Süt, süt değil!
Konduğu kap, kap değil!
İçine giren kaşık, nasıl ola ki? Nasıl çıksın?
İnekler inek olsa da, ineği besleyen kaşık ak mı kara mı, ineğin verdiği sütten çıkar ortaya… Ak kaşıkların özellikleri nelerdir?
• Sütten çıktıkları için ak oldukları sanılır. Ama süt gibi görünen bir sıvıdan çıkan aslında kapkara olan kaşık, bir müddet beyaz görünüverir. El ayak çekilince simsiyah kaşık olarak hayatına devam eder. Herkes ona sütten çıkmış ak kaşık der. Ama diğerlerinin görebildiği kadar aktırlar!   • Ak bilinen bu kaşıklar, diğer kaşıklarca seçkin, asil, üstün, hatasız, kusursuz, mükemmel kabul edilirler. Çünkü diğer kaşıklar süte hiç girmedikleri için giren diğer kaşıkları üstün görürler. Onlara asla süte girme hakkı verilmeyeceği için asla kendilerinin de bir an dahi olsa ak kaşık olacaklarını asla bilemeden sakin kaşık olarak yaşarlar.
“Sakin kaşıklar” bir an bile ak görünmeden kapkara yaşarlar. Alt sınıf kaşıklardır. “Kaşık çıplak!” diyen yine bir sakin kaşıktır. Ve bu sakin kaşıklar arasından bir gün aslında ak kaşık diye bir şeyin olmadığını, sütün verdiği bir anlık cila olduğunu anlayıp da; “Ak kaşık diye bir şey yoktur! Hepimiz de kaşığız..” diyenler de çıkar. Bunu diyen sakin kaşıklar, ak kaşıklarca hedef olarak gösterilir ve olan olur. Onlar artık sakin değil “kara kaşıklar”’dır.
Bütün kaşıkların dışladığı kaşıklar..!
Bunlar hiç süte girmeseler de, süte girenlerin de kendileri gibi kapkara bir kaşık olduklarını anlayanlardır. Bu hiyerarşi ne zaman mı bitecek? Süt veren sarıkız ölünce diyeceğim ya. Bu sefer de rivayetlerle yaşatılır ak kaşıklar..

Destan olurlar, efsane olurlar, milyonlarca yıl ak kaşık kalırlar. Kalplerde taht kurarlar. Körü körüne inanılanlardır.
Kara, kapkara kaşık oldukları sadece cılız sesli sakin kaşıklarca söylenen kısık bir sestir. Sonuç olarak; “Her sütten çıkanı ak kaşık zannetme!”