• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Nasıl diktatör oldum

Abdullah Reha Nazlı

Gözümü açtığımda dünyanın hakimiydim, tüm üst düzey yetkililer bana bağlıydı.

Dünyanın sınırlarını kaldırarak başladım işe. Dedim ki “ey insanlar! Hepiniz Adem oğullarısınız.”. Kavgaları unutun, çizgileri unutun, anlaşmazlıkları ve kültür farklarını unutun.

Savaşacak düşmanlar kalmadı, silahları imha ettik, birbirimizle kucaklaştık. Artık tek millet, tek devlettik.

İnsanlığı birlikte yükseltecektik. Fakirlere birlikte bakacaktık. Evlere kilit koymayacaktık. Aile gibiydik, kapılar açıktı. İsteyen parkta uyurdu, isteyen yatacağında. Kazanılan parayı bilimde, ilimde kullanacaktık. Gittikçe daha az çalışarak daha kolay karnımızı doyuracaktık.

Kağıtları yaktık, kilitleri açtık, depolardaki yiyecekleri insanlara dağıttık, vitrinlerdeki üzerlerimizde denedik. Her mal bu milletindi. İş bölümü yaptık, korktuğumuz bir şey kalmadı, kimsenin kimseden alacağı-vereceği de kalmadı… Doyasıya uyuduk, dilediğimizce çalıştık, mutluluğun kısacık keyfini yaşadık…

Sonra…

Birileri çalışmadan da aç kalınmayacağını bildiği için elini işe sürmez oldu, ama yine de dilediğince yeyip içiyordu. huzursuzluk dalgası yayıldı. Ben de herkese çalışma zorunluluğu getirdim.

Bazıları bazı işleri sadece kendileri yapabildiği için o işleri yapmak karşılığında herkesin yaptığı işleri yapmaktan feragat istediler, mantıklı geldi kabul ettim. Elinden sadece basit işler gelenler isyan ettiler, onları susturmak için herkese benzer işler vermeye başladık.

Bir adam karnı tok iken başkasının evindekini yemek istedi. Duyulmasın diye çok uğraştık. Sonra bir başkası aynısını yaptı. Sonra bir başkası. Huzur insana yetmedi. Artık bunlar herkes tarafından bilinince isyanlar başladı, ben de başkasının mülküne girmeyi yasakladım. Bunun üzerine mülk kavgaları başladı. Ben de nerenin kime ait olduğunu hesaba giriştim, başa çıkamadım, bunu yapacak adamlar tuttum.

Bu adamlara rüşvet verenler oldu, rüşvet verebilmek için mal biriktirenler oldu, kimse malını herkese açmaz oldu. Ben de mal biriktirmeyi yasakladım.

Bunun üzerine rüşvet veremeyenler tehdite başvurdu, silahlananlar oldu, ellerine geçirdikleri her şeyi silah yapmaya çalıştılar. Silahları yasakladım.

Bunun üzerine gruplaşmalar başladı. Kalabalık dolaşmak güç kaynağı oldu. Kalabalık dolaşmayı yasakladım.

Bana isyan ettiler. Bazı gruplar o kadar kalabalıktı ki beni kolaylıkla yenebilirdiler. Kendi silahlarımı, kendi kalabalık gruplarımı oluşturmaya başladım.

Kendi kanunuma uymadığımı gören halk ayaklandı, çok kalabalıktılar. Sonra bir grup insan bana geldi, isyanı bastırabilmek karşılığı ayrıcalıklar istediler, kabul ettim.

Ayrıcalıklı grup isyanı bastırdı, istedikleri mülkleri ve malları aldılar ses çıkaramadım.

Kavgalar yüzünden yiyecek sıkıntısı başladı, üretimden çok tüketim vardı, insanlar ortalıkta buldukları yiyecekleri toplama yarışına girdiler. Ben de bunları adamlarıma toplatıp halka parça parça verecek adamlar tuttum.

Bir süre sonra bitecek yiyecekler yüzünden daha çok üretimi zorunlu tuttum ama insanlar açken çalışmak istemediler. Fazla yiyecek olmadığından bir parça iş karşılığı bir parça aş kararı aldık. Yiyecek aldıktan hemen sonra çalışmaya dönmelerini şart koştuk.

Her gün parça parça, ufak tefek isyanlar devam ediyordu. Yiyecek konusunu dengelemek için konuya odaklanmam gerekiyordu. İsyancıların benle iletişimini kesecek adamlar tuttum.

Çok fazla adamım olmuştu, bunları da beslemek gerekiyordu. Halkın yediği kadarı bunlara yetmiyordu, o kadarına onlar da isyancı oluyordu. Ben de halkın ürettiğinin bir kısmını gizlice alıp adamlarıma dağıtacak ve kendisi de istediği kadarını alacak adamlar tuttum.

Birileri kendi yiyeceğini üretip tüketmeye başladılar. Hatta artanını isteyene veriyorlardı. Karnı doyan herkes aç olduğunu farketmeye başlıyordu, çalışmayı bırakıyor ve isyancı oluyorlardı. Kendi yiyeceğini üretmeyi yasakladım, tüm yiyecek üretim işlerinin bende olduğunu ilan ettim.

Az yiyerek doyan birileri çıktı ve düşünmeye başladılar, konuşmaya başladılar. Tüm vaktini yiyecek üretme işinde çalışarak hayat geçirmenin yanlışlığına kadar düşündüler ve konuştular. İnsanlar daha azıyla doyacaklarını düşünmeye başlayınca daha az çalışmaya başladılar. Daha az çalışmak daha az yiyecek ve daha çok isyan getirebilirdi. Düşünenleri susturdum, düşünmeyi yasakladım.

Sonra ağızdan ağıza işçileri zor koşullarda çokça çalıştırdığım, düşünenleri katlettiğim hikayelerinin yayıldığını öğrendim. Ve birkaç adam tutup kendi hikayemizi yazdırdım ve her evin duvarına astırdım. Şöyle başlıyordu; “Çalıştığımızı kendimiz tüketelim diye sınırları kaldırdık, kendi aşımızı kendimiz ürettik, huzuru bozanları susturduk, düzen kurduk, düzene uydurduk…”

tabusal.com

  
1665 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın