• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Levent Ertürk
AILEEN WUORNOS. TEHLİKELİ TOPRAKLAR -8-
05/11/2015

TEMYİZ SÜRECİ VE İNFAZ

Aileen’in temyiz süreci hakkında pek fazla söylenebilecek bir şey yok. Avukatı bir kaç defa Mallory davasının yeniden görüşülmesi için girişimlerde bulundu. Bu arada, Tyria kendi öyküsünü kitap ve film yapılması için defalarca farklı medya kuruluşlarına satmıştı. 1992 yılında bir NBC muhabiri Michele Gillen, ilk kurban olan Richard Mallory’nin cinsel şiddet ve tecavüz suçlarından 10 yıl hapiste yattığını açığa çıkardı. Peki, davayı araştıran dedektifler bunu nasıl atlamışlardı? Bunun üzerine davanın yeniden görüşülmesi için girişimler başlatıldı fakat adli makamlar bunu geri çevirdiler. Aileen’e yeni bir şans verilmedi.

sorguda

Öyle görülüyor ki şu “yeniden doğan Hristiyan” Arlene Pralle kadını açıkça sömürmüştü. Röportajlardan, medya ilişkilerinden iyi para kazanıyordu. Aileen’a avukat olarak tayin edilen kişilerden de komisyon alıyordu. Amerika’nın her şeyi paraya çeviren anlayışı bir kere daha devreye girmişti ve tüm bu olayların ortasında Aileen bir canavar olarak lanetlenmişti. Medya ilişkilerini bir parça okudum. Sonunda midem kaldırmadı ve vazgeçtim. Zavallı kadının sırtından onbinlerce dolar birilerinin cebine akmıştı.

Bu süreç içinde Aileen çok yoruldu. Bir an önce Tanrı’nın yanına gitmek istediğini söylüyordu. Avukatı yanına gelip bir duruşma daha istediğini söyleyince Aileen şu cevabı verdi: “Artık duruşma falan istemiyorum. Bana ne yapacaklarsa, bir an önce yapmalarını istiyorum.” Kadın, tüm çırpınışlarının boşuna olduğunu anlamıştı. Aslında çoktan mahkum edilmişti, gerisi ise zaman meselesiydi.

Wolf artwork done by serial killer Aileen Wuornos whil in jail 1991. 2011 Background Update: Aileen Wuornos (February 29, 1956 Ð October 9, 2002) was an American serial killer who killed seven men in Florida between 1989 and 1990, claiming they raped or attempted to rape her while she was working as a prostitute. She was convicted and sentenced to death for six of the murders and executed by lethal injection on October 9, 2002. CONTACT Carla Hotvedt at SILVER IMAGE¨ Photo Agency 352.373-5771 or carla@silverimagephotoagency.com

Aileen’in çizdiği bir başka resim.

Sonra yeni idam kararları arka arkaya gelmeye başladı. 1992’de Charles Carskaddon, 1993’te Walter Antonio cinayetlerinden ölüme mahkum edildi. 15 Mayıs 1993’te yeni hakim Thomas Sawaya üç ayrı idam cezası daha verdi. Aileen’in ise hiçbiri umurunda değildi. İçinde olduğu sistemin pisliğini farketmişti. Tüm davalardan birinci derecede suçlu bulundu. Cesedi bulunamayan Siems davası sürüncemede kaldı. Jüri değerlendirmeleri şu şekildeydi: R.Mallory: 12-0 suçlu, D.Humpreys: 10-2 suçlu, C. Carskaddon: 10-2 suçlu, D.Spears: 10-2 suçlu, T.Burress: 10-2 suçlu, W.J.Antonio: 7-5 suçlu, P.Siems: Ertelendi.

olum-sirasi2

Aileen infazını bekleyen kadın suçluların tutulduğu “ölüm sırası” koğuşunda

Florida eyalet yasaları gereği, bir mahkumun infaz edilebilmesi için akli dengesinin yerinde olması gerekiyordu. 30 Eylül 2002 tarihinde, infaz kararının kesinleştirilmesi için Vali Jeb Bush bir infaz komisyonu kurdu. 3 ayrı psikiyatrist, Aileen’in cezai ehliyete haiz olduğu yönünde rapor verdiler. Bunları okurken ben de yoruldum. Zira “uzmanların” bir dediği öbürünü tutmuyordu. Bu kadın akıllı mıydı, deli miydi, anlaşılamadı. Acizane, benim gördüğüm şu ki, Aileen kendisine söylenenleri anlayacak kadar akıllıydı. Fakat sanki bir tür hayal dünyasında yaşıyor gibiydi. Onu anlamak zordu, sanırım bütüne bakmak ve söylediği doğrular ile fantezileri birbirinden ayırmak gerekiyordu. Ama kim uğraşırdı ki böyle şeylerle? Bazen akli dengesi gidiyor ve o anlarda saçmasapan konuşuyordu. Neticede, infaz kararı kesinleşti. 9 Ekim 2002 tarihinde Florida Eyalet Hapishanesinde infaz edilmesine karar verildi.

jasmine-hirst

Aileen bu uzun süreç içinde çok şeyler söyledi. 1996 yılında Amerikan temyiz mahkemesine gönderdiği af talebi reddedildi. 2001 yılında ölüm sırasına alındı ve kadın suçlu koğuşunda sırasını beklemeye başladı. Artık tamamen dengesizleşmişti. Bazen yemeklerine dışkısını karıştırıyor, beynine gardiyanlar tarafından çeşitli esrarengiz ışınlar gönderildiğini iddia ediyordu. Sanıyorum, çok yorulmuştu ve öldürülmeyi istiyordu. Bir mektubunda şunları yazdı:

O adamları öldürdüm. Sonra onları buz gibi soğuk bir şekilde soydum. Gene yaparım! Benim hayatta kalmamam gerekiyor, çünkü yeniden öldürürüm. Adalet sisteminin ağır işleyişinden bıktım. İnsanların bana “üşütmüş zavallıcık” der gibi bakmalarından bıktım. Beni daha kaç kere yargılayacaksınız…

Popomun icabına baktınız. Toplum, polisler, bütün sistem ! Tecavüz edilen bir kadını infaz ettiniz, sonra onu kitaplarda, filmlerde ve öbür bokluklarda kullandınız. Teşekkür ederim toplum. Popomu otoyola çevirdiniz !

olum-sirasi

Bence, her şeyi anlamıştı. Bir sistemin ne tür ilişkilerle yürüdüğünü çok iyi anlamıştı. Arkadaşı Dawn Botkins, kendisi ile yaptığı son konuşmalarında onun hep sistemi ve medyayı suçladığını belirtti. Temyiz süreci içinde binlerce tartışma yaşandı ve Aileen’in infazından sonra da bu tartışmalar devam edecekti. Ama hepsi boşunaydı.

Ölümünden bir gün önce, Aileen şunları söyledi:

Ufuklara yelken açıyorum. Tıpkı “Bağımsızlık Günü” filminde olduğu gibi İsa ile birlikte 6 Haziran’da geri döneceğim. Filmdeki gibi kocaman bir gemi içinde geri döneceğim.

Bu sözlerin anlamı neydi ? Bunu takdir etmeyi okuyana bırakıyorum.

İNFAZ

olum-odasi

9 Ekim 2002 tarihinde saat 9 sularında kendisine infaz edileceği resmen tebliğ edildi. Eyalet yasaları gereği, 20 doları geçmemesi şartı ile, istediği herhangi bir şeyi son yemek olarak yiyebileceği söylendi. Aileen yemek istemedi, bir fincan koyu kahve istedi. İnfaz odasına bazı görevliler, ölenlerin çeşitli yakınları ve çocukluk arkadaşı gelmişti. Diğerleri gelmediler. Ne Tyria, ne akrabaları, ne de şu yeniden doğan Hristiyan. İnfazı seyredenlerden biri ise WESH-TV muhabiri Claire Metz idi. O anları şöyle anlatıyordu:

Oda ile aramızda duran perdeyi açtılar. Artık içeriyi net olarak görebiliyorduk. Aileen bize doğru döndü. Yüzünde çok garip bir gülümseme vardı. Hiç karşı koymadı ve kendini görevlilere teslim etti. Onu yatağa yatırıp kayışlarla sıkıca bağladılar. Sadece kafasını oynatabiliyordu. İnfaz 9.30’da başladı. Zehri pompaladılar. 9.31’de gözlerini kapadı. Sonra vücudu kasıldı. Kafasını sert bir şekilde geriye attı. 9.32’de ağzını açıp nefes almaya çalıştı, göz kapakları biraz titredi ve sonra hareketsiz kaldı. Sanırım bu, onun gittiği andı.

İnfazı seyredenlerden bazıları bunun uzun bir ölüm süreci olacağını düşünüyorlardı ama öyle olmadı. Aileen çok kısa bir sürede gitti. Kurban yakınları hayal kırıklığına uğramışlardı. Birinin kızı şöyle konuşmuştu: “Çok kolay gitti. Öldürdüğü adamlar acı çekmişlerdi. Onların aileleri de senelerce acı çektiler. Yani, o soğukkanlı bir katildi.” Bir başka kurbanın kızı Teri Griffith ise şunları dedi: “Keşke biraz daha uzun sürseydi, daha çok acı verseydi. Çok ama çok kolay oldu. Sanki bir parça kek yer gibi kolaylıkla oldu.”

kullerinin-savruldugu-yer

Çocukluk arkadaşı, Aileen’in küllerinin savrulduğu yeri gösteriyor.

Basında bu infaz çeşitli başlıklarla yer aldı. (Yazılanlar çok uzun, bir iki tanesini özetleyerek aldım.)

United Press International: Seri katil Aileen Wuornos infaz edildi. Kamuyounda “ölümcül hanım” olarak bilinen kadın zehirli iğne ile öldürüldü. Cinayet serisine 1989 yılında elektrikçi Richard Mallory’i öldürerek başlamıştı. İnfaz günü saat 5.30’da uyandırıldı. Yüzünü yıkadı ve bir havlu istedi. Görevliler, kadının çok suskun olduğunu belirttiler. (…) Wuornos ölüme sanki seve seve gidiyor gibiydi. Hapishanenin önünde bazı protestocular toplanmıştı ama bunun bir etkisi olmadı.

ABC news: “Ölmem lazım” Kadın seri katil infaz edildi. Florida otoyollarında fahişe olarak çalışan kadın, ilk cinayetini 1989’da işledi. Tüm cinayetlerini acımasızca ve soğukkanlılıkla işlediğini itiraf etti. Duruşmalarda jüriye hakaretler etmiş ve onlara “bok çuvalları” demişti. Uzmanlar onun buz gibi soğuk bir katil olduğunu teyit ettiler.

Orlando Sentinel: 46 yaşında öldürülen Aileen Wuornos, FBI kriterlerine göre ABD tarihinin ilk kadın seri katiliydi. Avukatları, onunla yaptıkları son görüşmelerde, onun lanetli bir kadın olarak anılmaktansa ölmeyi tercih ettiğini belirttiler. Wuornos ölümünden önce medya tarafından büyük ilgi görmüş ve hakkında kitaplar, filmler hazırlanmıştı.

anisina

Alieen’in yakalandığı Last Resort barında, hâlâ onu ananlar ve sevenler bulunmaktadır.

Ölümünün ardından aile üyeleri de kendi bakış açılarından konuştular. Üvey kız kardeşi, ağlayarak şunları anlattı:

“Bazen, Aileen aklıma geldiğinde, biz bu kıza neler yaptık diyorum. Kendimi tutamıyorum ve ağlıyorum. Ama diğer yandan, onun öldürdüğü erkeklerin de birer baba, koca, amca veya kardeş olduklarını hatırlıyorum. Onların da sevenleri vardı. Onlar da yaşamayı hak eden insanlardı….”

Aileen ölümünden önce, vücudunun yakılmasını ve küllerinin ormanlık bir alana serpilmesini istemişti. Öyle yaptılar. Külleri Michigan’a götürüldü ve koru içine serpildi. Külleri serpildiği zaman Nataile Merchant’ın söylediği “Karnaval” (Carnival) şarkısının okunmasını istemişti. Sanırım bu şarkının sözlerini kendisine çok uygun buluyordu. Ben şarkıyı şu şekilde tercüme ettim:

KARNAVAL
Yürüdüm bu sokaklarda
Bir sanal sahne
Gibi göründü bana
Yüzlerinde makyajlarla
Oyuncular aldılar
Yerlerini yanımda

Yürüdüm bu sokaklarda
Bir karnavalda
Görülecek şeyler vardı
Ucuz heyecan arayanlar
Satıcılar ve pazarlayıcılar
Doluşuverdiler yanıma

Kör mü oldum?
Kayıp mı oldum?
Kendi içimde ve
Kendi aklımda
Hipnotize oldum
Efsunlanmış gibi oldum
Ne gördü gözlerim ama?

Yürüdüm bu sokaklarda
Zengin veya sefil kılıklarda
Bir elmas dükkanında
Bir hoşgeldin halısı
Serilirdi ayaklarımın altına

Yürüdüm bu sokaklarda
Delilerle dolu tımarhanede
Topluma uymayan vahşi bir peygamber
Bir trafik ışığında
Beni kurtaracağını söyleyip
Saçmalıyordu yanıbaşımda

Yanıldım mı?
Yoksa akıllandım mı?
Gözlerimi kapayıp
Ve tek başıma oynayıp
Hipnotize oldum
Felç oldum
Gözlerimin bulduğuyla
Gözlerimin gördüğüyle
Ne görmüştü gözlerim ama?

Kör mü oldum?
Kayıp mı oldum?
Yanlış mı oldum?
Doğru mu oldum?
Güçlü mü oldum?
Hipnotize mi oldum?
Efsuna mı tutuldum?
Gözlerimin bulduklarıyla

Bu büyük sokak karnavalında
Bu karnavalda …

Aşağıda, Aileen’in çeşitli görüntüleri eşliğinde karnaval şarkısının klibi var. Dinlemenizi tavsiye ederim. Benim çok hoşuma gitti. Mümkünse kulaklıkla dinleyin. Baslar ve diğer ritmler çok güzel.

Alieen’in hakkında yazılan bir sürü kitaba ek olarak, 2003 yılında Monster filmi çevrildi. Filmin başrollerinde Charlize Theron ve Christina Ricci oynadılar. Charlize Theron bu rolü ile en iyi kadın oyuncu Oscar ödülünü kazandı. Filmi seyrettim ve pek beğenmedim. Aileen’in hayatına hiç değinilmemiş ve sadece sevici bir katil gibi gösterilmişti. Nasıl çıldırdığına, bir katile dönüştüğüne dair detay yoktu. Charlize Theron’un oyunculuğunu ise beğendim. Yüzündeki o sert ifadeler ve öfke patlamaları gerçeğe yakındı. Ama senaryo daha farklı yazılabilirdi.

charlize-theron-filmden

Filmden bir sahne ve Charlize Theron ödül töreninde. Aileen yapılı bir kadındı. Bu yüzden Charlize Theron bu rol için yaklaşık 10 kilo almak zorunda kaldı.

Gelecek ve son bölüm: Genel bir değerlendirme



2871 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Forrest Gump: Masumiyete Koşan Adam - 30/05/2018
........
Sodom ve Gomore Şehirlerinin Öyküsü - 01/02/2018
...
Tanrı Bumba - 25/08/2017
Bir Orta Afrika halkı olan Boshongo kabilesinin yaratılış miti. Boshongolar, Tanrı’ya “Bumba” derler.
Burada ve Şimdi Olan... - 01/08/2017
...
Apaçi Yerlilerinin Yaratılış Miti - 22/04/2017
Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Ne yeryüzü, ne gökyüzü, ne Güneş, ne Ay …sadece karanlık her yeri kaplamıştı.
Mavi Peri - 12/02/2017
Biliyor musunuz, çocukluğumda okuduğum bazı çocuk romanlarının ne kadar değerli olduklarını, ne büyük bir emek ve sanat gücü ile yazıldıklarını ancak seneler sonra fark edebildim.
Krishnamurti’yi Okumak - 02/12/2016
Öyle görünmekte ki, bizlerden ayrılan bu kartal kendi göklerinde uçarken, yerde, pislikler ve çürümüş yiyecekler arasında milyarlarca böcek bitmek bilmeyen iştahlarının peşinden koşacaklar.
Samuray Savaşçılarında Çay Kültürü - 14/10/2016
Geleneksel Japon savaşçıları olarak bilinen Samuraylar, başlangıçta toprak ve çiftlik sahiplerini yağmacılara karşı korumak için kurulan paralı asker birlikleriydi.
Bukowski’yi seviyorum. - 10/04/2016
Kimse kusura bakmasın, böyle bir adam küfürsüz anlatılamaz. Bu serseri orospu çocuğu işi biliyor.
 Devamı