerimizi “efektif” kılmalıyız. Uğraşlarımız, “yeni yapı-landırmalara doğru bir ivme” göstermelidir. Bir “üst sisteme, yeni bir sentez meydana getirecek şekilde tranzisyon” gerçekleştirmeliyiz. Çünkü “ontolojik sentez yapı, bir epistemik faza bireyi götürüyorsa, işte o zaman bu geçiş faydalıdır; yoksa değil…!” Kaldı ki “ürün; ‘enternal(dâhili) hafıza’ ile, ‘eksternal(harici) hafıza’nın, ikisinin ‘etkileşimi(enteraksiyonu)’ sonucu ortaya çık-makta”dır. O hâlde “birey kendini gerek, enternal hafıza ve gerekse, eksternal hafızadan soyut-layamaz/soyutlamamalıdır!”

     Yukarıda “Benlik Operatörü”nün “Düşünce Dünyası”nın merkezini oluşturduğunu ve hayatı da bütünüyle “mekanik” idare ettiğini söylemiştik. Kuşkusuz, bu mekanikliğin de beslendiği en büyük referanslar “kültür; din, gelenekler ve devlet kanunları(yani,namus’tur: Eski Yunanca-Latince’si ‘Nomos(21))” olarak özetlenebilir.

     Bu bağlamda “bütünsellik-bütünlük/tamlık(wholeness) paradigması” ve/veya “holistik (bütün-sel-bütüncül)” perspektif açıdan “İslamcı” olmak; bir “seçim(ideolojik bir kavram), bir “coğrafya mensupluğudeğildir! Bilakis bilindiği anlamıyla, “tarihsel” ve/veya “siyasal” anlamda değil ama, adını andığımız paradigma/perspektif açısından ise İslamcılık; “Allah’ın tekliğini gayb/örtük(-imp-lisit) âlemde görmektir”!  Onu gören(in) de nefsi(benliği) iyilik yönünde “at/araç” olur. “Tam-eksiksiz(full, complete, whole) görme” gerçekleştiğinde ise at/araç kaybolur; “zaman-mekân; var-lık” da kaybolur ve sadece “O” kalır!

     Put(sanem)” ve “Tanrı” arasındaki farka gelince: “Eksplisit alanda(-şehadet âleminde)” put, benliğin objesi ve tanrı ile birdir; aklın da üstü örtülmüş olduğu için o benlik göremez! “Örtük olma-yan akıllarda(-âlemde)” ise Tanrı, “Absülü(Mutlak) Hakikattır(-Real-Reality: Gerçek-Gerçektir)” ve gaybdır(-mutlaktır) tektir; benlik ise, iyiliğin ve kötülüğün sadece aracıdır ve rüyadır!

     Evet, “O TANRI” diğer tanrılara hiç mi hiç benzemiyor! O öyle bir tanrı ki; “BÜTÜNLÜK, TEKLİK VE EŞSİZLİK”in Kendisi...! “Transandantal & Meta-meta-meta-meta...Olan Sistemin Kendisi”...! Strüktüründe “lojik(mantıksal) paradoks” barındırmıyor! Aklın tavan sınırlarını da[ki “İNSANOĞLU REFERANS SİSTEMİ”ne göre aklın tavanı sınırsız ve sonsuzdur, ama “TANRI REFERANS SİSTEMİ”ne göre ise sınırlı ve sonludur] kapsarken, onun da ötesine taşıyor. “Antropomorfik(İnsanbiçimci) tüm yaklaşımlar ve tanımlamalar”dan münezzeh olup, [ancak dile döküldüğünde -ki dile dökülmediğinde “SESSİZLİK”in Kendisidir- bu tür tanımlamalardan da kaçamadığımız], “TANIMSIZ”, “SOYUTLANAMAYAN” VE “SOMUTLANAMAYAN” BİZA-TİHİ “GERÇEK-GERÇEK”İN YANİ “MUTLAK HAKİKAT”İN KENDİSİ...! 

     Yine, bu bağlamda “insan”a dair her ne varsa, önce “istek”le başlar ve sonra “arzu”ya dönüşür. Derken en üst perdede “tutku(passion)” oluşur. Yani; “en sevilen” ve/veya “ilah[her şeyden çok sevilen, kendisin(in koyduğu yasakları çiğnemek suretiyle, gözden düşüp-sevgisini yitirmek)den sakınılmaya ve mutlak itaat edilmeye tek lâyık olan, her sözü absülü otantik(mutlak gerçek-doğru) olarak kabul edilen, kendisinden kurtuluş beklenen]”(22) olur!

     Bu yüzdendir ki; “beklediğimiz[beklenti içine girdiğimiz(z.c.)] menfaatler[çıkarlar(ımız) (z.c.)] bi-rer ‘efendimiz’ haline gelir! Hatta o kadar ileri gideriz ki bu menfaatleri tanrıların yerine koya-rız!”(23) Demem o ki; “çok geç anladım: hevasını ‘tanrı(ilah)’ edinen putperest ile hevasını Tan-rı’ya giydiren Müslüman arasında bir fark yokmuş!”(24)

     İngilizce “passion”, Türkçemiz’de “tutku ve ızdırap” olarak karşılanabilir. Buradan hareketle, “tutku” kesintiye uğradığında, neticesi ızdırap olur. “Benlik dünyası(-ego; düşünce dünyası)”nda nam-ı diğer, “aşikâr düzen(-explicit order: şehadet âlemi)”nde bu böyledir. Dolayısıyla tutku bu sa-hada, tam anlamıyla “problemli” duruyor!

     Buna karşın, “compassion” ise “birlikte ızdıraplanmak”tır. Bu bir “merhamet”, “şefkat” ve “empati(eş-duyu(m)-duygudaşlık)”dir. Yani, hepsi “rahmet”in şubeleridir. “Aşikâr düzen(-explicit order: şehadet âlemi)”ne mukâbil, “örtük düzen(-implicit order: gayb âlemi)”ndeki tutkuya gelince; orada tek bir tutku vardır. O da “Gerçek-Gerçek/Mutlak Hakikatin Yolu”dur. Bu yolun tutkusuna düşen, “Gerçek-Gerçek/Mutlak Hakikat”in “Gizli Atraktörü(Çekici-Cazibesi)” ile çekilir ve onun rahmeti ile de “vecd”e gelir(coşar), “huşu” bulur(hayran kalır, sevgi kaynaklı içsel bir ürperti yaşar)!

[DEVAM EDECEK]

Zeki COŞKUNSU



442 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Konfesyonlarım & Yüzleşmelerim! İtirafımdır. - 20/09/2022
KONFESYONLARIM & YÜZLEŞMELERİM! İTİRAFIMDIR; SALT HEP İKİ MEVSİM BİLİP-YAŞADIM! BEN SİZİN DOĞRU SANDIĞINIZ ÇİZGİDEN SAPTIM! AMA SİZSE TÜM YAŞAMINIZI BÜYÜK BİR YALAN(-YANILSAMAY)A VAKFETTİNİZ!
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? - 20/08/2022
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ?
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası - 29/07/2022
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA* - 07/07/2022
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA YAŞAMSAL DENEYİM-ETKİNLİKLERİMDEN ÜÇ ÖRNEK KESİT
Felsefe Din Çatışması -II- - 09/05/2022
USDIŞILIĞIN TARİHİ: ‘İRRASYONALİTE(MANTIKSIZLIK-SAÇMALIK)’ İLE ‘RASYONALİTE(MANTIK-AKLA UYGUNLUK)’ ARASINDAKİ ÇATIŞMA(:ETKİLEŞİM & EVRİM)
Felsefe Din Çatışması -I- - 06/05/2022
‘METODİK KUŞKUCULUK(SCEPTICISME MÉTHODIQUE)’TAN HAREKETLE ‘KURAMSAL DÜŞÜNME(PENSÉE THÉORIQUE)’ ÖRNEĞİ VE ETKİNLİĞİNİN ‘İKİLİ(BINAIRE) DANS’I
Kanasın Kanamasına da... - 16/04/2022
‘Kanım çekiliyor’! Bu öyle bir ‘çekiliş’ ki Ne bir denizin, Ne de bir okyanustaki herhangi bir ‘med-cezir’, Yani ‘gel-git’lerinkine benziyor!
Pireye Kızıp Yorganı Yakalım mı? - 20/03/2022
MESELE ‘PİRE’ Mİ ‘YORGAN’ MI? YOKSA ASIL MESELE ‘YORGANIN SAHİBİ’; O YORGAN SAHİBİNİN ‘EMPÜRİTON’LU[KİRLETİCİ-SAFLIĞI BOZUCU MADDE(PARAZİT/AJAN) YÜKLÜ] PİRE ÜRETİCİ ZİHNİYETİ VE ORTAMI’ OLMASIN!?
Ben bir Savaş Karşıtıyım - 26/02/2022
“Savaşma; Öz-gür kal - Öz-gürce yaşa, Otantikçe sev(iş) ve üleş-paylaş!”
 Devamı