Dindar Müslümanların kesinkes sakındığı günahlardan biridir içki.

Kuran, Müslüman’a içkiyi yasaklar.

Hadislerde ise iyice ayrıntıya girer: Damlasının bile haram olduğundan, içki almanın-satmanın-taşımanın, içki içmek kadar günah olduğundan bahseder.

Dindar olmayan Müslümanların bazıları içki tüketse de, bazısı da dinen yasak olması emrini dinleyip içkiye yaklaşmaz.

*

13 yıldır ülkeyi yöneten İslamcı parti, içkiyi laik bir devlet olduğumuz için yasaklayamadı, ne de olsa şeriatla yönelten bir ülke değildik. İslamcılar da dine dayanan bu yasağı laik bir ülkede hayata geçirmenin zor olduğunu biliyorlardı; bunun içinde anlayışlarını, ancak vazgeçirterek hayata geçirebilirlerdi. Vazgeçirtme yöntemini de, içkiden alınan vergiyi yükselterek belirlediler. Onlara göre kurnazca bir çözümdü. Ve vazgeçirtmekte etkili olabilirdi. Parası yoksa içmesin kardeşimdi, ne de olsa bu ülkenin çoğunluğunu züğürtler oluşturuyordu, vergilerini artırırsak fiyatı da yükselir, belki o zaman vazgeçerlerdi, laik bir devlette dini yasak yalnız böyle devreye sokulabilirdi. Diye düşündüler, ve düşünlerini hayata geçirdiler.

İçkiden alınan vergi %50’nin üstünde.
Biranın şişesi 6.5 liraysa bunun 4 lirası devlete gidiyor; 70’lk rakı 65 liraysa bunun 40 lirası devlete gidiyor.

Yani anlayacağınız tekel büfeleri bir çeşit vergi dairesi, bol bol vergi kesiyorlar. İçki üretici firmalara devlet ortakçı oldu bir çeşit, hem de büyük ortakçı, aslan payını alan ortakçı…

Peki faydası oldu mu bunun? Soruya soruyla cevap vereyim: Olur mu hiç?! İçki, fiyatından daha önemlidir; bunu içmeyen bilmez.

Ama devletin bu adaletsizliğini hiçbir şey meşru kılamaz. Yani bu bir hırsızlıktır. İçki içenin özgürlüğüne müdahaledir.

*

İçkiden sakınan dindar Müslümanların tamamı, ‘İçki almak- satmak-taşımak, içmek kadar günahtır’ hadisini kabul eder, savunur.

İslamcı yönetim sayesinde içkiden alınan vergi %50’nin üstünde. Bu vergiler devlet bütçesine gidiyor; devletin verdiği hizmetlere ve dağıttığı maaşlara yansıyor. Bu hizmetlerden dindar Müslümanlar da yararlanıyor, bu maaşı alan 100 binin üzerindeki imamlar, dindar öğretmenler ve memurlar da yararlanıyor… İçki almayı, satmayı ve taşımayı, içki içmek kadar günah olarak gören bir din, içki üzerinden alınan vergiyi ne kadar meşru görebilir? İçkiden kaçınan din adamları ve dindarlar, haram kursaklarınızda geziyor unutmayın asla.

İçkiden her şey gibi %18 oranında vergi alınsa, bunu normal ve gerekli buluruz, ama sen %50’nin üzerinde vergi alıp, bu vergilerle dindarlara maaş verirsen, ben de bu gerçeği söylemeden edemem.
İçki içenin günahı kendinedir, ama İslamcı yönetim sayesinde 77 milyona yayıldı.

Ben içtiğim için günahkârsam imam efendi/ içkimden alınan vergiden yararlandığın için günahıma ortaksın.