• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Mustafa Yıldırım
-
İnsan Aciz midir?
06/07/2014
Nasıl bir çaresizlik?

Örneğin ölüm, insanın en büyük çaresizliğidir.

Düşünsenize, hiç yaşamamış gibi silinip gitmek, kaybolmak; sahip olduğumuz şeylerin elimizden alınması; sevdiklerimizden sonsuza dek ayrı kalmak; ne kadar korkunç bir şey...

Bir korkunç olan da, ölüm denilen bu büyük çaresizliği, herkesin, bütün insanların, bütün canlıların tadacak olması...

Ölüme ne dinler çare bulmuştur, ne de bilim...

Ve çaresi hiçbir zaman bulunamayacaktır.

Ha şöyle bir katkıları olmuştur; dinler, ölümle hayatın sonlanmadığını, ötesinde bir hayat olduğunu savunarak; bilim ise, sağlık standartlarındaki gelişimi artırarak insan ömrünü beş-on yıl uzatmayı başarmıştır; ama bütün canlıların bir son nefesi olacaktır, ve bunun önüne geçmeyi kimse başaramayacaktır.


İnsanın ölümden sonraki çaresizlikleri ise,

İnsan, beş dakika sonrasında ne olup olmayacağından kesin emin olan bir canlı değildir.
İnsan, yarına çıkıp çıkmayacağından emin değildir.
İnsan, hayallerinin hayal olmayacağına dair elinde senedi yoktur.
İnsanın ruhu esriktir, yani zayıftır; korkulara, kaygılara ve depresyonlara gebedir hep.

Bu acizlikleri ve çaresizlikleri yüzünden insan, hep arayışlar içerisinde olmuş, hep sığınacak güvenli bir yer, hep tutunacak bir dal bulmaya çalışmıştır. Bunun için, Göbeklitepe-Çatalhöyük'te yaşamış bilinen ilk insanlardan tutunda günümüze dek, hep kendine tanrılar, dinler, ritüeller icat etmiş, o öğretilere sığınmış, hayatını o öğretiler doğrultusunda şekillendirmiştir.


İnsanın maddi refahı geliştikçe, yaşam standartları yükseldikçe, güven ortamı arttıkça, inanışların bir saçmalık olduğunu düşünebilir, onları acımasızca eleştirip, ona inananları usülsüzce eleştirebilir reddebilir; ama unutmasın ki, bir çaresizliğe düçar olduğunda o reddettiği şeylere tutunmak isteyecektir.


Dinlerin bugün yoğun olarak yaşadığı bölgeler olan, Ortadoğu ve Hindistan coğrafyasından örnek verebiliriz.

Bu coğrafyalarda yaşayan insanların tamamına yakının yaşam güvencesi yoktur. İnsan hayatı çok ucuzdur. Sefalet diz boyudur. Maddi refah değil, maddi adaletsizlik zirvededir. O yüzden, insanlar, inanışlarına sımsıkı sarılmayı tercih etmişlerdir, çünkü sahip olduklarına emin oldukları tek şey odur.


Bir anlamsız olan da, Batı gibi, Japonya gibi yaşam standartlarının geliştiği ve dolayısıyla dinden uzaklaşan ülkelerin durumuyla, dinin yoğun olarak yaşanılan coğrafyada yaşayan insanların durumu asla bir bakılmamalı, birinin akıllı, diğerinin aptal olduğu şeklinde asla düşünülmemelidir.

Dinlerden uzaklaşan toplumlarla, dine sarılan toplumların durumu değiştirsek, gidişatın tam tersi şekilde gelişeceği asla unutulmamalıdır.

Çünkü insan çaresizdir.


1051 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

‘Eli olmayanın dili çok olur.’ - 09/04/2019
Dili çok olan insanlar, genelde, ahkam kestikleri şeyden de yoksundur. Ama yoksun oldukları şeye en çok kendisi sahipmiş gibi göstermeyi iyi bilirler. Bu bir çeşit psikolojik tepkidir.
Doğu Toplumlarının Kaderi - 15/03/2019
Doğu insanın ihtiyaç duymadığı en büyük şey düşünmektir; en çok ihtiyaç duyduğu şeyse inanmaktır. Düşünmeye ihtiyaç duymadığı için, düşün yetisi gelişmemiştir. Düşün yetisi gelişmediği için de kendi başına kararlar alamaz. Ya ağası, ya şeyhi....
Muhafazakar Sanat Olmaz! - 04/10/2018
....
Basitlik Güzeldir - 01/02/2018
..
Korktuğum başıma gelmedi - 25/08/2017
...
Reenkarnasyon, aşıklar için olsaydı keşke - 01/08/2017
...
Kadın her yaşta güzeldir ama… - 22/04/2017
‘Kadın her yaşta güzeldir’ klişesi vardır, ama ben bir erkek olarak buna katılmam.
İslam dünyasının gelişmesi için gereken üç benimseyiş - 24/01/2017
Bu benimseyişler yabancı bir yerden değil, İslam’ın ana kaynağı ve kutsal kitabı Kuran’dandır.
İsminin konup durulmasına şaşırmıştım - 14/10/2016
Moğolların tarihi lideri Cengiz Han’ın adı koyulmuş olan ne çoktur aramızda, değil mi?
 Devamı