• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Akıl ile Allah'ı Bulmak; Deizm

DEİSTLERİN ANLATIMI İLE DEİZM;

DEİZMİN TANRI İNANCI?

Evrene bakınca bir düzen/tasarımcı görürüz ve bu düzen bizi bir tanrı inancına götürür.

Deizme göre tanrı vardır. Deizm tanrı tarafından gönderildi diye inanılan dinleri reddeder.

Dinlerin çoğu vahiye ya da kutsal kitaplara dayalıdır. Deizm doğaya ve akla dayanır, vahiye dayanmaz.  Deizmde kutsal kitaba, peygamber- rahip-papaz-imam gibi aracılara gerek yoktur. Deizmde ihtiyaç olan tek şey kendi sağduyu ve düşünme becerisidir.

 Bazı deistler tanrının evreni yaratıp geri çekildiğini, bazıları da tanrının insan davranışlarına müdahale edebileceğini düşünüyor. Örneğin, George Washington Long Island'dan çekilme ya da teslim olma arasında daha riskli olan çekilmeyi seçmiştir ve kendisine niye daha riskli olanı seçtiği sorulduğunda, bunun yapabileceğinin en iyisi olduğunu ve gerisinin tanrının takdiri olduğunu söylemiştir.

 Deistler sadece şükür/teşekkür için dua eder, tanrıya dikte etmezler. Dua için belli bir yer ve zaman, belirli vücut duruşlarına ihtiyaç yoktur.

Tanrı istediği kadar gücü olan, ölümsüz bir varlıktır. Albert Einstein;" Benim dinim; zayıf aklımızla algılamamız zor olan sonsuz güç sahibi üstün ruha alçak gönüllü bir şekilde hayran olmaktan ibarettir”

 Deizm vahiye ve kitaplara dayalı dinler gibi muhakemesi olmayan iddialarda bulunmaz. Vahiye ve kitaplara dayalı dinler insanları tanrının söylediklerine teslimiyete ya da bu sözlere karşı düşünme gücünü ertelemeye çağırıp, bunu da iman olarak adlandırır. Örneğin, Musa'nın denizi yardığına, İsa’nın suyun üstünde yürüdüğüne, Muhammed’in Kuran'ı bir melekten aldığına inanmak gibi.

 Eğer tanrı vergisi aklımızı kullansaydık, dünyadaki fenalıkların büyük bir kısmı ortadan kalkabilirdi. Doğanın bütün kanunları, bilgisayardan tıbba ve uzay yolculuğuna kadar önceden beri vardı. İnsan, çabası oranında bu hakikatleri hayata geçiriyor.

 Deizm; kanunlarını koyan, ardından evrene ve insanlığa müdahalesi olmayan bir tanrıya inanır. Bu inancın kaynağı, doğaya ve insanın yapısına duyulan hayranlık ve bunları bir yaratanın (tanrı) olması gerektiğidir.

Deizmde ibadet ve dinsel ritüellerin olmaması, günlük hayatta ateistler ile deistler arasındaki farkı belirsiz hale getirir.

 Deizm, evrim teorisine karşı değildir. Deizme göre insan, tanrının oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir. Bir tanrıya inanmak, o tanrının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine de inanmayı gerektirmez. Semavi dinlerde yani Musevilik, Hıristiyanlık, İslam gibi dinlerde insanın, önceden evrim geçirmeksizin yaratıldığına inanılır.

 Deizm doğru olan neyse onu yapmamız gerektiğini söyler çünkü doğru olan doğruyu yapmaktır. Deist; beden öldükten sonra neler olacağını bildiğini iddia etmez, bu konuda endişelenmeyecek kadar da Tanrıya güvenir. Thomas Paine’in yazdığı gibi, " kendimi yaratıcımın ellerinde görüyorum ve bu, onun iyiliğine ve adaletine uygun bir şekilde yaşadığım sürece endişe etmememi sağlıyor

NEDEN DEİZM?

Kızmak, öfkelenmek, kinlenmek, intikam almak, kavimleri mahvetmek, ödüllendirmek, cezalandırmak, kıskanç olmak, adam kayırmak, savaşa teşvik etmek, insani duygulardır. Bu vasıfları yaratıcıya yüklemek ona düpedüz hakaret etmektir. O yüzden Deizm, insan benzeri bir tanrı anlayışına itiraz eder.

 

Deist bu konularda şöyle der;

-benim tanrımın haram ayları olmaz, benim tanrımın her ayı mubarek ve kutsaldır...

-benim tanrımın sağı solu olmaz bütün yönler onundur ve bütün yönler kutsaldır...

-benim tanrım insanların öldürülmesi için emir vermez...

-benim tanrım yarattığı bir grup insanı başka bir grup insandan üstün görmez...

-benim tanrım kullarını aşağılamaz ve lanetlemez...

-benim tanrım taşı, toprağı vs...kullarından üstün görmez...

-benim tanrım sözünden dönmez, emirlerini değiştirmez...

-benim tanrım kitaplarını korumaktan aciz değildir...

-benim tanrım sadece bir kavim anlasın diye sadece o dilde peygamber göndermez...

-benim tanrım dünyada yasakladığını ahirette serbest bırakmaz...

-benim tanrım insanlarla arasına aracı koymaz...

-benim tanrım şeytana insanları saptırması için zaman vermez şeytanla işbirliği yapmaz...

-benim tanrım insanları aç bırakmaz, insanların başka insanlarca öldürülmesine müsade etmez...

-benim tanrım insanların taşın tuğlanın etrafında amaçsızca dönmesine izin vermez...

-benim tanrım kadını aşağılamaz...

-benim tanrım köleliği kabul etmez..

-benim tanrım düşünmeyi soru sormayı yasaklamaz...

-benim tanrım kimsenin gözlerini, kulaklarını, aklını mühürlemez...

-benim tanrım kullarının anlayamayacağı ayetler göndermez...

-benim tanrımın paraya, pula, ganimete ihtiyacı ve ilgisi yoktur..

-benim tanrım kaderlerini yazıp da insanlarla oyun oynamak için onları sınava sokmaz...

-benim tanrım kimseye SALAVAT getirmez...

-benim tanrım zebanileri çağırmaz, cezayı da mükafatı da kendi verir...

-benim tanrım yemin etmez çünkü yemin etmesi için gerekçesi yoktur...

-benim tanrımın kimsenin yardımına ihtiyacı yoktur...

-benim tanrım zamandan etkilenmez aksine zamanın sahibi ve yaratıcısıdır...

-benim tanrımın istediği ibadetler cahiliye döneminin aynısı olan ibadetler değildir...

-benim tanrım kullarına meydan okumaz okumaya ihtiyacı yoktur...

-benim tanrım haklının, emeğin, bilimin, doğrunun vs. yanındadır....

-benim tanrımın mutlu olmak için hayvanların öldürülmesine ihtiyacı yoktur...

-benim tanrım;  cezayı ahirette verir, insanların dünyada recm edilmesine müsade etmez...

-benim tanrımın; can almak için meleğe ihtiyacı yoktur çünkü kimsenin yardımına ihtiyacı yoktur...

-benim tanrım; kulları yanarken, öldürülürken, acı çekerken tatmin olmaz...

-benim tanrım; matematik, anatomi, astronomi, psikoloji, felsefeyi iyi bilir ve bunlarda hata yapmaz..

-benim tanrım; kullarını korkuyla değil sevgiyle yaratır...

-benim tanrım; kendini saklamaz kendini hatırlatmak için kullarına ihtiyaç duymaz...

-benim tanrım; günlük olaylara ayet indirmez, çünkü evrensel ve tüm zamanlara hakimdir....

-benim tanrım; cinleri yaratıp, bunları insanlardan saklamaz.

-benim tanrım; insanları kendisine ibadet ettirip, egosunu tatmin etmez..

-benim tanrım; kadının nasıl dövüleceği konusunda hüküm söylemez..

-benim tanrım; yüzlerce karısı olan peygamberleri dünyaya salmaz.

-benim tanrım; dünyaya gönderdiği iddia edilen dinleri korumaktan aciz değildir..

-benim tanrım; cariyelerin seks kölesi olarak, kullanılmasına müsade etmez..

-benim tanrım; "benim için adak hayvan kesin" deyip  yağcılıktan hoşlanıyormuş gibi görünmez..

 

Tanınmış deistler.

-Adam Smith (1723 – 1790), İskoç filozof. Ahlak felsefesi profesörü

-Albert Einstein  (1879 - 1955), Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi.

-Alexander Pope ( 1688 - 1744), 18'inci yüzyılın başlarındaki en büyük İngiliz şair olarak görülmektedir

-Antony Flew (1923, Londra - 2010, Londra), Britanyalı filozof. Analitik düşünce okuluna bağlıdır.

-Benjamin Franklin (1706, Boston - 1790) ABD'li yayımcı, yazar, mucit, felsefeci ve siyasetçi .

-Cicero (MÖ 106 - MÖ 43) Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar.-

-David Hume (1711 – 1776). İskoç  filozof,  ekonomist ve tarihçi.

-II. Friedrich (1712 - 1786), 1740 ile 1786 yılları arası Prusya hükümdarı.

-George Washington (1732-1799) Bağımsızlık Savaşı Ordu başkomutanı ve ABD'nin ilk başkanı.

-James Madison (1751-1836), ABD’nin 4. Başkanı ve siyaset felsefecisi.

-John Locke  (1632 – 1704) İngiliz klasik liberal filozof.

-Mark Twain (1835 – 1910) Amerikalı mizahçı,  roman yazarı, yazar ve öğretmen.

-Marlon Brando (1924-2004) Oscar ödüllü Amerikalı aktör.

-Maximilien Robespierre (1758 - 1794), Fransız devriminin liderlerinden, Fransız hukukçu ve politikacı.

-Napolyon Bonapart (1769-1821), Fransız Devrimi'nin generali,

-Thomas Jefferson( 1743 - 1826), Amerika Birleşik Devletleri üçüncü başkanı

-Thomas Paine (1737 - 1809), ABD'li  yazar, siyaset kuramcısı ve devrimci.

-Victor Hugo (1802 - 1885) Romantik akıma bağlı Fransız şair

-Voltaire  (1694 - 1778), Fransız yazar ve filozof.

 

DEİZMİN YENİ/GÜNCEL YORUMU

Deizm, din-Tanrı konusunda yeni-güncel yorumlar yapabilmektir. Yani bir nevi müçtehitliktir. Yaratıcının evrensel ve değişmez kurallarına göre, değişmiş olan güncel sorunları ortaya koyup çözümleri konuşabilmektir deizm. Zira Deizme göre, Yaratıcı koyduğu evrensel kurallarla konuşur. Yaratıcının evrensel kurallarına göre, insanlığın değişen sorunları her dönemde çözülebilir. Peygamber olarak bilinen insanlar nasıl dönemlerindeki sorunları çözmeye çalıştı ise, bu gün de insanlar sorunlarını çözmeye çalışabilir.

Peygamberler de Deist kişilerdir. Yaratıcı ile uyumlu olmanın çerçevesini ortaya koyarken, “Yaratıcı bu şekilde olmamızı bekler” tarzında görüşlerini ortaya koymuşlar ve bu beyanlar direkt gelmiş emir gibi algılanmıştır.

Yaratıcı konuşursa sürekli ve hepimize konuşur. Her aşamada taze taze ve çözümleri sunarak konuşur. Bir dönemde konuşan ve sonra susan bir Yaratıcı kendi ile çelişir. Yaratıcının bir dönem konuşması ve sonra susması mümkün olmayacağına göre, peygamberliği kendi çabaları ile Yaratıcının nasıl bir hayat yaşamamızı hoş göreceğini ortaya koymaya çalışan kişiler olarak değerlendirmeliyiz. Peygamberler, evrendeki değişmez yasaları gözleyerek hayatın kurallarını ve bu kurallara göre o dönemdeki insanların nasıl bir tarzda yaşamaları gerektiğini söyleyen Deist insanlardır.

Bir kitap çerçevesinde düşünenlere, peygamberlik veya içtihat kapısı kapandı diye muhakemeyi durduranlara, eski çözümler içinde bocalayanlara itiraz etmektir deizm.

Geçmiş bir dönemdeki bazı sorunların çözüme kavuşmuş olması, bize esin kaynağı olabilir, lakin o çözümü aynen taşımak gibi bir anlayış bizi kalıplara sokar ve bağnazlaştırır.

Bu çerçevede, ilk peygamberden sonra yeniden konuşan tüm peygamberler de deisttirler. Zira bir metin ve o metne bağlılık esas ise, ilk metinden sonra metin oluşturulmamalı, ilk metin kaynak olmaya devam etmelidir. “Yaratıcı bir metni bizzat gönderir” diyenler, sonraki metinlere ve peygamberlere karşı çıkan Musevilere(İlk metin olan Tevrat’ın takipçileri) hak vermek zorunda kalır.

Geleneksel düşünceye göre; Allah belli dönemlerde konuşmuş, belli dönemlerde susmuştur!

 -Konuşurken ve susarken bir ilke koymamıştır!

 - İlk gönderdiklerini korumayı akledememiştir!

  -Uyarıyı ve uyarıcıyı görenlere torpil geçmiştir!

Uğur Karaca | tabusal

Bu yazı "Hangi Allah" kitabından alıntılanmıştır.

  
8507 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın