• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Suat Kaynakçı
kesfialem13@hotmail.com
Tellal-ı Cihan
22/02/2015

 

Çok değil daha bir ay bile olmadı; değerli arkadaşlarımdan birinden telefon geldi. Avrupa’da bir üniversitede doktora yaptıktan sonra Türkiye’ye dönen bu arkadaşım, tekrar yurtdışına dönmeye karar verdiğini söylüyordu. Büyük bir şevkle Türkiye’ye dönen bu arkadaşımın tekrar geri dönüşü beni çok şaşırttı.



Kendisine neden dönmek istediğini sordum, aldığım cevaplar yüreğimi burktu. Kendisinden aldığım cevapları bir köşe yazıma konu edeceğimin iznini alarak anlatmasını istedim.

Avrupa’da, öğretim görevlileri yaptıkları icatlar, bilimsel çalışmalar ile ön plandadır. Mesela öğretim görevlileri birbirilerini tanıtmak için; şu hocamız bu alandaki uzmanlığı ile bilinir, şu hocamız ise yaptığı böyle bir keşif ile hem üniversite hem de ülke ekonomisine büyük katkılarda bulunmuştur.

Türkiye’de öğretim görevlisi olarak başlamayı düşündüğü üniversitede ise durumun çok daha farklı olduğunu söyleyerek, bizzat şahit olduklarını anlatan bu arkadaşım; Şu hoca İslamcı, diğeri Kemalist, bu hükümetçi, öteki yalaka, beriki faşist, şu gelen sosyal demokrat, aman şundan uzak dur bilmem neci diye ayrım olduğunu dile getirdi. Arkadaşımla olan bu görüşmemi neden kaleme aldığıma gelelim istiyorum.

Bilim yuvası olması gereken üniversitelerde hocalarımızdan, öğrencilerimizden ne istersiniz. Ülkenin güzide, yerel ve ulusal basını, öğrencilerimizin huzursuzluğundan, hocalarımızın mutsuzluğundan elde etmeye çalıştığınız nedir, düşüncelerin birbirine muhalif olması kadar normal olan bir durumu karşıtlık söylemi üzerinden kışkırtmaya çalışman neyin nesidir.

Öğrencileri, öğretim görevlilerini birbirine karşı doldurmak, üniversiteleri kavgalara, olaylara teslim etmek akla zarardır ve hiç kimseye de bir fayda sağlamaz.

Bozmanın ve yıkmanın kolay olduğu bu zamanlarda; birbirine muhalif olan öğrencileri bir masanın etrafında fikir alışverişinde bulunup düşünce tarihine katkı sunmalarını sağlamak varken, birbirilerini öldürmelerine, yok etmelerine göz yummak ve hançeri arkasında bir dost edasıyla kışkırtmak niye!

Siz ki; dünyayı değiştirmeye güç yetiren, nesilleri değiştirme kudretini ellerinde bulunduran, hükmetmeyi seven büyük basın “Tellal-ı Cihan” ayrıştıran, bozan, yıkan bir üslup kullanmanın zararı hepimizedir.  Üniversitelerimize, öğrencilerimize, öğretim görevlilerimize ve güzel düşüncelerimize sahip çıkmayı önde tutacak bir dil kullanmanız mühimdir ve hayatidir.

Suat Kaynakçı | tabusal.com 



1065 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Hak bana, Rab bana, hep bana - 02/04/2015
Din ile teskin etmeye çalışanların, dine rağmen teskin olmamaları; ya afyonu fazla kaçırmış olmalarından ya da karşılarındakilerin sürekli afyon istemelerinden kaynaklıdır.
Hata Normal, Telafi Elzem - 25/03/2015
İnsanlar hata yapabilirler bu şaşılacak veya yadsınabilecek bir durum değildir ama hatanın fıtratında da telafi edilme ve edilmeye çalışma ahlakı vardır. Bu ahlak gereklidir ve samimiyetin en güzel yansımalarındandır
Sıtma Afyonu - 17/02/2015
Ötekileştirmek, yaftalamak, itibarsızlaştırıp aşağılamak için bahane çoktur. Bu yüzden; insanlar birbirilerini yeme konusunda acelecidir. Biri diğerini yemeye karar vermişse en kolay iş olan ötekileştirme silahını kullanır.
Özensiz Düzenbaz - 02/02/2015
Okumanın, kişinin hayatı üzerinde çok büyük etkiye sahip olduğuna yürekten inanıyorum ve hatta hayatınızı, tek bir kitabın değiştirebileceği gerçeğini asla küçümsemeyin derim.
Sıralı Çapraz - 11/12/2014
İnsanların içinde bulundukları sorunlar ile ilgili sonuç odaklı konuşmaktansa sonuçlara götürecek nedenler üzerinde düşenmelerini sağlamak daha faydalı olabilir.
Hangi Ben? - 11/09/2014
Akıl denilen görünmeze yoğunlaştığınız anda; kendinizi herhangi bir ideoloji, din veya söylem ile inşa etmeye başlarsınız. Eleştirilir, yalnız kalır, tahkir edilir ve dışlanırsınız.
Kuyu derin değil ip kısa - 12/07/2014
İslam ülkelerinin içinde bulunduğu zilletten kurtulmasının reçetesi ise Kutsal saydığı Kuran'da olduğuna inananlardanım. Şimdi bu reçeteye göre Müslüman kimdir, tasvir edelim.
AKL-I BEŞER İFLAS İLE MALULDÜR - 19/06/2014
Şu ülke suçlu, bu din yanlış, o ideoloji tehlikeli deyip, Ortadoğu'da yaşanan zulme günah keçisi arayacak değilim. Hastalık bulaşıcı ve reçetesi de bellidir. Bu yüzden herkes yapılması gerekenin farkında ama hiç kimse bedel ödemekten yana değil.
Düşündürdü yine beni sözlerin - 22/05/2014
Bir dostla olan sohbetin kıymeti paha biçilmezdir kanımca, Hele hele sohbetinden sonra sizi derince düşüncelere sevk ediyor ve düşüncelerinizi yazıya döktürüyor ise daha bir anlamlıdır.
 Devamı