• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Zeki Coşkunsu
Tanrı Neyin Kardinal Atribüsüdür
20/02/2021

TANRI

ONTİK-OTONOM BİR İNANCIN/DİNİN/DOGMANIN MI

YOKSA BİLMENİN(-BİLİNCİN)

KARDİNAL ATRİBÜSÜDÜR (TEMEL HASSASI-ÖZNİTELİĞİDİR)?

 

Her şey güncellenir

Fakat bir şey hariç diyorsanız,

Kendinizi ‘öz-gür’

Ve ‘bilimsel’ düşünceli sayamazsınız!

‘Nötr’ olması gereken bilinciniz

Korku tarafından ele geçirilmişse,

Başka beyinlerin güdümünde olup

Kullanılıyorsunuz, demektir!”(1)

 

     Asıl olan, daima “güncellemek”tir kendimizi ve bütün her şeyi…!

     Tanrı”ya ve/veya “Transandantal[:Mute‘âl; Absülü(Mutlak) Aşkın] Gerçek-Gerçek(Mutlak Hakikat)”e ilişkin olarak “kardinal atribü(en temel hassa-öznitelik)” hangisidir, diyorum; “ontik-otonom inanç/din(ontic-autonomous belief/religion)/dogma” mı, yoksa “otantik bilme-bilinç(authentic knowing-consciousness)” mi?

     Kaldı ki bir şeye “inanmak”la, birşeye “ontik-otonom bir inanç/din/dogma ile inanmak”, farklı kavramlar-dır! Kuşkusuz “ontik-otonom inançlar/dinler/dogmalar, sorgulan(a)mayan/sorgulan(a)maz bilgi sistemleri-dir! Bu tip bir inancın/dinin/dogmanın müntesipleri de, zaten aşırı anlam yüklemesine maruz kaldıkları için zihinlerinden, ‘aparan(görünür-ortaya çıkan) fiziksel reel dünya’dan uzaklaşır; kendilerinden(-doğal-lıktan/doğallıklarından) yabancılaşma başlar ve böylesi kişiler dekendi zihinlerinde ürettikleri düşüncele-ri, duyguları[faktüel(-doğal olmayan, yapay üretilmiş) bireysel, sübjektif(öznel) realite ve doğruları]’ kendi otantik gerçeği gibi algılar” hâle gelirler! Kaldı ki zaten, ontik-otonom inançların/dinlerin/dogmaların zih-ni ‘uyuşuk’tur!”

     Değil mi ki “sorgulamak asalettir, ontik-otonom inanç/din/dogma ise bir cehâlet…!?”

     Buna karşın, yine değil mi ki “efektif(etkili/verimli) aklı()(*) ve/veya otantik(gerçek-doğru)-fonktörel (eşleştirici-işlevsel) aklı()(**) kullanmaksa bir asalet…!?” Örneğin; “otantik ilim” ve/veya “otantik ilmî filozofi”nin de bir inancı var, ama bu inanç, asla “ontik-otonom bir inanç” değil; bilakis, “otantik-epistemo-lojik(bilgibilimsel-bilgikuramsal) bir inançtır! Aralarında “strükrürel-fonksiyonel(yapısal-işlevsel)”; en baba tabirle “radikal(köktenci)” anlamda “kardinal(ana-temel)” bir farklılık var! Biri “mutlak hakikatçi(!)”, diğeri ise “hakikatin peşinde sorgulayıcı(-hakikatin yolcusu)”; ama asla “mutlakçı(!)” değil…! Zira o, haddini-sınırlarını; limitasyonları biliyor ve bilincindedir!

     (*)[Efektif Akıl: A1) 2. Dereceden Enjektif Akıl(2. dereceden Güvenilir Akıl): “Giren data spektrumunu(girdi-hammadde olarak verilerin tümü) prinsipal(temel) bilgi küme kerneline(anladıklarımız kümesine) bire-bir izdüşüren ve diğer ilgili Ker küme’ler ile korelasyon(bağıntı) kuran(-kurabilen) akıl”dır. Ker küme, ker gerçek’i; ya (a) “tamamen” veya (b) “kısmen” örtebilir. “Tam örtme” hâlinde GG’e “mümkün olabilirlik” kanalında maksimal(azami) kapasite ile yaklaşılmış olur(İlgili GG’in, bizzat kendisi olamadığına dikkat edelim)! A2) 1. Dereceden Enjektif Akıl(1.Dereceden Güvenilir Akıl): Bire-bir kısmî örtmeyi başaran akıl”dır. A3) Sürjektif Akıl: “Tam örtmeyi başaran akıl”dır. Zaten  otantik akıllı’nın tarifi de; “bijektif akıl’a(=enjektif akıl+sürjektif akıl) sahip olma” demektir. A1, A2, A3, iki değerli (T/F) analizlerle, “projeksiyon(izdüşüm) operatörleri” olarak görevini yürütür.]

      (**)[Otantik-Fonktörel Akıl: A4) Fonktör Akıl: Rahatlıkla, hem bireysel bilgi kümeleri ve hem de ‘posibilite(ola-sılık) uzayı’nın iz-düşüm eksenlerinden ‘maksimal(azami) olabilirlik’ eksenine izdüşürerek ve farklı semantik(an-lambilimsel) sınıflar kullanarak çalışan akıl”dır. A4, farklı semantik sınıfların katlı-T ve F’lerinin bir spektral dizi-sinde gerekli ve zorunlu olan korelasyonu(bağıntıyı) kurmak suretiyle, bahis konusu olan fenomen(görüngü; sıra-dışı olay) veya beyanın aranılan T’sini, geçerlilik şart ve limitleri ile ortaya koyarak görevini yürüten bir spektral pro-jektör(izdüşürücü)”dür.](2)

     Dahası, diyorum; “sizin bu tanrılarınız nasıl bir tanrı ki sizleri Kendine ‘iman’ ettirmek adına, hep ken-dinden ‘korkutup(-sakındırıp), baskılayarak’  sindiriyor!?” Sizin bu tanrılarınız nasıl bir tanrıdır ki mesajla-rını, içinde “sevgi(!)”ninde bulunduğu “korku” nitelikli “oksimoronik” bir “konsept”le sunuyor!? Oysa sevgi-nin; sağına-soluna önüne-ardına, altına-üstüne ulanan/eklenen tüm “korku” sıfatları “sevgi(!)”yi, “oksimoronik (oxymoronique: karşıtsal-tezat; birbiriyle çatışan iki özellik veya düşünceyi barındıran tamlamaya ilişkin)”(***) bir yapı”ya bürümez mi!? Bu tür bir sevgi(!), hiç “otantik(gerçek-doğru) sevgi” olur mu!? Dikkatlerinize kal-dırmak isterim: “ ‘Nesne’si-‘Tümlec’i-‘Yüklem’i, ‘korku’ (üzerine)olanın ‘Özne’si nice’dir acep…!!!???”

     (***)[Oksimoronik(Oxymoronique: karşıtsal-tezat; birbiriyle çatışan iki özellik veya düşünceyi barındıran tamlamaya ilişkin) Bir Yapı: Örnek-1: Zıt anlamlı iki sözcük ele alalım; “zulüm” ve “şefkat” gibi. Her ikisinin de bir arada kullanıldığı bir cümlecik oluşturalım. Ortaya çıkan sonuç ilginçtir: “zalim şefkat(!)” Örnek-2: Yine aynı şekilde, zıt anlamlı başka iki sözcük daha alalım; “sevgi(sevmek)” ve “sadizm(sadistlik)” gibi. Her ikisinin de bir arada kullanıldığı bir cümlecik daha oluşturalım. Ortaya çıkan sonuç, yine ilginçtir: “sadist sevgi[-sadistçe sevmek (!)]” Örnek-3: Yine aynı şekilde, zıt anlamlı iki sözcük daha alalım; “eziyet etmek” ve “yardım etmek” gibi. Her ikisinin de bir arada kullanıldığı bir cümlecik daha oluşturalım. Ortaya çıkan sonuç, yine ilginçtir: “eziyetli yardım(!)” ve/veya “eziyetli sadaka(!)” Örnek-4: Gelişmemiş ülke-lerde (özellikle de, Türkiye’mizde), “sıkça tanık olunan gerek, radyo ve gerekse, TV programlarındaki sözüm ona, halkı aydınlatmak adına(!) yapılan tartışmalar”ın kâhir ekseriyeti de,  oksimoronik yapı’ya birer tipik örnek”tir!](3)

     Değil mi ki “bizi korkutan, korkan insandır!? Tanrı’nın korkutmaya, tehdide, gözdağı vermeye (ki esa-sında hiçbir şeye) ihtiyacı yoktur! Tanrı ‘beklentisiz’dir! Siz Tanrı’nın seslenişini ‘doğa’nın yasa ve kural-larından, ‘bilim’den, ‘fen’den, ‘akıl’dan, ‘bilinç’ten, ‘sağduyu’dan duymuyor musunuz!? Sizi sadece kor-kutanların sözleri mi etkiler!?”(4)

     Bu nasıl bir idraktir(!) ki(“idrakdediysem, aslında kelimenin tam anlamıylaidraksizliktir demek istiyo-rum) deprem, kasırga, hastalık yayan virüsler, envâ-i çeşit patolojik hâller vb. sizin o tür “Tanrı’larınızın bir gazabı(!)” oluyor; olur mu öyle hiç!? Bu nasıl bir saçmalıktır!? Oysa tüm bunlar, “otantik ilmî” bir ifadeyle bir “doğa olayı(:doğa fenomeni)” nâm-ı diğer “doğadaki fiziksel-biyolojik ve sosyolojik yasalar”dır! Her kim bu yasaları dikkatine kaldırmaz ihmâl ve ihlâl ederse olacağı budur; “vahim aktüel yaşananlar”…!

     Bu bağlamda “Tanrı” ve/veya “Transandantal Gerçek-Gerçek” diyorum, “ontik-otonom inanç/din/dog-ma”nın değil, “otantik bilme-bilinç”in bir “kardinal atribüsü”dür! Aynı zamanda “O” yani, “Transandantal Gerçek-Gerçek”;  hem, “nötr” hem de, “beklentisiz” olup, “cehâletin tanrılığı”ndan da münezzehtir!

     Son tahlilde gerek, “otantik ilmî düşünme”; “kozal(nedensel), “analitik(çözümsel-çözümlemeli)” ve gerek-se, “otantik filozofik(felsefî) düşünme”; “öz-gür”, “holistik/integral(bütünsel-bütüncül/tamamlayıcı-bütünle-yici) bir “paradigma(değerler dizisi)” ancak “gerçekçilik(realisme)” ve/veya “otantisite(otantiklik; özgünlük, doğruluk, güvenilirlik)”tir! Bizi böylesi “gerçek-gerçeklik(real-reality)” kurtarır; “ontik-otonom inancın/di-nin/dogmanın uyuşuk zihni, masalımsı hikayeleri” değil…!

     Meramımı Recep Bayhan’dan ödünçle, “kompakt(özlüce)” olarak ifade edecek olursam sözün özü, son tah-lilde; “(…) ‘Tanrı’ algınızı değiştirmedikçe ‘inanç sömürüsü’nden kurtulamazsınız! Rol yapan bir ‘şebek’-ten de farkınız kalmaz! Kaderciliğe teslim olmaz, hesabı bu dünyada yaşarken hâlledersiniz. Sizin bilinçli varlığınız, efendilerin ziyafet sofralarında tıka basa yemelerini önleyecektir! Yine bilinçli varlığınız ‘za-lim–mazlum’ dengesizliğini de ortadan kaldıracaktır!”(5)

     Dedim ya; “asıl olan, daima ‘güncellemek’tir kendimizi ve bütün her şeyi…!”

    

     (1) Bkz. BAYHAN, Recep; 23.11.2020 tarihli, “facebook” anasayfasındaki paylaşım yazısı, https://www.facebook.com/ recep.bayhan.777. (Erişim Tarihi: 23.11.2020).

     (2) Geniş bilgi için bkz. ÖZENLİ, Sertaç; “İlmî Sohbetler” ss.(R)38-41, ss.(T)1-4, Karakuşlar Yay., Adana, 1999 & COŞKUNSU, Zeki; “Gerçek-Gerçeğe Giden Yol(The Road to Real-Reality): Geçmişimiz-Bugünümüz & Geleceğimiz Non-Konvansiyonel Otantik  İlmî Makâleler (I-II-III)”, c. I, ss. 110-112, Çizgikitabevi Yay., Konya, 2019.

     (3) Geniş bilgi için bkz. COŞKUNSU, Zeki; “Gerçek-Gerçeğe Giden Yol(The Road to Real-Reality): Geçmişimiz-Bugü-nümüz & Geleceğimiz: Non-Konvansiyonel Otantik İlmî Makâleler (I-II-III)”, -özellikleDOĞA[:DOĞA KUR’AN’I; MU-FASSAL(-AYRINTILI) ENFORMASYONLAR KÜMESİ] İLE OKSİMORONİK YAPI ÜZERİNE KISA BİR BAKIŞ” adlı makâ-lem;  c. II, ss. 833-839 & 963 ve c. III, ss. 1470, 1575, Çizgikitabevi Yay., Konya, 2019.

     (4) Bkz. BAYHAN, Recep; yukarıda adı geçen link. (Erişim Tarihi: 30.11.2020).

     (5) Bkz. BAYHAN, Recep; yukarıda adı geçen link. (Erişim Tarihi: 23.11.2020).

     Zeki Coşkunsu

 



447 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Konfesyonlarım & Yüzleşmelerim! İtirafımdır. - 20/09/2022
KONFESYONLARIM & YÜZLEŞMELERİM! İTİRAFIMDIR; SALT HEP İKİ MEVSİM BİLİP-YAŞADIM! BEN SİZİN DOĞRU SANDIĞINIZ ÇİZGİDEN SAPTIM! AMA SİZSE TÜM YAŞAMINIZI BÜYÜK BİR YALAN(-YANILSAMAY)A VAKFETTİNİZ!
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? - 20/08/2022
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ?
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası - 29/07/2022
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA* - 07/07/2022
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA YAŞAMSAL DENEYİM-ETKİNLİKLERİMDEN ÜÇ ÖRNEK KESİT
Felsefe Din Çatışması -II- - 09/05/2022
USDIŞILIĞIN TARİHİ: ‘İRRASYONALİTE(MANTIKSIZLIK-SAÇMALIK)’ İLE ‘RASYONALİTE(MANTIK-AKLA UYGUNLUK)’ ARASINDAKİ ÇATIŞMA(:ETKİLEŞİM & EVRİM)
Felsefe Din Çatışması -I- - 06/05/2022
‘METODİK KUŞKUCULUK(SCEPTICISME MÉTHODIQUE)’TAN HAREKETLE ‘KURAMSAL DÜŞÜNME(PENSÉE THÉORIQUE)’ ÖRNEĞİ VE ETKİNLİĞİNİN ‘İKİLİ(BINAIRE) DANS’I
Kanasın Kanamasına da... - 16/04/2022
‘Kanım çekiliyor’! Bu öyle bir ‘çekiliş’ ki Ne bir denizin, Ne de bir okyanustaki herhangi bir ‘med-cezir’, Yani ‘gel-git’lerinkine benziyor!
Pireye Kızıp Yorganı Yakalım mı? - 20/03/2022
MESELE ‘PİRE’ Mİ ‘YORGAN’ MI? YOKSA ASIL MESELE ‘YORGANIN SAHİBİ’; O YORGAN SAHİBİNİN ‘EMPÜRİTON’LU[KİRLETİCİ-SAFLIĞI BOZUCU MADDE(PARAZİT/AJAN) YÜKLÜ] PİRE ÜRETİCİ ZİHNİYETİ VE ORTAMI’ OLMASIN!?
Ben bir Savaş Karşıtıyım - 26/02/2022
“Savaşma; Öz-gür kal - Öz-gürce yaşa, Otantikçe sev(iş) ve üleş-paylaş!”
 Devamı