• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Zapatistalar: Dinlenmek Yok

İsyancı Komutan Moisés bize hatırlatıyor, “dinlenmek olmaz; kendimizi tüm gücümüzle çabalarımıza vermeliyiz.” Bunun, EZLN’nin nihai mesajı olduğunu düşünüyorum. “Başka bir dünyanın mümkün olduğuna” inanan bizler için durup dinlenmek olmaz.

Neo Zapatistalar: Yirmi Yıl Sonra

1 Ocak 2014 günü, Ejército Zapatista de Libéración Nacional (EZLN – Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu), Çipas’taki ayaklanmasının yirminci yıldönümünü kutladı. Bu yıl, kendilerine dair bir değerlendirme yaptılar. Nisan’da, resmi EZLN yayını Rebeldía Zapatista’da, İsyancı Komutan Moisés “unutmaya karşı savaş” konulu bir başyazı yayınladı. EZLN’nin mücadelesinin, 520 yıldır yerli halkları bastıran şeytani sistemi sadece on dokuz yıl içinde “kontrol altına aldığını” (toreado) yazdı.

EZLN neyi başardı? Hangi açılardan bunun bir başarı olduğu söylenebilir? EZLN ile yalnızca dünya sağı değil, dünya solunun belirli unsurları da, “emperyalizme ve neoliberalizme karşı dünya genelindeki mücadele ile büyük ölçüde alakasız olduğu” gerekçesiyle alay etti. “Ne başardılar ki,” diye soruyor eleştirmenler. “Gidişatları bir halkla ilişkiler şovundan öteye geçebildi mi ki?”

Bu tür eleştiriler, ayaklanmanın tüm özünü ıskalıyor. İlk başarıları, yirmi yıl boyunca onları mahvetmek için elinden gelen yapan Meksika ordusuna karşı ayakta kalabilmekti. Bunu EZLN’nin Meksika ordusu ile karşılaştırılamayacak olan askeri hünerleri sayesinde değil, hem Çipas’ın yerli halkları ile içerdeki, hem de dünyanın geri kalanındaki politik güçleri sayesinde başardılar. Meksika ordusunun saldırılarını, en fazla otonom topluluklarının çeperlerindeki tacizler (bazen ölümcül tacizler) seviyesine indiren bu güç oldu.

1 Ocak 1994’te ayaklandıklarında, EZLN’nin Meksika hükümetine ve dünyaya verdiği mesaj neydi? Hepsinden önce, kendi topluluklarını kendi halkları ile kolektif ve demokratik şekilde yönetme taleplerini yenileyerek, bastırılan yerli halkların onurunu koruyorlardı. İkincisi, Meksika’da devlet iktidarını almakla ilgilenmediklerini söylüyorlardı. Bu, onlara göre bir ezeni diğeri ile değiştirmekten başka bir şey değildi. Bunun yerine, Meksika hükümetinden resmen ve samimi şekilde bağımsızlıklarını tanımasını talep ediyorlardı.

Üçüncüsü, EZLN bu tarihi (1 Ocak 1994), Kuzey Amerikan Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) yürürlüğe girdiği tarih olduğu için seçmişti. Bu tarihi seçerek, ABD’nin Meksika’daki ve dünya çapındaki emperyalist rolünü reddettiklerini teyit ediyorlardı. Dördüncüsü, Çipas’taki mücadele ile sınırlı bir bakış açısına sahip olmaktan ziyade, dünyadaki tüm ezilen halkların ve sınıfların mücadelesini destekliyorlardı. Bunu, Çipas’ta galaksiler arası toplantılar adını verdikleri toplantılar düzenleyerek ve sırf başka katılımcılar karşı çıkıyor diye bazı katılımcıların dışlanmasını reddederek vurguladılar. Ve beşincisi, bu görüşleri Yerli Ulusal Kongresi üzerinden Meksika’daki diğer ezilen halklara taşımaya çalıştılar.

EZLN’nin ayaklanması, dünya sağının 1970’ler ile 1994 arasındaki görece kısa vadeli başarılarına karşı dünya solunun karşı-saldırısının başlangıcıydı. Washington Konsensüsü’nün ekonomik ve politik etkisinin bileşimi ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünün getirdiği görünürdeki zafer, dünya sağının dünya sistemine kalıcı hakimiyet kurmakla övünmesine izin vermişti. Zapatistalar’ın yaptığı şey, onlara (ve dünya soluna) görece daha demokratik ve görece daha eşitlikçi bir dünya alternatifinin gerçekten var olduğunu hatırlatmaktı.

EZLN’nin 1 Ocak 1994 tarihli ayaklanması, Porto Alegre’de 2001’deki Dünya Sosyal Forumu (DSF) kuruluşunun yanı sıra, 1999’da Seattle’da ve ardından başka yerlerde düzenlenen başarılı protestolara giden yolu açtı. DSF’nin ve artık Küresel Adalet hareketi olarak adlandırılan hareketin halen devam eden mücadelesini mümkün kılan EZLN oldu.

Elbette, İsyancı Komutan Moisés bize hatırlatıyor, “dinlenmek olmaz; kendimizi tüm gücümüzle çabalarımıza vermeliyiz.” Bunun, EZLN’nin nihai mesajı olduğunu düşünüyorum. “Başka bir dünyanın mümkün olduğuna” inanan bizler için durup dinlenmek olmaz.

İmmanuel Wallerstein – The Neo-Zapatistas: Twenty Years After

iwallerstein.com - 01 Mayıs 2014

Çeviren: dunyadanceviri.wordpress.com – 06 Mayıs 2014

Orijinal Metin: The Neo-Zapatistas: Twenty Years After

tavsiye site: akilvefikir.org

  
1218 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın