![]()
Zeki Coşkunsu
Tanrım, Sen Hep Tecelli Hâlinde misin?
27/09/2020 TANRIM; SEN HER AN (YENİ-SIRADIŞI/FENOMENOLOJİK)
BİR İŞ, HER DEM (YENİ-SIRADIŞI/FENOMENOLOJİK)
BİR TECELLÎ HÂLİNDE MİSİN?(1) “Her şey akış hâlindedir. Ne Tanrı ne de
âlem, Statik bir tamlığa
ulaşır. Her ikisi de nihaî
metafizik planın, Yeniliğe giden
Yaratıcı ilerlemesinin içindedir.”(2)
Tanrım; yine “sesli” düşünüyor, ilgim ve merakımdan soruyorum; “Sen her an (yeni-sıradışı/fenomenolojik) bir
iş, her dem (yeni-sıradışı/fenomenolojik) bir tecellî hâlinde misin? Her seferinde, Kendini bambaşka(şaşkınlık verici) bir yolla mı ifade edersin?” Tanrım; “Sen, hiç mi hiç ‘değişmeyen bir Tanrı(God as the Unchanging)’
mısın, yoksa bir yönüyle ‘değişmeyen’,
aslî bir ‘bil-fiil şey(Actual Entity)’
ama aynı zamanda, diğer yönüyle de ‘değişen’
ve [‘statik varoluş(existence)’ veya ‘varlıktan(being)’ ziyade] ‘oluşan(becoming)’ bir Tanrı mısın?” (*) (*)[(UYARI): Sevgili okur; bu değişen yön,
aslî yönle yani, İslâmî ifadeyle “Tanrı’nın
Zatı”yla ilgili değildir! Çünkü bu, örneğin, Tanrı’nın dünya ya da,
dünyanın Tanrı olduğu anlamına gelmez! Burada
dünya tam olarak Tanrı ile ilişkilidir ve Tanrı dünyadan tamamen bağımsızdır!
Tanrı-dünya ilişkisi Tanrı için salt
“dışsal bir ilişki”dir. Bu nedenle de “değişmeme”, “tutkusuzluk” ve “Mutlak
olma”, aynı şeyi söylemektedir.] Değilse diyorum; Senin ilahlığına ve
ilgili tüm sıfatlarına halel gelir, gölge düşer! Dahası, hem “kozal evren”imizin, hem de “akozal evrenler”in ayakta duruşunu sağlayan
“Kuantum Zeno Efekt’i”(**) devre dışı olur; öyle
değil mi, yanılıyor muyum Tanrım? (**)[Kuantum Zeno Efekt’i: Tanrı; evreni
sürekli olarak gözlem altında tutmak suretiyle, sistem kendi hâlini muhafaza
edebilmekte, evren “süperpoze(üst üste bindirilmiş)” hâline dönmeden,
Tanrı tarafından tekrar tekrar gözlemlenmesi sonucu, klasik domende, “dekoherans(eşevresizlik)” hâlinde tutulmaktadır...! “Tanrı’ın; evrenin devamı için, ‘eksternal(dış) gözlemci’ oluşunun yanı
sıra, aynı zamanda bir ‘enternal(iç) gözlemci’ olarak da devrede oluşu”
ilmî literatürde,“Kuantum Zeno Efekt’i”
olarak adlandırılmıştır. Yoksa Allah;
Aristo’nun sandığı gibi, bir kereliğine evreni yaratıp, gerisin geri çekilerek,
tahtına kurulmuş, seyreden bir ilah değildir! O, her an devrededir! Yaratmaya
devam etmektedir! (Bkz: (55/29), (29/19), (35/41), (6/59), (30/26-27),
(51/47-49), (32/5-6), (13/2), (59/23), (39/62) vb. ayetlere…)] “… O(ALLAH),
her an (yeni-sıradışı/fenomenolojik)
bir işte/her dem (yeni-sıradışı/fenomenolo-jik) bir tecellî hâlindedir!/Her seferinde
Kendini bambaşka(şaşkınlık verici) bir yolla ifade eder!” (55/29). Bu mesajla Tanrım; Sen, biz kullarına (yukarıdaki saptamalarıma/çıkarsamalarıma
ilaveten), hep “aynı” olanı
tekrar yaratmadığını, “tarih-dışı”na
da imkân tanıdığını mı söylemek istiyorsun? En azından ben böyle olduğunu
düşünüyor, bu tür bir çıkarsamada bulunuyorum. Bitmedi Tanrım! Dahası, böyle yaparak biz kullarına da (“enplisit” olaraktan, yani îmâen-örtük bir biçimde), insan ölçeğinde Senin
sıfatlarınla sıfatlanarak/ahlâkınla ahlâklanarak, “tarih-dışı” bir yürüyüş sergilememizi öngörüyor/salık veriyorsun;
değil mi Tanrım? Elbette Senin, biz kulların için öngördüğün, “evrensel ed-Din” bağlamında “sabit/değişmezler”in var; bu tamam. Ancak
Senin “değişen” ve/veya “yeniden-kurulan değişkenler(içtihad-tecdid)”inin de, diğer bir
ifadeyle, İlhami Güler’in
kavramsallaştırdığı gibi, “sabit din,
dinamik şeriat(form)”(3)ının da var olduğunu,
düşünüyorum. Tıpkı II. Halife Ömer’in düşündüğü gibi… O kulun ki, düşünmekle
kalmamış, meseleyi ciddiyetle kavramış ve gereken adımları da [örneğin; fethedilen Sevad arazisini(Irak
topraklarını) savaşa katılan mücahitlere ‘ganimet’ olarak dağıtmayı reddetmesi,
‘müellefe-i kulub’a hazineden para vermeyi kaldırması ve kıtlık yıllarında
‘sirkat haddi’ni(hırsızlık suçuna ilişkin cezayı) askıya alması vb.] kendi
tarihselliği içinde atma cesaretini göstermişti. Tarihî süreç içinde “şeriatlar(formlar)” tarzında tezahür eden ilahî dinin formunun değişmesini
zorunlu kılan husus, Nietzsche’nin “tarih-dışı” dediği “değişen” şey de bu değil midir zaten
Tanrım? ‘Nietzsche’
dedim de aklıma geldi, anmadan geçmeyeyim onu da Tanrım! O kulun da, ilgili ayet
(55/29) hakkında aynı minval üzere düşünüyor olsa gerek ki, insan için
potansiyellerin “ebedî dönüş” içinde
gelecekte aktüelleşeceği kanaatindedir. “Bu
nedenle bugünkü ‘insan’ı ara bir aşama olarak görür ve ‘üst-insan(übermench)’in yolunu hazırlamaya çalışır. Bu bağlamda, her zaman tarihte
gerçekleşmiş ve tekrar edenin dışında ‘yeniyi’ ifade eden bir ‘tarih-dışı’
vardır.”(4) O kulun,
bu konuda şöyle diyor: “Şurası
bir gerçektir ki, insanın düşünerek, düşünüp taşınarak, kararlaştırarak, ayırıp
birleştirerek o ‘tarih-dışı’ öğeyi sınırlandırmasıyla, o ortalığı kuşatan sis
bulutlarının içinde aydınlık, parlak bir ışığın doğmasıyla, (imdi, ancak geçmişi yaşam için kullanmak ve
olup bitenlerden yeniden tarih yapmak, yaratmak gücüyle), insan insan olabilir; ama tarihi aşırı
olarak kullanınca da insan yeniden tükenir; tarih-dışı olanın o örtüsü olmadan
da insan hiçbir zaman hiçbir şeye başlayamayacaktı ve başlamaya da cesaret
edemeyecekti!”(5) Evet, bir kez daha yineliyorum sorumu: Bu mesajınla
Tanrım; Sen, biz kullarına (yukarıdaki
saptamalarıma/çıkarsamalarıma ilaveten), hep “aynı” olanı tekrar yaratmadığını, “tarih-dışı”na da imkân tanıdığını mı söylemek istiyorsun? En
azından ben böyle olduğunu düşünüyor, bu tür bir çıkarsamada bulunuyorum; ne
dersin? Bu bağlamda, sözlerimin sonuna
yaklaşmışken, kulun Alfred Nort
Whitehead’i de anmadan geçmeye gönlüm el vermiyor Tanrım: “Ne
Tanrı ne de âlem, statik bir tamlığa ulaşır. Her ikisi de nihaî metafizik
planın, yeniliğe giden yaratıcı ilerlemesinin içindedir.”(6) “Her
şey akış hâlindedir!” “Abide
with me; Fast falls the eventide:(Benimle
kal! Çabuk çökmektedir akşam.)”(7)
Tanrım; Senin bizlere vermiş olduğun tabir
caizse, o “plastik güc”ü (vicdan, akıl, irade) güçlendirerek, geçmişten
seçimler yapabilmek ve geleceği yaratmak gerektiğini düşünüyorum! Değilse,
tarihin salt “tekerrür” olduğuna
inanarak, tarihi yapanların nesnesi olmak istemiyorum Tanrım; haksız mıyım? Ve “düşünsel
üst-sistemin temel değeri” olan “Tanrı”,
yine devreye girer, (“devreye girer”
dediysem, o sözün gelimi; O zaten hep
devrededir. Devre dışı olduğu bir an bile yok!) ve son mesajında,
sözlerinin; “toplumsal-siyasal
dinamikliği”ne dikkatleri çekerek şunları der: “Her
dönemin ayrı bir hükmü vardır!” (13/38). Diğer bir okuyuşla; “Her
çağa özgü (ecel) ayrı bir hüküm vardır! Allah (önceki mesajlardan) dilediğini yürürlükten kaldırır/iptal eder, dilediğini de sabit
bırakır/daimî kılar! Çünkü ilahî mesajın (hükümlerin) kaynağı O’dur!”
(13/38-39). “Onlar
sözü dinler ve en iyisine uyarlar!” (39/18). (1) Bkz. COŞKUNSU,
Zeki; “Tanrım Konuşmalıyız;
Lütfen, Mümkünse Hemen!”, - Monolog
- ss. 92-95, ÇizgiKitabevi Yay., Konya, 2015. (2) Bkz. WHITEHEAD, Alfred Nort; “Process and Reality, An Essay in Cosmology”, pp. 318, 529, Sixth Printing, The Macmillan Company, New
York, 1967. (3)
Bkz. GÜLER,
İlhami(Prof. Dr.); “Sabit Din Dinamik Şeriat”, Ankara Okulu
Yay., Ankara, 1999. (4)
Bkz. GÜLER,
İlhami(Prof. Dr.); “Kur’ân’ın Ahlâk Metafiziği”, s. 118,
Ankara Okulu Yay., Ankara, 2013. (5)
Bkz. NIETZSCHE,
Friederich; “Tarih Üzerine”, çev.
Nejat Bozkurt, s. 67, İstanbul, 1996. (6)
Bkz. WHITEHEAD,
Alfred Nort; Process and Reality, An Essay in Cosmology, p. 529, Sixth Printing, The Macmillan Company, New York,
1967. (7)
Bkz. a.g.e; p. 318, Sixth Printing, The
Macmillan Company, New York, 1967. Zeki COŞKUNSU |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Konfesyonlarım & Yüzleşmelerim! İtirafımdır. - 20/09/2022 |
KONFESYONLARIM & YÜZLEŞMELERİM! İTİRAFIMDIR; SALT HEP İKİ MEVSİM BİLİP-YAŞADIM! BEN SİZİN DOĞRU SANDIĞINIZ ÇİZGİDEN SAPTIM! AMA SİZSE TÜM YAŞAMINIZI BÜYÜK BİR YALAN(-YANILSAMAY)A VAKFETTİNİZ! |
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? - 20/08/2022 |
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? |
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası - 29/07/2022 |
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası |
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA* - 07/07/2022 |
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA YAŞAMSAL DENEYİM-ETKİNLİKLERİMDEN ÜÇ ÖRNEK KESİT |
Felsefe Din Çatışması -II- - 09/05/2022 |
USDIŞILIĞIN TARİHİ: ‘İRRASYONALİTE(MANTIKSIZLIK-SAÇMALIK)’ İLE ‘RASYONALİTE(MANTIK-AKLA UYGUNLUK)’ ARASINDAKİ ÇATIŞMA(:ETKİLEŞİM & EVRİM) |
Felsefe Din Çatışması -I- - 06/05/2022 |
‘METODİK KUŞKUCULUK(SCEPTICISME MÉTHODIQUE)’TAN HAREKETLE ‘KURAMSAL DÜŞÜNME(PENSÉE THÉORIQUE)’ ÖRNEĞİ VE ETKİNLİĞİNİN ‘İKİLİ(BINAIRE) DANS’I |
Kanasın Kanamasına da... - 16/04/2022 |
‘Kanım çekiliyor’! Bu öyle bir ‘çekiliş’ ki Ne bir denizin, Ne de bir okyanustaki herhangi bir ‘med-cezir’, Yani ‘gel-git’lerinkine benziyor! |
Pireye Kızıp Yorganı Yakalım mı? - 20/03/2022 |
MESELE ‘PİRE’ Mİ ‘YORGAN’ MI? YOKSA ASIL MESELE ‘YORGANIN SAHİBİ’; O YORGAN SAHİBİNİN ‘EMPÜRİTON’LU[KİRLETİCİ-SAFLIĞI BOZUCU MADDE(PARAZİT/AJAN) YÜKLÜ] PİRE ÜRETİCİ ZİHNİYETİ VE ORTAMI’ OLMASIN!? |
Ben bir Savaş Karşıtıyım - 26/02/2022 |
“Savaşma; Öz-gür kal - Öz-gürce yaşa, Otantikçe sev(iş) ve üleş-paylaş!” |
![]() |