![]()
Zeki Coşkunsu
Mâsivâ
22/05/2021 ŞU
TRANSANDANTAL[-MÜTE‘ÂL(MUTLAK AŞKIN)] FİLMİN ÜSTÜNE BAŞKA HİÇ BİR FİLM
TANIMAM!
Filmin Adı: “O & MÂSİV” Filmin Yapımcı(Prodüktör) & Yönetmeni(Rejisör):
“O” Filmin Senaristi: “O” Filmin Yapımı(Prodüksiyon): “Made in God” Filmin Oyuncuları: “MÂSİV” Filmin Türü: “Multi-Diversite(Envâ-i Çeşit)” Filmin Vizyona Giriş Tarihi: “Eksi Sonsuz(-∞) → Artı Sonsuz(+∞)” Yok, daha neler…!? Evet, evet “holografik beynimiz”(*)le,
bu “holografik evrenimiz”(1)de, şu “transandantal[-müte-‘âl(mutlak aşkın)] film”in üstüne başka hiçbir film yok…! (*)[Holografik Beynimiz: Zira “insan
beyni, ‘biyolojik & holografik kozmik bir uzay’dır. Nam-ı diğer,
‘holografik & kozmik uzayın biyolojik bir versiyonudur.”(2)] Bir film ki “transandantal[-müte‘âl(mutlak aşkın)]” mı, transandantal…! Vizyona girdiği andan itibaren, hâlâ gişe
üstüne gişe rekorları kırıyor ve her seferinde bir önceki rekorunu egale
ediyor/yineliyor. İlmî tezimize göre(3) gerek, “vahy-i gayr-i metlȗv” olan “DOĞA
(DOĞA KUR’AN’I)” ve gerekse, “vahy-i metlȗv” olan “KUR’AN’IN(Kur’an’ın kesişim ve birleşim kümelerinin) FENOTİPİ”nin “açılım”ı; “ilk sengülarite”den yani zamanın başlangıcından(t0) bu yana, tarih boyu bu
kesintisiz filmde rol almamış hiçbir canlı-cansız entite(varlık)nin istisnası da yok…! “Son
sengülarite”ye yani, insanoğlunun “zaman
–cinsinden(veya zamansal) dünya -eğrisi” boyunca, “zamanın sonu”(**)na dek de rol almayacak hiç bir varlık kalmayacak; o
derece…! (**)[Bu periyot, “sübjektif(öznel) zaman” cinsinden “sonsuz”dur! Burada “sübjektif
zamanla, insanoğlunun referans sistemindeki zaman” demek istiyoruz! Bu
zamanla, İlahî Güç’ün referans sistemindeki zaman asla karıştırılmamalıdır!
Örneğin, kâinatın yaratıldığı andan, zamanımıza kadar geçen süre, İlahî
Yaratıcının zamanına göre “1 hafta”,
insanoğlunun zamanına göre ise, kabaca yaklaşık, “15 milyar yıl(15 Gy)”dır[Daha doğrusu yaklaşık, 13.7 milyar yıl(13.7 Gy)’dır(z.c)]!(4) Muhteşem bir senaryo…! Replikleri o biçim;
eşsiz…! Dekor vb. tüm aparatlar harika; yerli yerin-de…! Ses, görüntü ve envâ-i
çeşit kozmik efektlerin bir dengi-benzeri de yok…! Kurgusuna ise, söyle-necek
bir söz bulamıyorum; kelimeler kifayetsiz…! Yapımcısı(prodüktörü) ve yönetmeni(rejisörü)
de “Kendisi”; sadece “O”…! “Bilindik film & film türleri”nin
hiç birinin kapsamına girmiyor ama, tüm film türlerini de kendi içinde barındırıyor[“müzikal-melodi”, “komedi”, “aksiyon”, “macera”, “dram(-drama)”, “scifi(-bi-lim-kurgu: ‘sayfay’ okuyunuz)”, “animasyon”, “epik”, “korku”, “gizem-gerilim”, “suç”, “roman-tik”, “fantastik”, “doğaçlamalı”,
“dinamik(-devingen)”, “holografik”
vb.]; üstelik, bilinmedik ve hâlâ çözülmedik, belki de asla çözülemeyecek, çözümsüz
kalacak türler de içinde “mündemiç (inhérent)” ve “içkin(immanent)”…! Ancak
bu film, mutlak aşkın mı, aşkın; dahası, yok! “Dahası
yok!” dediysem, filmin aşkınlığı anlamında; yoksa, bu film üzerine daha
söylenecek çok şey var…! Örneğin bu film, “Tanrı
Referans Sistemi” açısından “deterministik(belirlenimci)”; hem de “tam-eksiksiz(full-complete)” deterministik…! Lakin, “İnsanoğlu Referans Sistemi”ne göre ise, “stokastik(kısıtlı-sınırlı
ilmî şanssal)” ve/veya “probablistik(olasılıksal)”…! Evet, hem “determi-nistik” hem de, “stokastik” ve/veya “probablistik” bir senaryo; var mı
cihanda böylesi…? Nereden aklına geldi “O”nun böyle bir filmi yapmak-yönetmek; aklım-havsalam almıyor
doğru-su…? “Akılda Primordiyal Obskürite Prensibi”(5) yani “Akıl,
Önceden(taslaksal olaraktan) Reel-Realite’ye[Gerçek-Gerçeğe(-Mutlak Hakîkâte)] Vukȗf Peyda Edemez İlkesi”(***) gereği, “aklıma
koysam aşıyor, gönlüme koysam taşıyor…!”(6)
(***)[Ancak ve ancak “GG’in ‘posibiliteler(mümkün olabilirlilik) uzayı’ında sonsuz çoklukta eksenler
üzerindeki iz-düşümlerine,
(akıl+önsezi+profesyonalizm+maksimal kapasiteli epistomolojik
araştırma-ontolojik sentezler dahil-) kümesi
ile yaklaşabilir!” Bu kümenin temel fonksiyonu, GG’in maksimal
olabilirlilik ekseni üzerindeki izdüşümünü elde etmeye, onu bulup çıkarmaya
yöneliktir. Feno-menlerin enternal ufkuna, ancak böyle yaklaşabiliriz!
Bulgularımıza; göz önüne alınan fenomenin kod’unu çözmede “objektif-lojik senplisite(nesnel-mantıksal
sadelik)” çerçevesinde, niyet edilmemiş
“non-standart(-sıra dışı) yorumlar” getirmeye, en üst seviyede çaba ve özen göstermek,
otantik ilmin ve otantik ilim insanının birinci sınıf uğraşıdır ve olmalıdır!](7) Bir “aşma(transcend)”, bir “infilâk; dışa patlama-yayılma(explosion)”
ve/veya bir “sudȗr(-pro-cession)” bir “feyz(-émanation)” ya da,
bir “akış(flux-flow)” hâli ki bu film; “Küme
Teorisi(Set The-ory)”(8), “Kategori Teorisi(Category
Theory)”(9), “Bütünlük & Örtük/Saklı Düzen(Wholeness and The
Implicate Order)”(10) ile
“Kuantum Mekaniksel Sistem”(11)nden hareketle, “TEMEL GERÇEK-GERÇEK(GROUND REAL-REALITY)”(****)den sudȗr eden ve/veya
O’nun tecelliyâtının “emer-ge”(*****) olduğu(belirip-ortaya çıktığı) bir “BİRLEŞİK ALAN(UNIFIED FIELD)” ki o da, “ÖR-TÜK/SAKLI
DÜZEN(IMPLICATE ORDER)”i nam-ı
diğer “MUTLAK GAYB ÂLEMİ”ni
doğur-muş görünüyor adeta…! (****)[“TEMEL GERÇEK-GERÇEK(GROUND
REAL-REALITY)”: Hemen belirtelim; burası “tanımsız-tanımlana-maz” olan, “sınırsız-sonsuz”
ve hiçbir “soyutlama” ve “somutlama”nın olmadığı(-yapılamayacağı) bir “fenomen”dir, dikkat…!] (*****)[İngilizce “emergence” -Fransızca “émergence(emerjans)”- kelimesinin anlamı, “rafinasyon/kristalizasyon”
yani, bir “üst aşamaya progresif(adım
adım ilerleyen/artan kompleksiteli; ilerlemeci, gelişimsel) olarak sıçrayıp çıkmak, zuhur etmek” anlamındadır.] Durun, henüz bitmedi bu mutlak aşkın film…!
Derken, işte karşımızda “KUANTUM ALAN-KUANTUM EVREN(QUANTUM FIELD-QUANTUM UNIVERSE)”…! O da, “modern bilimsel” yaklaşıma göre, çevreyle olan “enteraksiyon(karşılıklı etkileşim)” sonucu “süperpozisyon(toplamsal-lık-üst üste bindirme; çakışma)”un
bozulması yoluyla “dekoherans’ı(eşevresizliği)” tetiklemiş yani, “koheran(uyumlu-tutarlı)” hâl bozulmuş ve “KLASİK DOMENİ”, şu bilindik ama
gerçekmiş gibi görünen “APARAN(GÖRÜNÜR) FİZİKSEL REALİTELER EVRENİ”ni hâsılı, “yanılsamalı dünya”mızı ilmî ifadeyle, “AÇIK DÜZEN(EXPLICATE ORDER)”i
nam-ı diğer “ŞEHÂDET ÂLE-Mİ”ni intaç
ettirmiş yani, sonuçlandırmıştır[Bir diğer ilmî alternatif yoruma göre ise, bu
“KLASİK DOMEN”, “ÖRTÜK-SAKLI DÜZEN(IMPLICATE ORDER)” nam-ı diğer, “MUTLAK GAYB ÂLEMİ”nin etkileşimi sonucu kendini açığa vurmuştur!
Yani, “KUANTUM ALAN-KUANTUM EVREN(QUANTUM FIELD-QUANTUM UNIVERSE)” de, “AÇIK DÜZEN(EXPLICATE ORDER)”
nam-ı diğer, “ŞEHÂDET ÂLEMİ” de “ÖRTÜK-SAKLI DÜZEN(IMPLICATE ORDER)” nam-ı diğer, “MUTLAK GAYB ÂLEMİ”nden açılan iki pencere-kanal konumundadır]! “ŞEHÂDET
ÂLEMİ” demişken; buraya genelde “evrenimiz”,
“canlılığın orijini” ve özelde de, “insan”a dair kısa birkaç paragraf
açmak, zorunlu olsa gerek… “Evrenimiz”
hakkında saptanabildiği kadarıyla “Gaya(Gaia: Tabiat Ana) Hipotezi”(******) gereği o, bir “canlı organizma”dır. Hatta ünlü İngiliz ilim insanı James Lovelock’a (1919-…) [“Lavlak” okuyunuz] göre de kâinatımız,
bir “süperorganizma”dır[James Lovelock, eski
Yunan mitolojisinde-ki “Ana Dünya
Tanrıçası”nı, dünyaya uyarlayarak, “Gaya Hipotezi(Gaia Hypothesis)”ni gündeme
getirmişti]! O canlı süperorganizma, doğası gereği de “optimal(en uygun-ideal) biyo-amikal(dost-canlısı; friendly) ve biyo-flik(canlı-sever)” karakter taşımaktadır! (******)[Gaya(Gaia) Hipotezi-Kuramı(ve/veya Prensibi): “Biyosferin ve yerkürenin fiziksel
bileşenleri sayılan atmosferin, kriyosferin (buzullar(12)), hidrosferin ve litosferin, karmaşık bir
karşılıklı etkileşim sistemi içinde bir araya gelerek bir bütünlük
oluşturduğunu ileri süren ekolojik bir kuram ya da
hipotez”dir.
Bu hipotezde, yeryüzündeki “iklimsel”
ve “biyo-jeokimyasal” koşulların ve
süreçlerin bu “karşılıklı etkileşim
sistemi” çerçevesinde “aynı yönde
gelişme ve değişme eğili-mi” içinde oldukları öngörülmektedir. Hipotez
başlarda James
Lovelock (1919-…) tarafından yerküreyi konu alan bir “geri besleme hipotezi” olarak ortaya
atılmıştır.(13) Lovelock’un
hipotezi için seçtiği adlandırma, Yunan mitolojisi’nde yeryüzünü
simgeleyen tanrıça “Gaia”ya dayandırılmaktadır. Bu hipotez sıklıkla, “yerkürenin
tek bir organizma(süperorganizma) gibi göründüğü/davrandığı” olarak
anlaşılmaktadır.(14) Gaia
hipotezi ilk olarak, James Lovelock’un, “Mars’taki yaşamı sapta-ma yöntemleri” üzerine NASA adına yaptığı
bağımsız bir araştırmanın yan ürünü olarak formüle edildi.(15) Lovelock
bu hipo-tezi ilk olarak, 1970’li
yılların başlarında(16) makâleler
olarak yazmıştır. Daha sonra hipotezin göze batması üzerine 1979 yı-lında, “Gaia: Dünya’daki Yaşama Yeni Bir Bakış” adıyla kitap olarak
yayınlamıştır. Bu hipoteze göre, -ilmî
inancımız gereği- nasıl ki KÂİNATIMIZ, ÂDETA “DÜŞÜNEN,
SELF-REGÜLATİF(KENDİ-KENDİNİ
DÜZENLEYEN) VE CANLI(YAŞAYAN) BİR SİSTEM(SÜPERORGA-NİZMA)”dir;
benzeri olarak “DÜNYA
DA ÂDETA DÜŞÜNEN, SELF-REGÜLATİF(KENDİ-KENDİNİ
DÜZENLEYEN) CANLI(YAŞA-YAN) BİR SİSTEM(SÜPERORGANİZMA)”dir!
Yani, “GEZEGENİMİZ OPTİMAL HAYATIN
BEKÂSI İÇİN, KENDİ KENDİNİ DÜZENLEYEN ÂDETA BİR SÜPER-ORGANİZMADIR!”](17) Zira “kâinatımız, bir
‘süperorganizma’ niteliğinde davranış sergileyen hem mütüel(karşılıklı) olarak da enteraksiyon(etkileşim) içinde bulunan hem, korelatif(bağıntısal) ve hem de, rölasyo-nel(ilişkisel)
bir kâinattır!” Nitekim dünyamız, kendi hâline bırakıldığında ve ona bir insan
müdahalesi olmadığı müddetçe de, bu böyle devam edecektir! Evet, insanoğlu
isterse dünyamızı bir anda yok edebilecek zihinsel ve/veya teknik güce sahiptir
ki bunu, hiç mi hiç dilemeyiz! Görünen o ki yapılan “silahsızlanma anlaşmala-rı”
(kuşkusuz taraflarca, sözleşmelere sadık kalınmak kaydıyla!) dünyamızın
devamı/geleceği için atıl-mış güzel bir adımdır. James Lovelock’a ait “Gaya[Gaia(Tabiat Ana)] Hipotezi”nin; [ki bu hipotez bugün, “iklimci” çalışmaların temelini de oluşturur] “GEZEGENİMİZİN, ÂDETA DÜŞÜNEN, CANLI(YAŞAYAN) BİR ‘SÜPERORGANİZMA’ OLDUĞU”nu savladığından söz etmiştik. Gelgelelim, kendi yaşam
dengesini kendi düzenleyen bu organizmanın, insanlığın ona vermiş olduğu,
vermeye de devam ettiği sayısız zararlarla esnekliğinin âdeta kaybolmaya
başladığı gerçeğinden hareketle, sanırız ne denli bü-yük bir tehlikeyle karşı
karşıya kaldığımızı göstermesi açısından oldukça önemlidir!
İnsanoğlunun, “doğal
self-regülasyon”a; hem, “yardım ve
düzenleme”de hem de, “bozup-tahrip
etme”de “çift yönlü”
çalışabilecek bir varlık olduğu, doğrudur! Gönül ister ki “yardım ve düzen-leme” yönünde bir uğraş verilsin, “bozup-tahrip etme”de değil! Kuşkusuz, doğada “kendi-kendini regüle ediş(-düzenleyiş)” hep devrede! Her ne kadar
kimi devir/dönemlerde, -olumsuz gibi
görünse de aslında olumlu sonuçlanan- “katastrofik(kitlesel yok oluş) olaylar”a, -örneğin, 65 milyon yıl önce, dinozorların
yok oluşu gibi- rastlansa da, bir başka yerde açılan “çentik”, “yeni bir hayatın
müjdesi” olmaktadır. Burada amaç, “optimal
bir hayatın bekâsı”nın sağlanmasıdır. Benzer şekilde canlıların yaşaması
için, “entropinin minimumda tutulması”
gibi! Peki, ya onu Var Eden “Transandantal[Müte‘âl(Mutlak Aşkın)] İlah; Varlığın Gizemi, Kardinal Gizli Değişken/Faktör…?” Evet, “Mutlak
Aşkın Bir İlah” olan “Doğanın Allah’ı”nı(‘Varlığın Kardinal Gizemi’ni)
natürel olarak tanıma”nın yolu da, “O’nun var ettiği eserini, natürel olarak
tanımak”tan geçer! Bir diğer
söylemle, “Doğanın Allah’ını kognitif(bilişsel) tanıma”nın yolu, “O’nun
eseri olan doğayı otantik olarak tanımak”tan geçer! Zira O’nun eseri; hem,
“BİRİCİK-YEGÂNE KUTSAK KİTABI” olup
hem de, bir bütün olarak “canlı bir
organizma(-süperorganizma)” olma
cihetiyle gerek, “optimal(en uygun-ideal) biyo-amikal(dost-canlısı; friendly)”
ve gerekse, “biyo-flik (canlı-sever)” karakter gös-terdiğine göre,
O’nun “Sahibi-Maliki, Mutlak Aşkın Bir
İlah” olan “Doğanın Allah’ı” da,
böylesine sıfatlarla mücehhez/muttasıf olmalıdır! “Canlılığın
orijini”ne gelince; yine, ilmî kanıtların büyük
çoğunluğu [ki, “Prokaryotik→ Ökaryotik or-ganizasyon tranzisyonu” için, ilim dünyasının elinde, çok değerli enformasyonel kanıtlar mevcuttur!] “PROKARYO-TİK BİR ATA”yı göstermektedir.
Bir diğer anlatımla, “ARKAİK BAKTERİYEL
TABİATLI, bi-raz da ÖBAKTERİYEL ÖZELLİKLİ (şu veya bu yolla kazanılmış) PROKARYOT
BİR ATA-SAL HÜCRE”…!(18) Derken, “Tanrı’nın bir yaratım metodu” olan “evrim” ve/veya “doğal seçilim”le “insan”ın;
“hayat ağacı”ndaki çatallanma
sonucu, kendisiyle arasında bir “ata-torun”
ilişkisi değil de, “kuzen (yeğen)” ilişkisi olan “ ‘Australopithecus’ten ‘Homo habilis’e, ondan
‘Homo erectus’a, ondan ‘antik Homo sapiens’e ve ondan da ‘modern Homo sapiens’e
doğru geçiş”(19)in
ardından nasıl da “dünyanın efendisine
dönüştüğü”,(20) yani,
kendisini “tüm gezegenin efendisi ve
ekosistemin baş belasına çevirecek dönüşümü gerçekleştirdiği”(21) realitesi de câlib-i
dikkattir! Ancak film burada
durmuyor! Bu yaşam filminin uzun vadeli geleceğine kısa bir projeksiyon yapı-lacak
olursa, “yeni bir boyut”a doğru, bu
sefer insanın devreye girmesi ve adeta “Tanrı’dan
rol çalarak-dümeni eline alması”yla, “Homo
sapiens” türünü; (‘çağımızın en
büyük projelerinden üçüncüsü’(22) olan ve) çok yakın bir gelecekte “ilahi bir güç, yaratma ve yok etme gücü” anlamında “Homo deus(Tanrı insan)”a dönüştürme, hem “olasılıksal” olarak ve hem de, “zekâ ile bilincin nihai kaderi” bağlamında, “insanın tanrı mertebesine yükseltme girişimleri”(23) de dehşet verici
sonuçla-rıyla bizleri bekliyor. Dehşet verici, zira “ne istediğini bilmeyen, tatminsiz ve sorumsuz tanrılardan daha
tehlikeli bir şey olabilir mi?”(24).
Üstüne üstlük, “bilişim teknolojileriyle
biyoteknolojinin yarattığı ikili devrim”; ve nihayet “(…) dijital diktatörlükler”(25)…! Ortalık çok fena
kızışıyor! Gelgelelim; bu film, öylesine mutlak aşkın
bir film ki, yukarıda andığımız tüm fazlarda(evrelerde) “O”, Kendini
“içkin(immanent)” sıfatlarıyla hissettiriyor! “O”nun Mutlak Aşkın Zatı’na gelirsek; “O”, bu filmin dışında…! Son tahlilde derim ki; “Tanrı’nın Mutlak Aşkın Zatını, bu aparan
fizik-sel evrende boşuna(-boş yere) aramayın; hiç mi hiç bulamazsınız,
bulamayacaksınız da…!” Bu film, öyle bir film ki; “sahici-gerçek” mi gerçek gibi
görünüyor. Gelgelelim; aslında o bir “ha-yal-rüya(delusion-dream)”, bir “yanılsama-yanılgı(illusion-delusion)” ve “efemerik(gelip-geçici)” bir seyirlik…! Tam da “kurgusal(fictional)” baş bir yapıt…! Tabir-i caizse bütün entite, “MATRİS (MATRIX)”teki gibi “devasa
bir bilgisayar simülasyonu”nun[‘Varlığın
Kardinal Gizemi’nin ‘İlahî Kompüter’inin]
içinde varlıklarını sürdürüyor[“hologram
içinde hologramlar; holohologram-lar…”]! Bir diğer “metafor(eğretileme)”
ve/veya “modelleme”yle söyleyecek
olursak; bilirsiniz, genelde tüm
canlılar özelde de, bütün insanlar bir kutunun içine hapsolmaktan korkar ve
rahatsız olurlar ama zaten bizler, bir “kutunun(-kendi beyinlerimizin)” içinde
hapsolduğumuzun farkında değil miyiz!? Bir kutu ki bu da, daha büyük bir
kutunun, toplum ve toplumun sayısız kurmacasının içinde hapsolmuş durumdayız!
İsrailli ünlü tarihçi(tarih profesörü),
entelektüel, yazar, otantik ilim insanı,
Yuval Noah Harari’nin de (1976-…) ifade ettiği gibi, “Matristen kurtulunca karşınıza çıkacak şey sadece daha büyük bir matris!”(26) Siz, dünyanın sizi ne
şekilde yönlendirdiğini keşfe çıktığınızda da zaten görüp-fark edeceğiniz sonuç
şu olacak; “Benlik merkezinizin, sinir
ağları tarafından yaratılmış koskoca bir yanılsaması…!” İyisi mi siz,
otantik olaraktan bu filmin doyasıya keyfini çıkar(t)ın… Bir dakikalığına durun; mola! Ama bu film
burada bitmiyor! Salt bitiyormuş gibi bir izlenim veri-yor(ara sessizlik); hepsi bu…! Yoksa, fizik ve matematik ilmî
disiplinlerinden ödünçle “(e)EPSİLON YARI ÇAPLI DAİRE”nin içine
girene dek ve/veya “(w)OMEGA NOKTASI”na “asimptotik (sonuşmaz)”
bir biçimde erene dek, yani, “Reel-Realite[Gerçek-Gerçek: Mutlak Hakîkât]”ye vasıl olana kadar bu “filmsel ekskürsiyon(anlamlı
yolculuk)” devam edecek…! Dedim ya; “BU FİLM, BURADA BİTMEZ! ÖTESİ, DEVAMI, BAŞKA FARKLI ‘LEVIL’-LARI DA
VAR!” Ve nihayet “epilog(sonsöz)”; Sözün özü, “SİZLER BU FİLMİN SADECE HAKKINI VERİNİZ VE BU FİLME BİHAK-KIN(-GEREĞİNCE) LAYIK OLUNUZ YETER! GERİSİNİ ‘O’NA; ‘VARLIĞIN GİZEMİ’NE, O ‘KARDİNAL
GİZLİ DEĞİŞKEN/FAKTÖR’ OLAN ‘MUTLAK AŞKIN YÜCE ATRAK-TÖR’E(ÇEKİCİ/YÜCE CAZİBE MERKEZİNE) BIRAKINIZ; ve’s-Selâm…! (1) “Holografik
Evren” üzerine yapılan ilmî araştırmalar için bkz. HILEY Basil J. & PEAT,
F. David; “The Develop-ment of David
Bohm's Ideas from the Plasma to the Implicate Order,” in “Quantum Implications”, p. 1, (ed. Basil J. Hiley ve F. David Peat),
London: Routledge & Kegan Paul, 1987
& Herbert, Nick; “How Large is Starlight?A Brief Look at Quan-tum
Reality” Revision 10, nu. 1, p. 31-35, Summer, 1987 & EINSTEIN, Albert
& PODOLSKY Boris & ROSEN, Nathan;
“Can Quantum-Mechanical Description of
Physical Reality Be Considered Complete?”, Physical Review, 47, p. 777, 1935 & HILEY Basil J. & PEAT,
F. David; “Quantum”, p. 3. & BRIGGS John P. & PEAT, F. David; “Looking Glass Universe”, p. 96, New
York: Simon & Schuster, 1984
& BOHM, David; “Hidden Variables and the Implicate Order”
in “Quantum Implications”, pp. 38,
40, (ed. Basil J. Hiley ve F. David Peat), London: Routledge & Kegan Paul, 1987 & TEMPLE,
Robert; “An Interview with David Bohm”,
p. 362, New Scientist, 11 October, 1982
& BOHM, David; “Wholeness and thè Implicate Order”, pp.
192, 205, London: Routledge & Kegan Paul, 1980 & DAVIES, Paul; “Superforce”, p. 48, New York: Simon & Schuster, 1984 & SMOLIN, Lee; “What is Quantum Mechanics Really About?”
p. 43, New Scientist, 24 Ekim, 1985
& SAYBROOK PUBLISHING COMPANY; “The Reach of the Mind: Nobel Prize
Conversations”, p. 91, Dallas, Texas: Saybrook Publishing Co. 1985 & HOOPER, Judith; “An
Interview with Karl Pribram” p. 135, Omni (October, 1982) & WEBER, Renee; “The
Enfolding-Unfolding Universe: A Conversation with David Bohm” pp. 73,
83-84, “The Holographic Paradigm”,
ed. Ken Wilber, Boulder, Colo.: New Science Library, 1982 & PRIBRAM, Karl
& BOHM, David & FERGUSON,
Marilyn & CAPRA Fritjof; “Holografik
Evren-1 (Gerçeğin Yeni Bir Yorumu)”, Düzenleyen, Ken Wilber, (Çev. Ali
Çakıroğlu), Kuraldışı Yay., İstanbul, 1996
&
PRIBRAM, Karl & BOHM,
David & FERGUSON, Marilyn & CAPRA Fritjof; “Holografik Evren-2(Fizik Mistisizm İlişkisi)”, Düzenleyen, Ken
Wilber, (Çev. Ali Çakıroğlu), Kuraldışı Yay., İstanbul, 1996.
(2) Geniş bilgi için bkz. COŞKUNSU,
Zeki; “Gerçek-Gerçeğe Giden Yol(The
Road to Real-Reality): Geçmişimiz-Bugünümüz
& Geleceğimiz Non-Konvansiyonel
Otantik İlmî Makâleler(I-II-III)”,
c.1, s. 103, Çizgikitabevi Yay., Konya-2019.
Ayrıca “holografik beyin” üzerine
yapılan ilmî araştırmalar için bkz. PENFIELD,
Wilder; “The Mystery of the Mind: A
Critical Study of Consciousness and the Human Brain”, Princeton, N.J.:
Princeton University Press, 1975
& LASHLEY, Karl; “In Search of the Engram” in
Physiological Mechanisms in Animal Behavior, pp. 454-82, New York: Academic
Press, 1950 & PRIBRAM, Karl; “The Neurophysiology of Remembering” Scientific American, 220, p.
75, January, 1969 & PRIBRAM, Karl; “Languages of the Brain” pp. 123, 169, Monterey, Calif.: Wadsworth
Publishing, 1977 & GOLEMAN, Daniel; “Holographic Memory: Karl Pribram Interviewed by Daniel Goleman”
Psychology Today, 12, nu. 9 p. 72, February, 1979 & COLLIER, J.
BURCKHARDT, C.B. & LIN, L.H.; “Optical
Holography”, New York: Academic Press, 1971
& van HEERDEN, Pieter; “Models for the Brain” Nature, 227 pp.
410-411, 25 June, 1970 & PIETSCH,
Paul; “Shufflebrain: The Quest for
the Hologramic Mind” p. 78, Boston: Houghton Mifflin, 1981 & POLLEN Daniel A.
& TRACTENBERG, Michael C.; “Alpha
Rhythm and Eye Movements in Eidetic Imagery” Nature, 237, p. 109, 12 May, 1972 & Pietsch, Paul; “Shufflebrain”,
Harper's Magazine, 224, p. 66, May, 1972 & DeVALOIS, Karen K. & DeVALOIS Russell L. & YUND, W.W.; “Responses of Striate Cortex
Cells to Grating and Checkerboard Patterns” Journal of Physiology: 291, pp.
483-505, 451, 1979 & DOSSEY, Larry; “Space, Time and Medicine”, pp. 108-9, Boston: New Science Library, 1982 & RESTAK, Richard “Brain Power:
A New Theory”, Science Digest, p. 19, March, 1981 & RESTAK, Richard; “The Brain” p. 253, New York: Warner Books, 1979. (3) Geniş bilgi için bkz. COŞKUNSU, Zeki;
“Vahiy Fenomeni: Tanrısal &
Kozmik Enformasyonel Yayın: Tanrı’nın Ko-nuşması Bağlamında Vahyin
Epistemolojik Analizi(Vahiy Realitesine Non-Konvansiyonel Bir Yaklaşım) Öyle Ya
da Böyle Tanrı’nın Konuşmadığı Hiçbir Ölümlü(Beşer) Yoktur!”, Çizğikitabevi
Yay., Konya, 2016.
(4) Geniş bilgi için
bkz. ÖZENLİ, Sertaç;
“İlim ve Teknolojinin Olumlu İlkeleri”,
s. 69, Karakuşlar Yay., Adana, 1994
& Daha geniş bilgi -gerek bu husus ve
gerekse, “son sengülarite”- için bkz. HAWKING, Stephen; “Chronology
protection conjecture”, Phys.Rev.D.Vol
46, No.2, New York, 1992
& DYSON, F. J.’ın; “…Alternatifler ile ilgili makâlesi”,
Rev. Mod. Phys., 51: 447, New York, 1979.
(5) Bkz. Geniş bilgi için bkz. ÖZENLİ, Sertaç; “İlim ve
Teknolojinin Olumlu İlkeleri”, ss.59-61, Karakuşlar Yay., Adana, 1994 & ÖZENLİ, Sertaç; “İlmî
Sohbetler”, ss.(T)2-3, ss.(R)38-41, Karakuşlar Yay., Adana, 1999 & COŞKUNSU, Zeki; “Gerçek-Gerçeğe
Giden Yol(The Road to Real-Reality): Geçmişimiz-Bugünümüz
& Geleceğimiz Non-Konvansiyonel
Otantik İlmî Makâleler(I-II-III)”,
ss. 90, 110, 251, 462, 555, 837, 2007-2012, Çizgikitabevi Yay., Konya, 2019. (6) Bkz. COŞKUNSU, Zeki; “Tanrım Konuşmalıyız; Lütfen, Mümkünse Hemen!”, -Monolog- ss.
340-343, ÇizgiKitabevi Yay., Konya, 2015. (7) Bkz. COŞKUNSU, Zeki; “Gerçek-Gerçeğe Giden Yol(The Road to Real-Reality): Geçmişimiz-Bugünümüz & Gelece-ğimiz Non-Konvansiyonel Otantik
İlmî Makâleler(I-II-III)”, c.1, s. 110, Çizgikitabevi Yay., Konya, 2019. (8) Geniş
bilgi için bkz. Mac LANE, Saunders; “Mathematics, Form And Function” ,
New York: Springer-Ver-lag, (1986)
& FER-REIRÓS, José; “Labyrinth of Thought: A History of Set
Theory and its Role in Mathematical Thought” , Birkhäuser, (2007) & ZER-MELO, Ernst; “Unter-suchungen über die Grundlagen der Mengenlehre-I” , Mathematische
Annalen, 65 (2): 261–281, (1908)-(English
translation): Heijenoort, Jean van, “Investigations in The Foundations Of Set Theory”, From Frege to Gödel: A Source Book in
Mathematical Logic, 1879-1931, Source Books in the History of the Sciences,
Harvard Univ. Press, pp. 199–215, 1967
& BOOLOS, George;
“Iteration Again”, Philosophical
Topics, 17: 5–21, (1989), Reprinted
in: Boolos, George “Logic, Logic,
and Logic” , Harvard University Press, pp. 88–104 (1998) & POTTER, Michael; “Set
Theory and Its Philosophy”, Oxford University Press, 2004. Ayrıca bkz.
https://en.m.wikipedia.
org/wiki/Mac_ Lane_set_theory & https://en.m.wikipedia.org/wiki/S_(set_theory).(Erişim
Tarihi:26.03.2019). (9) Geniş
bilgi için bkz. Mac LANE, Saunders; “Categories
for the Working Mathematician”, Graduate Texts in
Mathematics, 5 (2nd ed.), p. 18, Springer-Verlag,
1998[“As Eilenberg-Mac Lane first
observed, 'category' has been defined in order to be able to define 'functor'
and 'functor' has been defined in order to be able to define ‘natural
transformation’.”] & EILENBERG,
Samuel & MacLANE, Saunders; “General Theory Of Natural Equivalences”, Transactions
of the Ameri-can Mathematical Society, 58: 247, (1945) & ROSEN, Robert; “The Representation Of Biological Systems
From The Stand-point Of The Theory Of Categories”, Bulletin of
Mathematical Biophysics, 20: 317–341, (1958)
& GEROCH, Robert; “Mathematical Physics” ([Repr.]
ed.), p. 7, University of Chicago Press, Chicago, 1985 & MARQUIS, Jean-Pierre; “From a
Geometrical Point of View: A Study of the History and Philosophy of Category
Theory”, Springer Science & Business Media & AWODEY, Steve; “Category Theory”, Oxford Logic
Guides, 49 (2nd ed.), Oxford University Press., (2006) 2010. Ayrıca bkz. https://en.m.wikipedia.org/wiki/Category_theory.(Erişim
Tarihi: 26.03.2019). (10) Geniş
bilgi için bkz. BOHM, David; “Wholeness and thè Implicate Order”,
London: Routledge & Kegan Paul, 1980
& BOHM, David; “Hidden Variables and the Implicate Order”
in “Quantum Implications”, (ed. Basil
J. Hiley ve F. David Peat), London: Routledge & Kegan Paul, 1987 & WEBER, Renee; “The Enfolding-Unfolding Universe: A
Conversation with David Bohm” pp. 73, 83-84, “The Holographic Paradigm”, ed. Ken Wilber, Boulder, Colo.: New
Science Library, 1982. (11) Geniş
bilgi için bkz. KÀROLYHÀZY, F.: 1966, 1986 tarihli çalışmalarına (:KÁROLYHÁZY, F.; “Gravitation
And Quantum Mechanics Of Macroscopic Objects”, IL Nuovo Cimento A 1966, 42,
390–402; KAROLYHAZY, F, Frenkel; “A And Luk´Acs B 1986 On The Possible Role Of
Gravity in The Reduction Of The Wave Function Quantum Concepts in Space And
Time” -ed PENROSE, R. and ISHAM, C J.- (Oxford: Clarendon); KÁROLYHÁZY, F.; “Gravitáció És A Mak-Roszkopikus Testek Kvantummechanikája”, Magy.
Fiz. Folyóirat, 12, 24–85 1974 &
FRENKEL, A. A; “Kvantummechanika Károlyházy Modellje”, Fiz. Szle. 2012, 62,
310–313) & PENROSE, Roger; 1989, 1994, 1996 tarihli çalışmalarına
(:PENROSE, R; 1996, “Gen. Rel. Grav”.
28 581–600 ISSN 0001-7701 & PENROSE,
R.; “In Quantum Theory And Beyond”
-ed. E. A. Bastin-, Cambridge University Press 1971 & PENROSE, R.; “Newton, Quantum
Theory And Reality”. In 300 years of gravity -ed. S. W. Hawking & W.
Israel-, Cambridge University Press 1987
& PENROSE, R.; “The Emperor’s New Mind”, Oxford
University Press., 1989 & PENROSE, R.; “Shadows Of The Mind”, Oxford University Press., 1994 & PENROSE, R.; “On Gravity’s
Role in Quantum State Reduction”, “Gen.
Relativ. Grav.”, 28, 581-600, 1996
& PENROSE, R.; “On
Understanding Understanding”, Int. Stud. Phil. Sci., 11, 7–20 (Vb.), 1997 & RAZAVY, Mohsen; “Quantum Theory
of Tunneling”, World Scientific, (2003) & VILENKIN,
Alexander & WINITZKI, Serge; “Particle
creation in a tunneling universe”, Physical Review, D 68 (2):
(2003) & https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuantum_t%C3% BCnelleme.(Erişim Tarihi: Ağustos, 2017)
& ÖZENLİ, Sertaç; “İlmî Sohbetler”, ss(T)1-34, (Akılsal Foksiyonlar-Şuur ve Kuantum
Teorisi), Karakuşlar Yay., Adana, 1999
& İNAN, Yalçın; “Kozmos’tan Kuantum’a”, c. I-II, Mavi Ada
Yay., İstanbul, 2000 & KAPTAN, Kubilay(Yrd.Doç.Dr.); “The Interpretation of Quantum Theory and
Role of Nature(Kuantum Teorisinin Yorumu ve Doğanın Rolü)”, MAKÜ-Uyg. Bil.
Derg., 1(1), ss.19-28, 2017 & BERKMEN Hâluk(Doç. Dr.); “Kuantum Bilgeliği ve Tasavvuf”, (3.
Baskı), Sistem Yay., İstanbul, 2009[&
Aura Yay., (1.Baskı), İstanbul, 2015] & BERKMEN,
Hâluk(Doç. Dr.); “Ürün Dirier’in Doç. Dr. Hâluk Berkmen’le
(22.11.2015 tarihli) Yaptığı Söyleşi”; Karar İnternet Gazetesi; https://www.karar.com/
hayat-haberleri/evliyalar-kuantum-fizigi-mi-biliyor-55486#. (Erişim
Tarihi: 12.07. 2019). Ayrıca bkz. https://eksisozluk.com/
kuantum-mekanigi--231932?p=3.(Erişim Tarihi:12.07.2019). (12) Bkz. http://www.tekniksozlukler.com.(Erişim Tarihi: Ağustos, 2017). (13) Bkz. LOVELOCK,
James E.; “Homage To
Gaia”, Oxford University Press, USA, 2000 &
2001. (14) Bkz. LOVELOCK,
James E.; “The
Revenge of Gaia”, A Member of the
Perseus Books Group, New York, 2007.
(15) Bkz. LOVELOCK, James E.; “A Physical Basis For Life
Detection Experiments”, Nature, 207 (7): 568–570, 1965. (16) Bkz. LOVELOCK, James E.; “Gaia As Seen Through The
Atmosphere”, [Atmospheric
Environment (journal)] 6 (8):
579–580, (1972) & LOVELOCK, J.E.; MAR GULIS, L.; “Atmospheric Homeostasis By And For The
Biosphere- The Gaia Hypothesis”, Tellus 26 (1):
2–10, 1974. (17) Geniş bilgi için bkz. COŞKUNSU,
Zeki; “Gerçek-Gerçeğe Giden Yol(The
Road to Real-Reality): Geçmişimiz-Bugü-nümüz
& Gelece-ğimiz Non-Konvansiyonel Otantik İlmî Makâlele(I-II-III)”, ss. 1351, 2074, 2127 & 28.03.2009
tarihli, “Tüm Organizmaların & Düşünce Dünyamızın Global Geleceği: Demosyon mu?
Promosyon mu?” adlı
makâlemize, Çizgikitabevi Yay., Konya, 2019. (18) Geniş
bilgi için bkz. COŞKUNSU, Zeki; “Biyolojik Âdem’in Emerjans’ı(Evrim
Realitesine Kur’ânî & Kuantum Mekaniksel Non-Konvansiyonel Bir Bakış),
ÇizgiKitabevi Yay., Konya, 2013. (19) Bkz. DAWKINS, Clinton Richard; “Ruhtaki Bilim(Science in the Soul)”,
(çev. Melisa Miller, Barbaros Efe Güner, Tunç Tuncay Bilgin), s. 142, Kuzey
Yay., İstanbul, 2018. (20) Bkz. HARARİ, Yuval Noah; “21. Yüzyıl İçin 21 Ders(21 Lessons fort he
21st. Century)”, (çev.Selin Siral), s. 13, Kolektif Kitap Yay., İstanbul, 2018. (21) Bkz. HARARİ,
Yuval Noah; “Hayvanlardan Tanrılara:
SAPIENS -İnsan Türünün Kısa bir Tarihi-(Sapiens; A Brief History Humankind)”,
(çev. Ertuğrul Genç), s.407, Kolektif Kitap Yay., İstanbul, 2015. (22) Bkz. HARARİ, Yuval Noah; “Homo Deus -Yarının Kısa Bir Tarihi-(Homo
Deus; A Brief History of Tomorrow) ”, (çev. Poyzan Nur Taneli), s. 58,
Kolektif Kitap Yay., İstanbul, 2016. (23) Bkz.
a.g.e; ss. 32, 55-61, Kolektif Kitap Yay., İstanbul, 2016. (24) Bkz. a.g.e; s.408, Kolektif
Kitap Yay., İstanbul, 2015. (25) Bkz.
a.g.e; s.15, Kolektif Kitap Yay., İstanbul, 2018. (26) Bkz.
a.g.e.; s. 229, Kolektif Kitap Yay., İstanbul, 2018. Zeki Coşkunsu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Konfesyonlarım & Yüzleşmelerim! İtirafımdır. - 20/09/2022 |
KONFESYONLARIM & YÜZLEŞMELERİM! İTİRAFIMDIR; SALT HEP İKİ MEVSİM BİLİP-YAŞADIM! BEN SİZİN DOĞRU SANDIĞINIZ ÇİZGİDEN SAPTIM! AMA SİZSE TÜM YAŞAMINIZI BÜYÜK BİR YALAN(-YANILSAMAY)A VAKFETTİNİZ! |
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? - 20/08/2022 |
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? |
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası - 29/07/2022 |
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası |
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA* - 07/07/2022 |
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA YAŞAMSAL DENEYİM-ETKİNLİKLERİMDEN ÜÇ ÖRNEK KESİT |
Felsefe Din Çatışması -II- - 09/05/2022 |
USDIŞILIĞIN TARİHİ: ‘İRRASYONALİTE(MANTIKSIZLIK-SAÇMALIK)’ İLE ‘RASYONALİTE(MANTIK-AKLA UYGUNLUK)’ ARASINDAKİ ÇATIŞMA(:ETKİLEŞİM & EVRİM) |
Felsefe Din Çatışması -I- - 06/05/2022 |
‘METODİK KUŞKUCULUK(SCEPTICISME MÉTHODIQUE)’TAN HAREKETLE ‘KURAMSAL DÜŞÜNME(PENSÉE THÉORIQUE)’ ÖRNEĞİ VE ETKİNLİĞİNİN ‘İKİLİ(BINAIRE) DANS’I |
Kanasın Kanamasına da... - 16/04/2022 |
‘Kanım çekiliyor’! Bu öyle bir ‘çekiliş’ ki Ne bir denizin, Ne de bir okyanustaki herhangi bir ‘med-cezir’, Yani ‘gel-git’lerinkine benziyor! |
Pireye Kızıp Yorganı Yakalım mı? - 20/03/2022 |
MESELE ‘PİRE’ Mİ ‘YORGAN’ MI? YOKSA ASIL MESELE ‘YORGANIN SAHİBİ’; O YORGAN SAHİBİNİN ‘EMPÜRİTON’LU[KİRLETİCİ-SAFLIĞI BOZUCU MADDE(PARAZİT/AJAN) YÜKLÜ] PİRE ÜRETİCİ ZİHNİYETİ VE ORTAMI’ OLMASIN!? |
Ben bir Savaş Karşıtıyım - 26/02/2022 |
“Savaşma; Öz-gür kal - Öz-gürce yaşa, Otantikçe sev(iş) ve üleş-paylaş!” |
![]() |