• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Levent Ertürk
Samuray Savaşçılarında Çay Kültürü
14/10/2016

Geleneksel Japon savaşçıları olarak bilinen Samuraylar, başlangıçta toprak ve çiftlik sahiplerini yağmacılara karşı korumak için kurulan paralı asker birlikleriydi. Zaman içinde kendi özgün kültürlerini geliştiren Samuraylar, Japon sanatına, kültürüne de katkılar sundular. Yirminci yüzyıla yaklaşılırken, teknoloji ve askerlik sanatının gelişmesi ile birlikte Samuraylar, çok büyük direnç gösterseler de ortadan kaldırıldılar ve yerlerini devlete bağlı askeri birlikler aldı. Asya kültürlerinde çay toplama biçimlerini, çay seremonilerini araştıran tarih profesörü Morgan Pitelka, seçkin Samuray birliklerinin 15-19.yüzyıllar arasında, barış ve ve savaş dönemlerinde çay seremonilerini, çay alım-satım kurallarını nasıl uyguladıklarını incelemiş. Bu Samuraylardan bazıları, uluslararası çay ihalelerinde birer diplomat veya yasa koruyucu olarak da görev almışlar.

Çay seremonileri Samurayların hayatlarında öylesine özel bir önem kazanmış ki, artık bir sanat olarak kabul edilmeye başlanmış. Günümüzde bile, Japon sanatının en önemli dalları arasında, çiçek düzenleme sanatı, Geyşa giysileri Kimonoların ve Samuray giysilerinin hazırlanması, savaş kılıçlarının el ile imalatı, kısa Japon lirik şiirleri (Haiku’lar) ve çay ritüelleri bulunmaktadır. Samuray yaşantısının en önemli bölümlerinden biri olan çay hazırlama ve içme seremonisine “Cha No Yu” ismi verilir. Bu seremoni en zorlu savaş ve ekonomik sıkıntı zamanlarında bile titizlikle uygulanmış ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Japonya’da çay, erken Kamakura ailesi döneminde, rahip Eisai’nin (1141-1215) yoğun çabaları ile tanındı. Belirtmek gerekir ki, bu anlatımlardaki “rahip” kelimesinin Batı medeniyetindeki Hristiyan rahipler ile bir alakası yoktur ve hem dünyevi hem de ruhsal (spiritüel) ustaları, büyük öğreticileri tanımlamak için kullanılmaktadır.

real-samurai-warriors45912510010920193

Çayın tanınmasından 50-100 yıllık bir aradan sonra bir Zen rahibi Dai-O (1236-1308) Çin’e yaptığı bir seyahatten dönerken, beraberinde Çin Zen manastırlarında öğretildiği şekli ile çay seremonisinin kurallarını yazılı olarak getirdi. Bu disiplin hemen Japon rahipler tarafından benimsendi ve kendi kültürlerine uyarlanmaya başlandı. Nihayet, bir başka bilge rahip Shuku (1422-1502), o dönemin ordular komutanı Shogun Ashikaga Yoshimasa’ya bu çay seremonisi tanıtan bir gösteri düzenledi ve kurallarını anlattı. Yoshimasa, hem bir asker, hem de sanatı ve sanatçıları koruyan bir kişiliğe sahipti, bu töreni çok beğendi ve hemen benimseyip, birliklerinde uygulatmaya başladı. Bu aşamadan sonra, sivillerin de katkıları ile çay seremonisi yavaş yavaş halktan kişiler tarafından da sevildi.

Satsuma-samurai-during-boshin-war-period

Başlangıçta, çay seremonisi üst düzey askerlerin, zenginlerin, din adamlarının ve saraydan kişilerin katıldığı fazlası ile “soylu” ve pahalı bir aktiviteydi ve sadece üst sınıflara hitap ediyordu. Fakat bu durum tüccar kökenli bir insan olan Sen No Rikyu’nun çabaları ile değişmeye başladı. Rikyu, çok kibar bir ekol olan Ashikaga stilinde çay ustası olarak eğitilmişti. Fakat sonradan bu ekole karşı çıktı ve farklı arayışlara yöneldi. Soylulara yönelik çay seremonilerine ancak bazı elit insanlar katılabiliyordu. Çoğu Çin yapımı olan veya Çin stilinin taklidi olan zarif çay malzemeleri çok pahalıydı. Ayrıca, törene özellikle saraydan katılan bazı soyluları rencide etmemek için büyük çaba sarfetmek gerekiyordu. Rikyu, ilk iş olarak pahalı çay malzemelerini basit, kolay bulunabilen ve ucuz malzemelerle değiştirdi. Daha sonra soylular için açılmış pahalı çay salonları yerine, “Soan” denilen halk tipi sade çay evlerine yöneldi. Soan çay evlerine “Nijiriguchi” denilen küçük bir kapıdan eğilerek giriliyordu. İçerde ise, tüm katılımcıların eşitliğini sağlamak için bilerek sade bir dekor ve oturma düzeni hakimdi. Kendisine pek çok kişinin karşı çıkmasına rağmen Rikyu, politik ve sosyal sınıf farklılıklarına aldırmadı. Rikyu’nun ünü yavaş yavaş yayılırken, bir kumandan olan Oda Nobunaga ise askerler arasında çay seremonisinin yerleşmesi ve bir disipline kavuşması için çaba sarfediyordu. İkisi nihayet karşılaştılar. Amatörce çay ustası olan Nobunaga, 1575 yılına kadar Rikyu’nun da katıldığı askeri Cha No Yu seremonileri düzenledi. Kumandan, ayrıca pahalı bazı çay aksesuarlarını düşmanlarından ganimet olarak alıyor, saklıyor, bunlardan bazılarını generallerine hediye olarak azar azar dağıtıyordu.

tea-optNobunaga 1582 yılında öldürüldü. Rikyu ise daha sonra “üç büyük üstat” diye bilinenlerden biri olan asker kökenli Toyotomi Hideyoshi ile tanıştı. Tıpkı Nobunaga gibi, Hideyoshi de Rikyu’nun bilgilerine büyük değer veriyor ve kendi disiplinini oluşturmaya çalışıyordu. Rikyu, bu çay seremonilerini bedenin ve ruhun dinginleşeceği ayinler gibi görüyor ve bu toplantılara siyasi meselelerin karışmasından pek hoşlanmıyordu. Ona göre, bu tür faaliyetler çay seremonisindeki uyumu ortadan kaldırmaktaydı. Hideyoshi, bu seremonilerin temel kurallarını öğrendi ve zamanla onları kendi devlet faaliyetlerinin bir parçası haline getirdi. Bilinmeyen bir sebeple, Rikyu, efendi Hideyoshi’nin emri ile idam edildi. Çay seremonisinin halka açılmasında büyük katkıları bulunan Rikyu’nun bu çabaları maalesef zaman içinde unutulup gitti. Böylece çay seremonileri Japonya’da iki ayrı dalda gelişmeye başladı. a) Başlangıçta bir soylu aktivitesi iken yavaş yavaş tüm köylere yayılmaya başlayan sivil törenler b) Ancak Samurayların ve diğer sınıflardan askerlerin, soyluların, siyasetçilerin belli bir disiplin içinde iştirak ettikleri askeri çay seremonileri. Aşağıda, genelde asker ve soylular arasında geçerli olan seremoni kuralları anlatılacaktır.

the_way_of_tea

Çay seremonisi

Bu seremoni Cha-Chitsu ismi verilen bir çay odasında gerçekleşir. MisafirlerNijiriguchi isimli kapıdan eğilerek içeri girerler, Samuraylar kılıçlarını dışarda bırakır. (Bu kural hem güvenlik hem de katılımcılar arası eşitliği sağlamak için Rikyu tarafından getirilmiştir.) İçeriye son giren kişi kapıyı kapatır. İçeriye girenler, öncelikle, uygun bir yere, mesela ortadaki kısa bacaklı masanın üzerine veya bir oyuğun içine özenle yerleştirilmiş olan kaligrafik bir yazı ile karşılaşırlar. Bir tür Hat Sanatına benzeyen, geleneksel Japon yazım sanatı ile, çay odasının felsefesine uygun bir cümle ziyaretçilerin dikkatine sunulur. Genelde “Honrai Mu Ichibutsu” (Görünen hiçbir şey gerçek değildir.) gibi dinsel/spritüel bir cümle tercih edilir. Ziyaretçiler, önce, kendilerine gösterilen bu cümleyi okurlar, kısa bir saygı duruşu gerçekleşir ve sonra salonun ortasında yerlerini alırlar. Bu girişten sonra toplantının sahibi/sahibesi gelir ve misafirleri temsilen, sosyal konumu uygun olan bir ziyaretçi teşekkürlerini sunar. Ardından, göze çarpan kaligrafik cümle veya odadaki çay malzemelerinden biri hakkında kibar bir üslupla soru sorar. Bu tür giriş konuşmalarında sorular ve açıklamalar kısa ve özlü olmalıdır. Toplantının amacına, ruhuna uygun olmayan bir şeyden bahsedilmez. Ziyaretçilerin başı, diğer konuklara hem göze hem de damağa hitap eden ve Kaiseki denen hafif bir atıştırmalık sunar. Bir parça meyve veya hafif bir tatlı ikramının ardından, gayet mütavazi bir tavır ile alkol miktarı mümkün olduğunca düşük Sake içkisinden verilir. Bu aşamada, ziyaretçiler çay odasından çıkarlar, toplantı sahibi, onlar dışarda iken çayı hazırlamaya başlar. Misafirlere düşünmeleri için gösterilen yazı kaldırılır, yerine bir vazo içerinde tek bir çiçek yerleştirilir. Misafirler geri döndüğünde, artık çay suyu demir bir çaydanlık içinde kaynayıp fokurdamaya başlamıştır. Toplantı sahibi çay çanaklarını ve diğer aksesuarları özenle temizler, çalkalar. Toz halindeki yeşil çay bambu bir kepçe ile çanağa katılır, yine bambu bir çubukla, yüzey köpüklenene kadar iyice karıştırılır ve misafire ikram edilir.

Tonia Tea Ceremony

Toplantıda iki tür çay sunulur. “Koicha” biraz daha koyu ve “resmî” bir havadadır. “Usucha” ise daha açıktır ve daha “arkadaşça” bir sunumdur. Önce Koicha ikram edilir; ziyaretçiler aynı çanaktan minik yudumcuklar alarak elden ele çanağı geçirirler. SonraUsucha, ayrı çanaklarda takdim edilir. Çay çanakları da mevsime göre tasarım farklılığı gösterir. Kış çanakları, ısıyı uzun süre saklaması için derincedir. Yaz çanakları ise, bir serinlik havası vermek için sığ ve geniş tutulurlar.

Tören boyunca, hem tören sahibinin hem de ziyaretçilerin ilk aradıkları şey sükunet, rahat ve huzur hissidir. Toplantıda, bazen siyasi bir konuya değinilse dahi, asla tartışmalara girişilmez ve ısrarcı olunmaz. Temel gaye, aynen tabiat gibi duru ve doğal olabilmektir. Rahip Takuan, bu ortamı şu şekilde anlatır: “Toplantımızda her şey tıpkı dağların ve kayaların arasından suyun akışı gibi doğal bir şekilde akmalıdır; Ay’ın, yağmurun, karın, ağaçların ve çiçeklerin sürekli değişmesi, bazen açmaları, bazen solmaları, doğmaları veya batmaları gibi bizim ruhlarımız da halden hale geçebilmelidir. Misafirlerimiz nasıl derin bir saygı ile karşılanıyorlarsa, onlar da sadece çaydanlıkta kaynayan suyu dinlemeli, onun sanki çam iğneleri arasından geçen hafif rüzgara benzeyen sesine kulak vermeli ve herkes tüm dünyevi kederlerden ve endişelerden arınmaya bakmalıdır.”

10-OctKarateTea-e1299270483757

Sen No Rikyu, çay seremonisi için sıralanan 100 altın kurala, şu cümle ile katkıda bulunur:“Her ne kadar bazen bu kurallara gereği ile uymasan da veya bazılarını çok ciddiye almayıp boşversen de, onları sakın bütün bütüne unutma.”

Samuraylar arasında çay seremonisi, bazen gündelik dertleri ve çekişmeleri unutmak için; fakat bazen ölümcül bir savaşın sonrasında veya öncesinde ölüme hazırlanma, savaş sonrası onurlandırılma gibi gerekçelerle düzenlenir. Mesela, pek çok savaşçının öldüğü bir savaşın ardından Shogun makamındaki büyük kumandan, savaşta cesaret gösteren bir Samuray savaşçısına, özel bir Cha No Yu çay seremonisi düzenleyerek çay ikram eder ve çay kasesini ona verir. Bu ikram, o savaşçı için, birliğinde kendini öne çıkaran büyük bir onurdur. Samuraylar için, geleneksel içki olan Sake ve çay, gündelik hayatlarındaki ibadetlerle, törenlerle içiçe geçmiş durumdadır. Bunun önemini anlayabilmek için Samurayların, adeta bir ibadet gibi yerine getirilen törenlerini bilmek gerekir. Samuraylar geleneksel değerlere mutlaka sahip olmalıdırlar. Bu değerlerin başlıcaları: cesaret, yüksek ahlak, disiplin ve efendiye mutlak sadakattir. Böyle değerleri olmayan kişiler, iyi bir savaşçı olsalar da Samuray olamazlar ve bir eşkiya olarak kabul edilirler. Samurayların fiziksel eğitimi dışında, onlara manevi bir üstünlük sağlamak için farklı çalışma disiplinleri, törenleri ve sanatları bulunur.

* Haiku: En az kelime kullanarak en çok şeyi anlatma sanatı, şiir, özdeyiş.
* Savaşçıların kendilerini çeşitli renklerle boyama sanatı.
* İkebana: Bahçecilik ve çiçek düzenleme sanatı.
* Cha No Yu: Çay seremonisi sanatı veya töreni.
* Seppuku: Samurayın kendisini feda etmesi, intihar etmesidir. Kılıçla yapılan şekli Harakiri olarak bilinir. Genelde iki sebepten dolayı yapılır. Birinci sebep: Eğer birShogun, (efendi komutan) bir Samuray’a kendisini öldürmesini emretmişse, Samuray bunu hiç soru sormadan yerine getirmelidir. Muhtemelen o Samuray, birliğin ahlakına yakışmayan bir davranışta bulunmuştur. İkinci sebep ise, düşmana en çok zararı vermek için Samuray’ın kendisini feda etmesidir. Bu davranışa, yakın dönemde, II dünya savaşında Kamikaze intihar pilotları arasında rastlanmıştır. Tüm bu geleneksel davranışlarda, Sake veya çay, kendi yerlerini alırlar.

Kaynaklar:

1) Çay sanatı konferansından alıntı, Fowler müzesi, 2009
2) Okakura Kakuzo, “Çay kitabı”, Dover, 1964
3) Kurt Singer, “Ayna, kılıç ve mücevher”, Kodansha, 1981
4) D.T.Suzuki, “Zen ve Japon kültürü”, Princeton, 1970

Levent Ertürk



1280 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Forrest Gump: Masumiyete Koşan Adam - 30/05/2018
........
Sodom ve Gomore Şehirlerinin Öyküsü - 01/02/2018
...
Tanrı Bumba - 25/08/2017
Bir Orta Afrika halkı olan Boshongo kabilesinin yaratılış miti. Boshongolar, Tanrı’ya “Bumba” derler.
Burada ve Şimdi Olan... - 01/08/2017
...
Apaçi Yerlilerinin Yaratılış Miti - 22/04/2017
Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Ne yeryüzü, ne gökyüzü, ne Güneş, ne Ay …sadece karanlık her yeri kaplamıştı.
Mavi Peri - 12/02/2017
Biliyor musunuz, çocukluğumda okuduğum bazı çocuk romanlarının ne kadar değerli olduklarını, ne büyük bir emek ve sanat gücü ile yazıldıklarını ancak seneler sonra fark edebildim.
Krishnamurti’yi Okumak - 02/12/2016
Öyle görünmekte ki, bizlerden ayrılan bu kartal kendi göklerinde uçarken, yerde, pislikler ve çürümüş yiyecekler arasında milyarlarca böcek bitmek bilmeyen iştahlarının peşinden koşacaklar.
Bukowski’yi seviyorum. - 10/04/2016
Kimse kusura bakmasın, böyle bir adam küfürsüz anlatılamaz. Bu serseri orospu çocuğu işi biliyor.
Mavi Soluk Nokta hakkında... - 15/02/2016
1977 yılında ABD Güneş sistemini incelemesi için Voyager-1 aracını uzaya fırlattı. 1990 yılına gelindiğinde, bu araç daha önce hiçbir uzay aracının gidemediği bir uzaklığa varmıştı.
 Devamı