• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Doğan Güneş
Doğaçlama Bir Sevinçtir Temmuz
03/07/2020
Josef, Kaç yaşında olursanız olun otuz yıl yaşamışsınızdır diyor.
Gerçekten hayat, Tolstoy'un dörtlü denklemindeki gibi
gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır,
sonra da kendini toplar'mıydı..
Bundan mıydı, Josef'in otuz yıl yaşanmışlıktaki ısrarı?

İnsanın kendisini zamanla ilişkilendirmesi, zamanı algılayışı,
özellikle zamanı değerlendirme biçimi ve yöntemi kimi zaman
pembe diziler gibi.
Zaman, sanki modası geçmiş bir giysi gibi duruyor karşımda.
Boşluk kokan aynalarda her sabah, aynı harften incinen iki çocuk gibi
kanatıp duruyoruz tüm mevsimleri.
 
Dibi delik sandal gibidir yaşam. Ne zaman nerde su almıştır
bilmezsin ya da, bilirsin de umursamazsın, küçük küçük dolan
sudan, sandalın batmaz duygusuyla rehavet içindesindir.
Hiç kuşkum yok bir çıkış yolu var bir yerlerde, diyebilsem eğer,
kesin yeri öğrenmek için zaman ve sabır konusunda oldukça
mütavazi olabilirdim.
Gereksinim duyduğum sözcükler düşüncemden dilime düşseydi
tutarlı ve biçimsel ifade etmemi bir sıraya sokabilirlerdi sanırım.
Oysa kendi oyunumuzu oynuyoruz betimsiz dekorlarda.
Hayat yürüyor gibi yapıyor, bir el at der gibi çaresiz.
Hafta ortası… İki yanı iğde ağaçlı toprak bir yoldayım.
Akasya ve iğde kokularına karışıyor gece.
İflah olmaz bir mevsim de gelip geçen Cumartesi...
Akıp duran insan sesleri… Zaman, mekan, dekor...
Özlemin tarifsiz açısı giriyor kadraja.
Gün batıyor. Kuşlar dönüyor.
Sanıyorum o saatlerde İstanbul'a çökmesi muhtemel
bir hüzün, ilk kez beni ilgilendirmiyordu.
 
Metruk bir mekanda zarif dekorlara spot ışıklarının gölgesi düşüyordu.
İleri bir saatte el ayak çekilmeye başlamıştı, küçük bir çocuk belirdi sahnede.
Kimse onu görmüyordu, sanki bir kaç saat önce herkesin gıpta ettiği
çocuk o değilmiş gibi.
Birbirimize uzun uzun bakıştık. Yanına yaklaşıp konuşmaya başladım.
Gülümsedi. Hani sanki gülümsemese dünya alıp
başını gidecekmiş gibiydi.

Öyle bir gülümsemeydi ki, o gülüşün kıyısında durup soluklanabilmiştim..
Herkes çekilinceye  kadar kah koyu bir sohbetteydik,
kah bin türlü muziplikler yapmıştık bir birimize.
Onu evine bırakmak için yola koyulmuştuk, minik
parmaklarını avuçlarıma sıkı sıkıya bastırırken
birden dönüp 'Evin nerde, sen nasıl gideceksin
bu saatte' dedi.
Şaşkınlıktan, fazla uzak değil, buralara yakın diyerek geçiştirdim.
Bana evimi anlatmamı istemişti, ama öyle geçiştirmeden,
tüm detaylarıyla bilmek istiyordu.
Seyrettiğim bir film, okuduğum bir kitap gibi betimlememi bekliyordu sanki.
Ben on dokuz yaşımdayken S Sezer'e utana sıkıla bir şiirimi uzatmıştım,
Güldüşlü şiirimi.' Bana evini betimle sana Güldüşlü'yü betimleyeyim' demişti.
O zamanlar C Gündoğdu'nun Yıldız Güncesi bir yanıyla şiirsel yanımızı
okşarken diğer yandan toplumcu bakışımızı derleyip toparlıyordu.
Yıllar sonra küçük bir çocuğun benden istediği şeyleri düşününce
'Herkesin ablası'nın ne demek istediğini anlayabilmiştim.

Fazlasıyla yalnız bir geceydi üstelik strafor örgülüydü dekorlar
ve ezberi bozuktu repliklerin.

En güzeli de, her yanıma gökyüzü sinmişti. Kendi kokuma bin kez
yeğlediğim bir kokuydu. Yeni kokumla sokakların sevimlisiydim.
Hep böyle oluyor işte, ne zaman başım sıkışsa sokaklar imdadıma yetişirdi.
Fonda eskilerden bir şarkı 'Kar yağsa/ çok yağsa/ kalakalsak orta yerde',
Yeni kokumla evimin yolunu tutuyorum. Yol bitmeden düş bitiyor.

(Bir gün bir şekilde herhangi bir tanesinde var olacağımı bildiğim bir fotoğraf karesinin içindeyim.
Her şeye rağmen kalabalığın içinde, bir ada da olduğumuzdan daha yalnız olduğumuzu hatırlatıyor.
Uykularımızı geceye satıp parlak yıldızlardan aydınlık mı ödünç alıyoruz yoksa?
Bu, karşılığı olmayan bir evrensellik silsilesidir aslında.
Serin bir Temmuz gecesi gözlerimi kapasam belki her şey geçecek.)
 
 


677 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Hayat/ patolojik bir eğlence - 18/09/2023
Gelişigüzel bir kentte, sağımızda yol boyu palmiyeler, küçük sarı, yeşil bitkiler, hafif meşrep ayçiçekleri..
Çok şey değil... - 23/05/2023
Çok şey değil / bir esinti / bir yaprak kıpırtısına bakıyor her şey
İnceltilmiş Bir Çağda ‘Nitelikli İyilik’ Yeniden Keşfedilir mi?- 1 - 17/05/2021
...
SUYA ŞİİR - 19/12/2020
SUYA ŞİİR / KUŞLARA UMUT / BALIKLARA PUL OLMAK DİLİMİZDE BÜYÜK DÜŞLERİN ŞARKILARIYLA
Hayat Belki de Gitmekten İbarettir - 06/11/2020
Çoğumuzun aklında, fakat pek azımızın anlamsızca, batmakta olan gemiyi hemen terk etmeyi tercih eder.
Her Kent Biraz Hüzün Biraz Umuttur - 18/09/2020
Bir aleve sarılmak mümkün mü? Bir uçurumun kenarında durup da
Vivaldi’nin Hangi Mevsimindeyiz Bilinmez - 22/08/2020
Beyoğlu’nu düşündüm. Kaç zaman oldu rotamızı şaşırıyoruz böyle. Bir ülkeden bir iç ülkeye göçün izdüşümleri gibi şimdi bu kadim semt.
Orantısız Bir Çağdayız- 1) - 07/08/2020
..................
Bazı Düşler Boy Verir Mavi Göğün Altında - 25/07/2020
Gündüz düşleri geceleri alt yazı geçiyor gözlerimden.
 Devamı