• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Zeki Coşkunsu
Tercih Sizin
13/02/2021

BİR YANDA OTANTİK İLİM VE OTANTİK FİLOZOFİ(FELSEFE)

ÖBÜR YANDA ONTİK-OTONOM TÜM İNANÇLAR/DİNLER-DOGMALAR;

TERCİH SİZİN…?

                      

     Otantik(gerçek-doğru) ilim” ve “otantik filozofi(felsefe)” diyorum, insanı “öz-gür”leş-tirir! Ve değil mi ki “öz-gür olmadan da bilge ve/veya ârif olunamaz…?”

     Ancak bu öz-gürleşmenin, bilge ve/veya ârif olmanın bir “bedel”i var:

     Bu bedel, o yola gireni; ilk etapta hem, “mutsuz(!)-huzursuz(!)” ve gerektiğince “kuşku-cu/şüpheci” eder hem de, “yalnız”laştırır! Bir yalnız ki öylesine, iliklerine işlercesine “üşütü-cü-dondurucu…!” Evet, öz-gürleşirsin öz-gürleşmesine de “mutsuzlaşır(!)-huzursuzla-şır(!)”, kıvamında olmak kaydıyla “kuşku/şüphe”yi dikkatlerine yeniden yeniden kaldırır, “yalnızlaşır” ve “üşürsün”…! Olsun varsın, sonunda(-son tahlilde) bir “aydınlanma” yaşar; “karanlıklar”dan kurtulur, aydınlanır/aydınlığa kavuşursun! Zira otantik ilim ve otantik filo-zofi(felsefe), insanı aydınlatır/aydınlığa kavuşturur! Yine olsun varsın, sonunda(-son tahlilde) “otantik(gerçek-doğru) mutluluk”a erersin! Değil mi ki asıl “öz-gürlük” ve “aydınlanma”, otantik mutluluğun ta kendisidir…?

     Aydınlanma” dedim de, “ontik-otonom tüm inançlardan/dinlerden, olabildiğince ön-yargılardan(-peşin hükümlülüklerden), karanlıklardan kurtulmak, dogmalardan öz-gür-leşmek” demektir. Diğer bir söylemle aydınlanma; “bilmediğini ‘öz-bilinç’le(bilinçli farkın-dalıkla) anlayarak-kavrayıp, bilmediğinin peşine yine, o ‘öz-bilinç’le düşmek, cehaletin-den ve kendi karanlığından kurtulmak, tüm dogmalardan öz-gürleşmek”tir.

     Böylesi bir aydınlanma, âdeta “yeraltındaki mağaradan(-karanlıktan), zincirlere vurulu kölelerin dışarı(-aydınlığa) çıkış-yükseliş”i anlamındadır. Bu “çıkış-yükseliş”, bir anlamda “topraktan uzaklaşma-soğuktan çıkış” hâlidir de....! Ya da, “biyo-psikolojik” bir benzet-meyle bu “çıkış-yükseliş”, insanın gelişim evrelerinden biri olan “çocukluktan-ergenlikten çıkış, matürleşme yolunda atılan bir adım, bir sürece giriş” demektir.

     Hemen ancak, tam da yeri gelmişken şunu da hatırlatıp-uyarayım: “Aydınlanma” süre-cinde, “ışık”a “bakma”-“ışık”ı “görme” ve/veya “gerçek”le “ilk tanışma-karşılaşma”; bir anlamda da “doğruyu duyma” oldukça “rahatsız edici”dir! Bu yüzden çoğu insanların zihni, “karanlık”ı ve “kölelik-esaret”i seçer! Onlar için cahillik “mutluluk(!)”tur! Zira “ışık-gerçek”le yüzleşmek ve “öz-gür”leşmek hem, “otantik ilgi-bilgi-sevgi-akıl” hem de, “cesa-ret” ister!

     Öyle olmasına öyle de, insanların bir de “önyargılar”ı yani, “peşin hükümlülükler”i var(vorurteil)(1): Birey “önyargılar”ının etkisinden “kesin(-mutlak)” bir şekilde “tam” olarak kurtulamaz; bu olası değil...! Zaten “ful önyargısız insan, ölü insana benzer!” Zira önyargı kişinin, varlık ve olaylarla karşılaşması için “hazır ön bilgiler”i olup, bilgilerinin omurgasını oluşturur.

     Gelgelelim, “otantik(gerçek-doğru) ilim” ve “otantik filozofi(felsefe)” ikilisiyle hareket eden yani, “gerçek-doğru ilmî ve entellektüel etkinlik”i olan bir insan, önyargılarının mik-yâsını(ölçeğini-ölçüsünü) azaltabilir, ama asla “sıfır”a indirgeyemez! Kaldı ki niye-niçin sıfıra indirgesin ki…!? Kuşkusuz “delilerin ve de onursuzların sıfır önyargıları olur; cahil-lerinse önyargıları aşırı dozda olur!”(2)

     Burada amaç, önyargıların karanlıklarını aydınlatmaksa bu, “otantik diyalog” ve “otantik diyalektik”le gerçekleşebilir! Değil mi ki “toplum gerçeği, bizim deneyimlerimizin ürünü-dür..? Bizim ile bugünkü toplum gerçeği arasındaki diyalektik bize, ‘geleceği’ üretir. İn-san tarihte sadece etrafındaki dünyayı ‘tercüme’ ederek değil, ‘dönüştürerek’ tarihsel-leşti, ilerledi. Gerici yani kaderci[: fatalistik - yazgıcı (z.c.)], fatal[:yazgı-ölümcül-uğursuz (z.c.)] veya gerekli, doğal görülen gerçekte ‘dönüşüm’ yoktur! Ancak ‘tanrısal’, ‘tabu [:tekinsiz; kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç (z.c.)]’ görülen ger-çekler ‘dönüşemez’, ‘iyileştirilemez’; dolayısıyla ‘kaderci’dir!”(3)

     İşte, “otantik ilim” ve “otantik filozofi(felsefe)” somut bilgiler üretirken, “otantik diya-lektik” üretilmiş bilgileri sorgular, eleştirir, yanlışlar; ama doğrulamaz! “Otantik ilim” de öyle; sadece yanlışlamaya çalışır(falsifikasyon)! Zaten yanlışlanamayan, doğruluğunu sürdü-rebilir ya da, sonraki çağlardaki “otantik diyalektik evrim” yanlışlayabilir; tıpkı “otantik il-mî teoriler” gibi…!

     Buna karşın peki, ya “ontik-otonom tüm inançlar/dinler-dogmalar…!?”

     Evet, “ontik-otonom tüm inançlar/dinler-dogmalar” ise insanı, diğerinin aksine “köle”-leştirir! Ünlü Rus roman yazarı, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin (1821-1881) kendi ya-şamıyla birçok “paralellik” taşıyan, hatta “tüm hayatının raporu”nu verdiği; bir “aile dramı” ve “cinayet romanı” olmasının yanı sıra, “enfes bir felsefî metin” olarak da gördü-ğümüz, dahası evini terk ettiğinde yanına aldığı o son romanı, “Karomazov Kardeşler”in en çarpıcı bölümü olan “Büyük Engizisyoncu”da geçen Kardinalin, “devrimci-paylaşımcı” İsa’ya “biz özgürlüğü senin adına sonlandırdık!”(4) sözü, aslında “tüm ontik-otonom inançlar/dinler-dogmalar”ın “yazgısı”nın bir “kompkat(özlüce) özet”i olsa gerektir!

     Gelgelelim, bu köleleştirme de bağlısına-müntesibine bir “ödül” verir:

     Bu ödül,  bağlısına-müntesibine “güven” verir, onu “ısı”tır! Fakat bu güven “pseudo(san-ki, sahte, çakma, yalancı) bir güven”dir; “sahici olmayan-samimiyetsiz…!” Bu yüzden de, hiç kuşkusuz “ontik-otonom tüm inançlar/dinler-dogmalar”, insanı “karanlık”a götürür/ karanlıkta bırakır! İşte, asıl “otantik mutsuzluk” da budur!       

     Dedim ya; “bir yanda otantik ilim ve otantik filozofi(felsefe), öbür yanda ontik-otonom tüm inançlar/dinler-dogmalar…!”

     Tercih sizin…?

    

     (1) Geniş bilgi için bkz. GADAMER, Hans Georg; “Wahrheit und Methode: Grundzüge einer philo-sophischen Henmeneutik(Hakikat ve Yöntem: Felsefi Hermenötiğin Temel Özellikleri)”, 5th ed. (Tübingen: J. B. Mahr, 1986)[-GADAMER, Hans Georg; “Truth and Method(Hakikat ve Yöntem)”, pp. 265-284, (2nd rev. ed. Joel C. Weinsheimer and Donald G. Marshall), New York: Crossroad, 1989] & GADAMER, Hans Georg; “The Power of Reason(Aklın Gücü)”, (Man and World-3, nu. 1), p. 11, 1970 & HEIDEGGER, Martin; “Being and Time(Varlık ve Zaman)”, -trans. John Macquarrie and Edward Robinson-, pp. 191-195, New York: Harper and Row, 1962.

     (2) Bkz. GENÇALP, Güntay(-Ülgen Tölge); https://www.facebook.com/berfeazra. (Erişim Tarihi: 27.11. 2020).

      (3) Bkz. BAHADIROĞLU, Gülay; “27.11.2020 Tarihli Facebook Duvar Yazısı”; https://www.facebook. com/gulay.bahadiroglu. (Erişim Tarihi: 27.11.2020).

      (4) Bkz. DOSTOYEVSKİ, Fyodor Mihayloviç;Karamazov Kardeşler”, (cilt: I-II), çev. M. İlkin, Oda Yay., İstanbul, 2000 & PUREVDORJ Amar; “F. M. Dostoyevski’nin Romanlarındaki Karakter Çerçevelerinin İncelenmesi(Doktora Tezi)”, A.Ü.E.B.E, Ankara, 2017: https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20. 500.12575/37713/466263.pdf?sequence=1&isAllowed=y. (Erişim Tarihi: 27.11.2020). 

 

     Zeki Coşkunsu

 



276 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Konfesyonlarım & Yüzleşmelerim! İtirafımdır. - 20/09/2022
KONFESYONLARIM & YÜZLEŞMELERİM! İTİRAFIMDIR; SALT HEP İKİ MEVSİM BİLİP-YAŞADIM! BEN SİZİN DOĞRU SANDIĞINIZ ÇİZGİDEN SAPTIM! AMA SİZSE TÜM YAŞAMINIZI BÜYÜK BİR YALAN(-YANILSAMAY)A VAKFETTİNİZ!
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? - 20/08/2022
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ?
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası - 29/07/2022
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA* - 07/07/2022
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA YAŞAMSAL DENEYİM-ETKİNLİKLERİMDEN ÜÇ ÖRNEK KESİT
Felsefe Din Çatışması -II- - 09/05/2022
USDIŞILIĞIN TARİHİ: ‘İRRASYONALİTE(MANTIKSIZLIK-SAÇMALIK)’ İLE ‘RASYONALİTE(MANTIK-AKLA UYGUNLUK)’ ARASINDAKİ ÇATIŞMA(:ETKİLEŞİM & EVRİM)
Felsefe Din Çatışması -I- - 06/05/2022
‘METODİK KUŞKUCULUK(SCEPTICISME MÉTHODIQUE)’TAN HAREKETLE ‘KURAMSAL DÜŞÜNME(PENSÉE THÉORIQUE)’ ÖRNEĞİ VE ETKİNLİĞİNİN ‘İKİLİ(BINAIRE) DANS’I
Kanasın Kanamasına da... - 16/04/2022
‘Kanım çekiliyor’! Bu öyle bir ‘çekiliş’ ki Ne bir denizin, Ne de bir okyanustaki herhangi bir ‘med-cezir’, Yani ‘gel-git’lerinkine benziyor!
Pireye Kızıp Yorganı Yakalım mı? - 20/03/2022
MESELE ‘PİRE’ Mİ ‘YORGAN’ MI? YOKSA ASIL MESELE ‘YORGANIN SAHİBİ’; O YORGAN SAHİBİNİN ‘EMPÜRİTON’LU[KİRLETİCİ-SAFLIĞI BOZUCU MADDE(PARAZİT/AJAN) YÜKLÜ] PİRE ÜRETİCİ ZİHNİYETİ VE ORTAMI’ OLMASIN!?
Ben bir Savaş Karşıtıyım - 26/02/2022
“Savaşma; Öz-gür kal - Öz-gürce yaşa, Otantikçe sev(iş) ve üleş-paylaş!”
 Devamı