İnsanlar hata yapabilirler bu şaşılacak veya yadsınabilecek bir durum değildir ama hatanın fıtratında da telafi edilme ve edilmeye çalışma ahlakı vardır. Bu ahlak gereklidir ve samimiyetin en güzel yansımalarındandır.

Yapılan hataların üstü nasıl örtülür ve o hatalar üslup cambazlığı ile yıkanıp yağlanarak nasıl aklanır diye uğraşılır ise hatanın düzeltilmesi, düzeltilmeye çalışılması ve hatanın telafi edilemeyecek noktada olmasına rağmen kabullenilmesi erdemi ıskalanmış olur.

Günümüz siyaset anlayışı ve insanlar arasındaki ilişkiler, hata kavramının tabiatını alt üst etmiş ve bu nedenle hatalara karşı gülünç bir "yaklaşım sorunu" içine düşmüşlerdir. Hata kavramının tabiatıyla oynama sorunu fonetik değil tamamen ahlakidir.

Adaletsizlik, kibir, rant ve riyanın yoğun etkisi altında olan siyaset ahlakı ve insanların birbirileri ile olan ilişkileri; yapılan hataların üstünü örtme veya üslup cambazlığı ile hataları tatlı gösterme gayretindedir. Oysa hataların telafi edilmesi, edilmeye çalışılması ve kabullenilmesi, hataların üstünü örtmekten ve üslup cambazlığı yapıp hataları tatlı göstermekten hem daha kolay hem de daha onurludur.

İbn-i Haldun Mukaddimede, siyasi ahlakın insanlar arasındaki ilişkilere derinden etki ettiğine değinmiştir. Siyasi ahlak insanların tamamına elbette sirayet edemez ama bazı istisnalar dışında bireyler ve toplumlar nasıl ise öyle yönetilirler.

Siyaset yapıcıların, toplumların içinden seçilen bireylerden oluşması; yapılan hatalara karşı meydana gelen yaklaşım sorununu çok daha vahim hale getirmektedir. Bu yüzden birey ve toplumlara düşen en önemli vazife, yapılan hataları kabullenme ve telafi etmeye çalışmaktır. Bu erdemli gayret, insanlar arası ilişkileri onurlandırmakla kalmaz aynı zamanda "insan için siyaset idealinin, siyaset için insan pratiğine indirgenmesinin de önüne geçilmiş olur.

Suat Kaynakçı | tabusal.com