• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Molla Cizîrî ve Züber Salih

 Bilge Girgin – akilvefikir.org

Her insan aşkidir. Çünkü, yaradılışı budur. Bazısı, bu yaradılışın üstünü örtmez, kafir değildir. Kaygı, korku ve endişeyle örtmez örtüleri üstüne hakikatle yüz yüze gelince. Sırtını dönmez. Hakikatin derin sesini duymamak ve korkusunu yenmek için dünyada bir ıslık tutturup, bu sesi dünyasının tek yankısı yaparak kaybetmez ve hapsetmez kendisini içine.

Pervaneler gibi ışka bigane kalamaz, döner devranın ne yana döndüğünü bilemeden ve dahi önemsemeden çoğu kez. Bilir… Işka yol almak… İçindekini, yaratılışındaki tamama erdirecek o yanış… Yunus Emre ‘Aşksız insan kuru bir daldır’ demişse, kuru dal ancak ateşe atılmaya vardır diyor, bir güzel adam, Paşalı. Aşk karşısında, küfrün dizlerinin bağı çözülür, insanın ise fıtratının düğümü…

Işka giden pervaneye cehennem ne gerek, o, kuru dalın olsun.

Züber Salih’in bestelediği ve Molla Cizrevi’ye ait ‘Sabah El Xer’ şiiri, sizi pervane gibi çekiyor kendisine.

Sabah El Xer, sadece dinlenesi değil, videosu izlenesi, ibretle seyredilesi bir şarkı.

Çocukluğu ateş içinde geçmiş, lakin bahçeleri bulan bir adamın gülümsediğini göreceksiniz şarkının videosunda. Aşkın bir gülümseme olup, insan yüzüne nasıl yerleşebildiğine şahid olacaksınız.

Zuber Salih’in başka videolarını da izledim, bir öfke aradım yüzünde bu hayatı zor geçmiş insanın.

Öfkeden eser yok. Yüz aşki, söz aşki, gülümseme aşki ve ne kadar da latif… ‘Nakışsız yaşamakları silahlanmak’ sanmamış bir yüz. O yüz, yüzümüze tebessümle bakıyor… Adeta Molla Cizrevi’nin zerafet, letafet ve aşkı bir gülümsemeyle hemhal oluyor Züber Salih’in yüzünde.

Modern dünya karşısında derin bir komplekse kapılmış ve sekülerizmin karşısında ezile büzüle inşallahları umarımlara tevdi etmiş iç parçalayıcı bir kuşağa mensubum. Sekülerizm karşısında, kendini, kendinden vazgeçerek konumlandırmaya çalışan, bir parçasını oryantalizmin tekinsiz ama kabul gören karikatürlerine, bir parçasını öfkenin takır tukur kakafonisine bırakan Türkiyeli Kürtlerin kimilerinin bu haline iç çeken, ağıt yakan bir tek ben olamam onu dinlerken heval!

Melaye Ceziri ya da Molla Ahmed-i Ceziri (Cizrevi)’nin Türkiyeli bir Kürd’ün hazırladığı web sitesindeki takdimi -Bir Kürt filozofu ve şairi-, içimi çizdi de geçti… Bir mutasavvıf olan Molla’yı sufizmin önemli temsilcilerinden biridir diye takdim etmemişler en azından, buna da mı şükür diyelim? Öfkenin kavurucu ateşinden, aşkın pişiren ateşine göçelim o zaman yüce dağlar başında heval.

"Sebahul xeyr xana min, şehî şîrîn zebana min / Tuyî ruh û rewana min, bibit qurban te canê min // Te alellah çi(h)zatî tu, çi(h) wî şîrîn sifatî tu / Ne wek qend û nebatî tu, yeqîn ruh û heyatî tu // Heyat û reheta can im, "sebahul xeyr ya xanim!" / Were bînahiya çavan, bibînîm bejn û balayê // Sebahul xeyrî mesta min, letîfa cam bi desta min / Xumar û meyperesta min, tuyî meqsûd û qesta min //
Ji meqsûdan tuyî bes min, bibin ber çerxê etles min / ji xeyrê te nevêt kes min, bi reş toz in muqewwes min // Di benda zulfê çewkan im "sabahul xeyrî ya xanim!" / Were bî nahiya çavan, bibînim bejn û balayê // ji wê zulfê ji wê bende, reha bim lê ji peywêndê / Siyaçeşmê sipî zendê te sohtim şibhetê findê // Şubhê şem' û şemal im ez ji ber hubba te lal im ez / Da'if im wek hilal im ez sîfet goyîn di kal im ez //"

 

  
4199 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın