Muhammed Peygamberden hemen sonra, hilafet taht kavgasıyla dinî kültürün etkisine girmiş. Dinin içi dışı hüküm diye tanrı ağzıyla söyletilenler gelenek, norm diye bilinen söz konusu kültürün ta kendisiydi.

Hala bu devam etmektedir, sadece ülkemizi yalnız ele alırsak dahi kâfidir. Türkiye'nin doğusu, batısına göre Muhammed'in ilahi öğretisi pratik hayatta değişkenliğini koruyor. Batısındaki inanlanar ılımlı görünürken, doğudakiler sert, kurallarla her dini öğretiyi pratize ediyorlar. Fakat genel olarak tabular her bölge için yıkılmaz gerçeklerdir.

Dinin işi gücü sanki hep kadınmış gibi erkek hegemonya kadınla ilgilenmiştir kör ve anlamsız düşünceleriyle. İşin tuhafı kadın yüzyıllarca bundan rahatsızlık duymamış, bunu yıkmaya çalışan hemcinslerine karşı koyan da kadın olmuştur.

Bilinen mantık dışı ve anlamsız sorunlar hep kadın üzerine oluşturulmuş geçmişten günümüze kadar. Birileri demek hoş olmasa da ama hakikaten belli kişilerden ziyade Ortadoğu kıtası farklı farklı dinlerde kadın toplum dışı, birey olarak kabul edilmemiştir. Ama gel gör ki o farklı din zaman aşımına uğrayarak çağdan çağa yakaladıkları medeniyet ile tabularını yıkabildiler. İslam-Kur’an-Müslüman tabularının prangalarını yıkamadılar ve en hazin olan ise yıkmak istemediler. Jenerasyondan jenerasyonlara tabular zincirleme en başarılı bir şekilde devam etmektedir.

Sorun nedir? Neden asırlardır Kur’an’nın inananları medeniyetten uzak kalmışlardır ve din, halkları konjoktürel şartlardan geri planda bırakmıştır.  Bilgiden uzak bilimden yoksun, iktisat ise vahim, siyaset ise sokak avare mantıkla yürütülür. Hukukta bedevilerden farksız değiliz. Şimdi bütün bunlara din mi sebep. Doğrusu ne dinmiş! Mesele din mi, takıntılı millet mi?

Acı acı gülerim bunca zırvalıkların içinden kadın ne olabilir derim. Ya da kadını toplum da ve hukuk ki haklarda birey olabilir mi? Gayret gösterenlere bedel ödetilir. Kadın çok çabuk susturulur, susturmak isteyenler yöntemleri bilir tıpkı Afrika’da ki BOKO HARAM örgüt mantığında olduğu gibi.

Etrafımda kendini aydın gören hocalarım, abı diye hitap ettiklerim vardı. Mesele kadına gelince ne edebiyatlar parçalar, dilleri pabuç kadar nitekim bir yerde bir kadın ile ilgili taciz veya tecavüz vakaları duydu mu, kadını gözü kapalı yargısız infaz ederlerdi. Ve ben çok düşünürdüm daha dün kadın hak ve özgürlüğüne dem vuran bu adamlara ne oluyor da bu denli çelişkiye giriyorlar. Veya kadın dinde hür iradesiyle tercihlerini yapabilmelidir giyim kuşamda ama eşlerini kızlarını giyim modelini ölçülerini kendileri seçerdi.  Kesinlikle aydın diye palavra atanlarımız sözde aydınlardır, kültürün etkisinden beyinleri akılları, iradeleri asla kopamayacaktır.   

                                                         Medeni yarınlara…