• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Mustafa Yıldırım
-
Karamsar mıyım?
05/01/2016

Karamsar mıyım? Elbette ki değilim. Aşkı, edebiyatı ve kadını konu edinen biri ne kadar karamsar olabilir ki!

Karamsar değilim, gerçekçiyim sadece. Siyasi düzeysizlikleri ve yanlışları, toplumsal fütursuzlukları, tarihsel çarpıtmaları gerçekçi bir anlayışla dile getiririm. Malumdur; siyasete girmeyen, toplumla ilgilenmeyen, övgülerle alkışlanan bir tarih anlayışına bağlı kalan yapıdadır çoğu yazar. Ben de farklı olduğum için, karamsar olarak tanımlanabiliyorum.

Gerçekler acıdır maalesef. Mide bulandırır, umutları zayıflatır, gökyüzünü karartır. Karamsar sanılmam doğaldır aslında. Gerçekçiliğin doğasıdır çünkü bu. Ama gereklidir; yazar olmanın gereğidir gerçekçilik.

Muhalif ve toplumcu bir yazarım. Bir yazar muhalif olmalıdır bence; sisteme başkaldıran, düzene uymayan, statükoya karşı çatlak sesler çıkaran, dizginlenemeyen, devrimci bir anlayışta olmalıdır. Yazar, sistemin suyuna giden, düzenin savunuculuğunu yapan, statükonun bayraktarlığını yapan bir anlayıştaysa, o yazarlık değildir, kalem memuriyetidir. Muhalif olmayan bir yazar, soytarılık pâyesini hak edebilir.

*

Türkiye gibi bir ülkede gerçekçi olmayan bir yazar, ancak ve ancak kendini kandırır, yazarlığın şanını batırır. Gerçekçi olmayı en fazla hak eden ülkelerden biri Türkiye’dir. Siyasi yapısı yanlışlıklarla, toplum yapısı fütursuzluklarla, tarih anlayışı çarpıtmalarla ve yalanlarla doludur.

Siyasi yapısı, öylesine yanlışlarla doludur ki, yönetimin demokratik mi totaliter mi olduğunu anlayamazsınız. Anayasa’nın bile bazen hiçe sayıldığını, Yasama-Yürütme-Yargı erklerinin birbirine girdiğini, doksan yıldan beri süregelen sorunun çözümüne kirli çamaşır muamelesi çekildiğini, koskoca ülkenin kolaylıkla savaşın eşiğine getirildiğini görürsünüz.

Toplumsal yapısı, öylesine fütursuzluklarla doludur ki, umudunuzun katlonduğunu düşünürsünüz. Okumayan, sorgulamayan, inancını her şeyin önüne koyan, cehâlete fink attıran bir yapıdadır toplumumuz.

Tarih anlayışı ise, yalan, dolan, çarpıtmalarla doludur. Hem yakın tarihi, hem de Osmanlı tarihi ırzına geçilmiş gibi yazılmıştır. İyisi baş tacı edilmiş, kötüsü çöp tenekesine atılmıştır.

Siyasetinizin, toplumunuzun, tarihinizin kendisi karamsarlık vaat ediyor; bunları sorgulayanların da karamsar olabileceği neredeyse muhakkaktır.

Ama karamsar olsam, bunları sorgulayacak yüreği kendimde bulamam.



1228 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

‘Eli olmayanın dili çok olur.’ - 09/04/2019
Dili çok olan insanlar, genelde, ahkam kestikleri şeyden de yoksundur. Ama yoksun oldukları şeye en çok kendisi sahipmiş gibi göstermeyi iyi bilirler. Bu bir çeşit psikolojik tepkidir.
Doğu Toplumlarının Kaderi - 15/03/2019
Doğu insanın ihtiyaç duymadığı en büyük şey düşünmektir; en çok ihtiyaç duyduğu şeyse inanmaktır. Düşünmeye ihtiyaç duymadığı için, düşün yetisi gelişmemiştir. Düşün yetisi gelişmediği için de kendi başına kararlar alamaz. Ya ağası, ya şeyhi....
Muhafazakar Sanat Olmaz! - 04/10/2018
....
Basitlik Güzeldir - 01/02/2018
..
Korktuğum başıma gelmedi - 25/08/2017
...
Reenkarnasyon, aşıklar için olsaydı keşke - 01/08/2017
...
Kadın her yaşta güzeldir ama… - 22/04/2017
‘Kadın her yaşta güzeldir’ klişesi vardır, ama ben bir erkek olarak buna katılmam.
İslam dünyasının gelişmesi için gereken üç benimseyiş - 24/01/2017
Bu benimseyişler yabancı bir yerden değil, İslam’ın ana kaynağı ve kutsal kitabı Kuran’dandır.
İsminin konup durulmasına şaşırmıştım - 14/10/2016
Moğolların tarihi lideri Cengiz Han’ın adı koyulmuş olan ne çoktur aramızda, değil mi?
 Devamı