• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Mustafa Yıldırım
-
Askeri sevmiyorum
07/05/2014


Tabii başlığa bakıp yanlış anlaşılmasın. Askeri insan olarak sevmemek asla değil; mesleki olarak, zihinsel olarak, sahip olduğu anlayış bakımından askeri sevmiyorum.

Yalnız bizim asker sanılmasın, yeryüzündeki tüm askeri: Hangi devletin, hangi milletin, hangi dinin, hangi ideolojinin, hangi törenin askeri olursa olsun.

Bir Türkiyeli olarak gidip Çin askerini eleştirmeyeceğim, çünkü ne'ci olduğunu bilmek gibi bir şansım yok; o yüzden gözümüzün önündeki, hepimizin zağını yediği, bizim askeri eleştireceğim yazımda. Yani TSK dedikleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni...

***

Türkiye 1923'ten 1950'ye kadar asker egemenliğinde ve asker kökenli kişiler tarafından yönetilmiştir.
1923-1950 arası milliyetçi baskı ve faşist dikta yönetimi saymıyorum, çünkü o yıllarda dünya genelinde modaydı bu yönetim anlayışı... Ondan boştur bu yıllarda demokrasi arayışına girmek...

Türkiye çok partili hayata 1946'da geçti ama demokrasinin devrede olduğu seçim 1950'de yapıldı.
Askerimiz elinden yönetim gittiğine üzüldü; sonradan endişesinin yersiz olduğunu anladı, ne de olsa Adnan Menders ve Celal Bayar tanıdıkları adamdı, zarar gelmezdi.
1953'te hükümet eliyle Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkardılar, artık Atatürk'ü eleştirmek yasaktı.
1955'in 6-7 Eylül'ünde İstanbullu Rum, Ermeni ve Yahudi halka bir çeşit cehennemi yaşattılar.
Yıl 1960'lara dayandı, halkın yarısı Adnan Menderes'e karşı tepkiliydi; Adnan Menderes'te bunu pek takmıyor, baskıcı yönetimine devam ediyordu. İsmet Paşa, Menderes'e 'Sizi ben bile kurtaramam' demiş ve gerçekten kurtaramamıştı.

27 Mayıs 1960 sabahı asker yönetime el koyup, Adnan Menderes'i alaşağı etti. Menderesler'i ve Bayarlar'ı Köpek, Bebek gibi, sudan sebeplerle yargılayıp, Adnan Menderes ve iki arkadaşını darağacına gönderdi.

10 yıl aradan sonra yönetim artık askerdedir.

*

27 Mayıs'ı gerçekleştiren asker cuntası, cuntalarının içerisindeki Cemal ağayı Çankaya'ya çıkarır, yani Orgeneral Cemal Gürsel'i...

Darbeden sonra meclis cumhurbaşkanı seçecektir; ordinaryüs profesör Ali Fuat Başgil'de cumhurbaşkanlığına aday olur, ama askerin tehdidine uğrayınca adaylığını geri çeker. Artık Cemal ağanındır Çankaya...

Yeni devletin Türkçü-faşist yönetim anlayışı, Kürtler arasında isyanlara neden olur ve Cemal Gürsel 27 Mayıs'tan önce bir Doğu raporu hazırlattırır:

"Kürtler ayaklanıyor, 2500 ileri gelen kişiyi tenkil edelim (katledelim) diğerlerine ibret olur, sinerler"

Cemal Gürsel 1961’de Diyarbakır’da der ki:

"Bu memlekette Kürt yoktur. Kürdüm diyenin yüzüne tükürürüm.’’

*

Artık asker darbe yapmaya alışmıştır:
1963 yılında albay Talat Aydemir darbe girişiminde bulunur, fakat başarısız olur. Yargılandıktan sonra 1964 yılında idam edilir.

*

Tarih 12 Mart 1971 olmuştur, asker hükümete muhtıra verir; Demirel hükümeti istifa eder, yüzlerce solcu da sudan seeplerle göz altına alınır.

*

1970-80 arası yıllar Türkiye için baya bir sıkıntılı geçmiştir. Solculara dört bir taraftan saldırılmış, hayat zindan edilmeye çalışılmıştır. Devletin hapsi, askerin ve polisin işkencesi, ülkücülerin de tetiği solcuların ensesindedir. Çatışmalar ve suikastler sonucu ülke genelinde günlük en az 20 kişi hayatını kaybetmektedir; Maraş ve Çorum'da ülkücü ve asker elbirliği ile Alevilere karşı katliamlar olur, kararan bir ülke görünümü vardır, fakat darbe için şartlar hızlanıyor diye sevinen bir iblis vardır, o iblis, genel kurmay başkanı orgenaral Kenan Evren'dir.

Tarih olmuştur 12 Eylül 1980, o gün Türkiye üzerinde puslu bir hava vardır, asker yönetime el koymuştur.

12 Eylül darbesiyle;

-650 bin kişi göz altına alındı.
-Bir milyon 683 bin kişi fişlendi.
-Yedi bin kişi için idam cezası istendi.
-517 kişiye idam cezası verildi.
-İdam cezası verilenlerin 50′si asıldı.
-Ceza evlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.

12 Eylül’le sol fikir, idam sehpasına çıkmıştır.
12 Eylül’le nur topu gibi Kürt sorunu doğmuştur.
12 Eylül’le duyarsız, ilgisiz, ezberci ve taklitçi nesil yaratılmaya adım atılmıştır.

Kapısına ‘Burada Allah yok, peygamber izine çıkmıştır,’ diye yazılmış, Diyarbakır Cezaevi…
‘Buranın Allah’ı benim’ diyen, Diyarbakır Cezaevi müdürü Esat Oktay Yıldıran…
İşkencenin envai çeşidi… Cinsel organa elektrik vermeler, Filistin askısı…
Türkçe bilmeyen ana babasıyla Kürtçe konuştuğu için cezalandırmalar…
Kürt olduğu için gün boyu İstiklal Marşı söylemeye zorlananlar…

Özgürlüğün izne çıkarıldığı tarihtir, 12 Eylül…

*

Türkiye 1989'a kadar askerin gölgesi altındadır. 1989'da cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1993'te de Süleyman Demirel olur; ama asker bu adamlara alışmştır, pek endişe duymaz.

1994 yerel seçimlerinde ise, İslamcı lider Necmettin Erbakan'ın adayları İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini kazanır. İslamcı partinin güç kazanması askeri korkutmuştur.

1995 genel seçimlerinde de %21 oy alan Necmettin Erbakan'ın Refah Partisi, seçimlerde en yüksek oyu alan birinci parti olmuştur; askerin korkusu misliyle artar. Asker, diğer partileri gizliden uyarır: 'Refahla koalisyon hükümeti kurmayacaksınız!' diye.

1996 yılında ise, Erbakan'ın Refah Partisi'yle Tansu Çiller'in Doğru Yol Partisi bir koalisyon hükümeti kurarlar ve Erbakan Başbakan olur; ama Erbakan'a 9 ay başbakanlık bile çok görülür.

28 Şubat 1997'de darbelerin en moderni ve en kansızı yapılır; koalisyon hükmeti düştükten sonra, Erbakan'ın partisi kapatılır ve siyaset yasağı getirilir.

Asker sevinçlidir hem darbenin en modernini yapmışlar, hem bin yıl süreceğine inanmaktadırlar, hem de devletin borusu ellerindedir.

*

1999 seçimlerinde DSP-MHP-Anap koalisyon hükümeti kurulur.
Asker kendi kafasında olduğu için MHP'yi normal bulsa da, DSP ve Anap liderlerinden pek memnun değildir, çünkü arada bir çatlak sesler çıkartmaktadırlar.

2001 yılının başlarında ülke ekonomik krizden dolayı buhranlı günler geçirmektedir; kriz karşısında hükümet başarısız olmuş ve erken seçime gitme kararı almıştır.

2002 genel seçimlerinin sonuçları ise asker için tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Çünkü Erbakan'ın talebesi Tayyip Erdoğan sandıktan birinci parti olarak çıkmış, oyların %35'in almış ve tek başına hükümet kurabilme imkanını elde etmiştir.

Asker hemen, çaresizliği çareye dönüştürmek için kolları sıvar; gelsin darbe planları: Balyoz, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven...

Darbe planlarını hazırlayan komutanlar, ne genelkurmay başkanından, ne iş adamlarından, ne de ABD'den destek alabiirler. Hevesleri kursaklarında kalır, ama ümitlerini yitirmezler.

2007'de cumhurbaşkanlığı seçimleri olacaktır ve cumhurbaşkanlığına Erbakan'ın bir talebesi adaydır. Yani olacak şey değildir bu. Askerin Kâbe'sine bir İslamcı adaydır ve asker patlatır hemen muhtırayı: 27 Nisan 2007 e-muhtırası...

Muhtırada hükümete ayar verildikten sonra, 'Ne mutlu Türküm diyene!' demeyenlerin bir vatan haini olduklarını ve de öyle kalacaklarını söyler asker hazretleri...

2011 yılına kadar çatlak çutlak sesleri çıksa da, kışlalarına kapatılmıştır artık...

***

Ak Parti hükümeti, dik durup, demokrasiye ayar vermeyi pek seven, 'dediğim dedik çaldığım düdük' diyen, 'pohumun üstüne poh olmaz' diyen bu tek tipçi, ırkçı ve kibirli zihniyeti kışlasına kapattığın için sana teşekkür ederiz.

***

Son söz:

Darbenin iyisi kötüsü olmaz, darbe darbedir.
Ve unutmayın, askerin yeri kışlasıdır.


1226 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

‘Eli olmayanın dili çok olur.’ - 09/04/2019
Dili çok olan insanlar, genelde, ahkam kestikleri şeyden de yoksundur. Ama yoksun oldukları şeye en çok kendisi sahipmiş gibi göstermeyi iyi bilirler. Bu bir çeşit psikolojik tepkidir.
Doğu Toplumlarının Kaderi - 15/03/2019
Doğu insanın ihtiyaç duymadığı en büyük şey düşünmektir; en çok ihtiyaç duyduğu şeyse inanmaktır. Düşünmeye ihtiyaç duymadığı için, düşün yetisi gelişmemiştir. Düşün yetisi gelişmediği için de kendi başına kararlar alamaz. Ya ağası, ya şeyhi....
Muhafazakar Sanat Olmaz! - 04/10/2018
....
Basitlik Güzeldir - 01/02/2018
..
Korktuğum başıma gelmedi - 25/08/2017
...
Reenkarnasyon, aşıklar için olsaydı keşke - 01/08/2017
...
Kadın her yaşta güzeldir ama… - 22/04/2017
‘Kadın her yaşta güzeldir’ klişesi vardır, ama ben bir erkek olarak buna katılmam.
İslam dünyasının gelişmesi için gereken üç benimseyiş - 24/01/2017
Bu benimseyişler yabancı bir yerden değil, İslam’ın ana kaynağı ve kutsal kitabı Kuran’dandır.
İsminin konup durulmasına şaşırmıştım - 14/10/2016
Moğolların tarihi lideri Cengiz Han’ın adı koyulmuş olan ne çoktur aramızda, değil mi?
 Devamı