Mustafa YILDIRIM
Ülkemizde 7'den 77'ye uzanan bütün yaşlarda kitap okuma sorunu vardır.
Maalesef okumuyoruz; tembelliği, aylaklığı, gevezeliği, TV izlemeyi her şeyden çok seviyoruz. Kitaba köşeye atılmış bir hiç muamelesi gösteriyoruz.
Ne öğretmenimiz okuyor, ne de öğrencimiz... Eğitimli insanlar okumuyorsa, sokaktaki alelade insanların okumaması çok görülmemelidir; burada utanacak olanlar eğitim gören insanlardır.
Ülkemizde içler acısı durumda olan Kitap okuma sorununu kısmen çözebilmek için aklıma bir fikir geldi. Şöyle:
Üniversitelere zorunlu kitap okuma dersi konulmalıdır, her bölüme, her eğitim yılına...
Bu dersle her öğrenci, bir yılda 52 kitap okumaya zorunlu tutulmalıdır.
Her yıl sonu da, yalan makinesi dediğimiz, doğru mu yalan mı diye ölçen tıp cihazıyla bu dersin sınavları yapılmalıdır. (Gerçekte bu tür makinelerin cihazları tam olarak varlığını bilmiyorum ama sanırım vardır.)
Yalan makinesiyle ölçüme giren öğrenciye yalnız, bu yıl 52 kitap okuyup okumadığı sorulmalıdır.
Öğrenci 'okudum' diye doğru cevap verirse, o yıl ki bu dersin notu AA olmalıdır.
Öğrenci 'okumadım' der dürüst bir cevap verirse, o yıl ki ders notu DD olmalıdır.
Öğrenci 'okudum' der cihaz yalan olduğunu doğrularsa, o yıl ki ders notu FF olmalıdır.
Devlet, diğer burslar ve krediler haricinde, her öğrenciye ayda 50 TL'lik kitap teşviki vermelidir.
Bütün yayınevleri ve kitapçılar, kitap fiyatlarını 10 liraya çekmelidir, hacmi, yazarı, popülerlik oranı ne olursa olsun...
Kitaplara 10 lira üzerinde fiyat belirlemek yasaklanmalıdır.
Eğer, bu çalışma gerçekleşirse,
3 milyon üniversite öğrencisinin bir yılda okuyacağı kitap sayısı 156 milyon olur.
156 milyon kitap, Türkiye'de ders kitapları dahil bütün baskıların bu rakama ulaşamadığı hemen hemen kesin bir rakamdır.
Bu proje sayesinde, ders kitapları değil, yalnızca genel kitaplarla ulaşmak mümkün, ve sadece üniversite öğrencileriyle ulaşmak mümkün.
Bence, gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bir hayal değildir; üniversite öğrencisine aylık 50 TL kitap teşviki vermek ne devleti batırır, ne de kitap fiyatlarını 10 liraya çekmek yayınevlerini ve kitapçıları batırır.
Bilakis ikisi de kazançlı çıkar; devlet, bilinçsiz, aylak ve tembel vatandaştan kurtulur, yayıncılar ve kitapçılar ise kitap sektörünün canlanmasını yaşar...
Zorlamayla kitap sevgisi mi aşılanır, denmesin! Evet, biz gibi, duyarsızlığın zirve olduğu ülkelerde zorlamayla olsa da, aşılanması lazım.
Üniversitelere sözde bilim yuvası denilir, ama hayatında 5 kitap okumamış adam üniversiteye alınır, üniversite eğitimi boyunca 10 kitap okumamış adam üniversiteden mezun edilir...
Bunlar hem üniversiteye, hem bilime, hem de insan olmaya bir hakarettir; ama maalesef ki, biz de, baskın bir şekilde yaşamaktadır.
Evet, gerekirse, zorla! Keşke, bütün zorlamalar, böyle olsa!..
