• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/tabusalcom?ref=hl
  • https://twitter.com/tabusal
Zeki Coşkunsu
Yaşam Sevincini Hiç Tatmamış Çocuklardandık!
14/02/2022

‘YAŞAM SEVİNCİ’Nİ HİÇ TATMAMIŞ

-GEMİLERİ YANMIŞ-

ÇOCUKLARDANDIK!

‘KENDİ ÇAĞIMIZI HİÇ YAŞAYAMADIK!’

‘KENDİ ÇAĞIMIZLA SENKRONİZE OLAMADIK!’

İÇİNDE YAŞADIĞI ÇAĞI

‘TÜM İDEOLOJİ & ONTİK OTONOM İNANÇ/TARİHSEL-KÜLTÜREL-MEMETİK(KÜLTÜRGEN) ORİJİNLİ-SİYASALLAŞTIRILMIŞ DİN/DOGMA(İNAK)’LAR ADINA-UĞRUNA ISKALAMAK-KAÇIRMAK

O ‘ÇAĞLA SENKRONİZE OLAMAMAK’;

‘YAŞAM SEVİNCİNİ TATAMAMAK’

ÇOĞUMUZUN BİZZAT YAŞAYIP DENEYİMLEDİĞİ

BİR ACI GERÇEK...!

SALT SULARIN KIYISINDA

‘KIYTIRIKTAN, UCUZ YOLLU SÖRF’ YAPMAYI BIRAKINIZ.

ARTIK HİÇBİR KİMSENİN GİREMEDİĞİ SULARA

‘ENGİN DERİNLİKLER’E;

BÜTÜN RİSKLERİNE KARŞILIK ALACAĞINIZ YERİNDE TÜM TEDBİRLERLE DENGELEYEREK GİRİP

DALABİLME CESARETİNİ GÖSTERİNİZ.

                                                                                

Hâlbuki konuşmaya ne kadar muhtacım.

Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak,

Diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?(1)

(Sabahattiin Ali)

Bazı eski İslamcılara bakıyorum,

Kur’an üzerinden

Dinsizlik mücadelesi veriyorlar.

Hâlâ Kur’an’a, İslam’a

Takıklar[-takıntılılar (z.c.)]!

Kültür genç yaşlarda kök verir;

Daha sonra köklenmez, üzerine koyarsın.

O yüzden ‘öz-gür düşünce’ üretemiyorlar.

Kur’an, din üzerinden,

O dar alanda bildiklerinden

Kendilerini savunmaya çalışıyorlar,

‘Evrensel’e varamıyorlar!”(2)

(Gülay Bahadıroğlu)

 

     Şu ana dek yaşamına, 33 eser ve sayısız makâle ve gazete köşe yazılarını sığdırmış, 37 yıllık kadim gönül dostum, yazar, otantik düşünür Dücane Cündioğlu (1962-…); “…Üzüldüğüm tek şey -belki hâlâ beni de başkalarına bir şeyler anlatma konusunda motive eden şey- ‘kendi çağımı hiç yaşayamadım!’ ‘Kendi çağımla senkronize olamadım!’ ‘İdeolojik düşünme’nin insana kaybettirdiği en değerli şeyi, ‘kendi çağında yaşa-ma yeteneğini kaybetmesi’; ideallerlin peşinden koşunca gerçeklikle temasınız azalıyor ve uzun zamanda bunun bedelini çok ağır ödüyorsunuz! ‘Yaşam sevinci’ni hiç tatmamış -gemileri yanmış- çocuklardan-dık!”(3) der, doğru söyler, yerden göğe haklıdır da…!

     İçtenlikle katılıyorum Dücane Cündioğlu’na... Alınız, benden de bir o kadar...! Onunla “transformasyon (dönüşüm)” ve/veya “metamorfoz(başkalaşım)” sürecine girdiğimiz tarihin aynı yıllara(2010) denk düştüğü de, ayrı bir tevafuktur. Bu bağlamda “trajikomik” olan gerçek şuydu: “Ömrümün en verimli, delişmen 30 yıllını bu yola vakfetmiş biri olarak itiraf etmeliyim ki o yıllar içinde, inandığım kutsal kitabın(!) içinde geçen ve binlerce kez okuduğum(!) bir sȗre; ‘Asr Sȗresi ve ilk ayeti(103/1) olan ‘asra dikkat çeken-‘asrı tanıklığa çağıran; zamana-çağ(ın)a tanık olma(*), o hakikati dahi idrak edememek kadar daha acı bir şey olamama-sıdır!”

     (*)[‘Asra Dikkat Çeken-‘Asrı Tanıklığa Çağıran; Zamana-Çağ(ın)a Tanık Olma:Asr sȗresinin ilk ayeti olan, “ve’l-‘asr, yani “DÜŞÜN -su gibi- akıp giden zamanı(zamanın akıp gidişini)-çağı()!” Kuşkusuz ‘asr terimi; “ölçülebilir, birbirini izleyen devrelerden oluşan zaman”ı gösterir. “Dehr” ise “başı ve sonu olmayan, ‘sınırsız zaman’ı, yani mutlak zaman”ı anlatır. Bu nedenle ‘asr, ‘zamanın akıp gidişi’ni, ‘yeniden, bir daha yakalanamayacak olan zaman’ -ki o, irreverzıbl(tersinir olmayan)”dır (z.c.)- kavramını içerir.(4) Asıl olansa zaten “zamana-çağa ait olmak” değil, “zamana-çağa sahip olmak”tır! Keramet ve maharet “zamanda-çağda” da değil, “insanda”dır! ]

     İçinde yaşadığı çağı, “tüm ideoloji & ontik otonom inanç/tarihsel-kültürel-memetik(kültürgen) orijinli-siyasallaştırılmış din/dogma(inak)”lar adına-uğruna ıskalamak-kaçırmak, o “çağla senkronize olamamak”; “yaşam sevincini tatamamak”, çoğumuzun bizzat yaşayıp deneyimlediği bir acı gerçek...! Şükür ki -geç de olsa- “çürük temelli gökdelenimi/köprümü kökten yıkıp yerine, mütevazı, sade, ama muhkem bir kulübe-mi inşa edebilmek” bana da nasip oldu. Oldu olmasına da bir daha asla geri getirilemeyecek o yılları(çağı) ve o yılların(çağın) tadını-hazzını kaçırdık. Şimdilerde ise o kaçanların yerini doldurma, telafiyle meşgulüm. Açığım çok, ama kısa zamana -kalitesi yoğun- çok daha verimli işler sığdırma gayretindeyim.

     Yıllar sonra anladım ki; “herhangi bir ‘ideoloji’ ve/veya bir ‘ontik-otonom inanç/tarihsel-kültürel-memetik(kültürgen) orijinli-siyasallaştırılmış din/dogma(inak)’ ya da bir başkasının ölçülerine göre değil de, özbeöz(gerçek) kendi otantik düşünce ve kararlarına göre(ama mükemmelin de peşinden koşmaksızın) kendini ifade edebilirsen özbeöz kendin olmuş olur, özbeöz kendi doğana da yabancılaşmamış olursun. Değilse aksi yollar, birer ‘çıkmaz sokak(impasse/cul-de-sac)’…!”

     Bütün ‘ideolojiler’ ve ‘kalpsiz dünyanın kalbi’ olan ‘ontik otonom inanç/tarihsel-kültürel-memetik (kültürgen) orijinli-siyasallaştırılmış din/dogma(inak)lar’ istisnasız, tartışma götürmez bir biçimde de ‘in-sanlığın afyonu(opium de l'humanité)’dur!” Kaldı ki bu türden ideoloji/inanç/din/dogmaların hepsi, bir ayağı fiziğe basmayan salt ‘metafizik akıl”a dayanır-yaslanır bu nedenle de “yaratıcılık(créativité)” ve “öz-gür & öz-gün düşünce” ol(a)maz!

     Neden mi?

     Üretilen düşünceler(!) önceden belirlenmiş “dinsel ideolojinin kuralları”na göre şekillenmiştir de ondan…! Dahası, “dinsel anlamdaki yaratıcılık” İslam dünyasının(!) gelişmesini de engelleyen tabulardan birisi…! Çünkü “dinsel anlamdaki yaratıcılık” ile “insan zihninin tasarladığı düşüncelerin üretilmesi”, anlam ve ey-lem olarak birbirine karıştırılmaktadır. Dolayısıyla “insan zihninin yaratıcılığı” ile -inançlı insanlara göre- dinsel temeldeki Tanrı’ya ait olarak algılanan yaratıcılık gücü” aynı düzeyde ele alınamazlar!

     Neredeyse hiç ayrılmaz olan bu ikili bir anlamda “mazlumların sığınağı-mağarası” ve/veya “kölelerin kendilerini güvende-huzurda hissettigi dünyası”dır! Bu ikiliye de, “karanlığın kalleş bekçileri olan egemen güçler”, her zaman gereksinim duymuşlar ve bu ikiliden çoğunlukla beslenmişler! Bu ikili onlar için “en ideal sömürü malzemeleri”nden ikisidir. Bu ikili olmasa karanlığın kalleş bekçileri olan o egemen güçler, tüm dünya insanlığını nasıl yönetecekler…!?

     Sözün özü, “asıl olan hiçbir kimsenin giremediği sulara, engin derinliklere; bütün risklerine karşılık alacağı yerinde tüm tedbirleriyle dengeleyerek girip, dalabilme cesaretini göstermektir; oysa genelde in-sanlık, salt suların kıyısında kıytırıktan, ucuz yollu sörf yapar!”

    Son tahlilde, işte ben de bu yüzden demiştim: “‘Yaşam sevinci’ni hiç tatmamış -gemileri yanmış- çocuklar-dandık! ‘Kendi çağımızı hiç yaşayamadık!’ ‘Kendi çağımızla senkronize olamadık!’ İçinde yaşadığı çağı ‘tüm ideoloji & ontik otonom inanç/tarihsel-kültürel-memetik(kültürgen) orijinli-siyasallaştırılmış din/ dogma(inak)’lar adına-uğruna ıskalamak-kaçırmak o ‘çağla senkronize olamamak’; ‘yaşam sevincini tata-mamak’ çoğumuzun bizzat yaşayıp deneyimlediği bir acı gerçek...! Salt suların kıyısında ‘kıytırıktan, ucuz yollu sörf’ yapmayı bırakınız. Artık hiçbir kimsenin giremediği sulara, ‘engin derinlikler’e; bütün risklerine karşılık alacağı yerinde tüm tedbirleriyle dengeleyerek girip, dalabilme cesaretini gösteriniz”; ve’s-Selâm...!

  

     (1) İlgili söz için bkz. ALİ, Sabahattin; https://www.tumblr.com/tagged/sebahattin?sort=top  & https://yesgereksiz.tumblr.com/post/106729734402/. (Erişim Tarihi: 31.12.2014).

     (2) Bkz. BAHADIROĞLU, Gülay; 05.02.2021 tarihli, kendi “facebook” ana sayfasındaki paylaşım yazısı,  https://www.facebook.com/gulay.bahadiroglu. (Erişim Tarihi: 05.02.2021).

     (3) Bkz. CÜNDİOĞLU, Dücane; 13.04.2021 tarihli, sunucu Okan Bayülgen’in “TV100”deki proğramına davetli olan konuşmacı Dücane Cündioğlu’nun ilgili videosu, https://www.youtube.com/watch?v=Y2bkAozrw_M. (Erişim Tarihi: 13.04.2021).

     (4) Bkz. ESED, Muhammed; “The Message of The Qur’ân(Kur’an’ın Mesajı: Meâl-Tefsîr)”, Dâr Al-Andalus, Gibraltar (ilk dokuz sȗrenin tamamlanmamış ilk baskısı, 1964 & tamamlanmış baskı, 1980), [çev., (sȗre: 7-28) Cahit Koytak & (sure: 1-6 & 29-114 & Önsöz, Kaynaklar, Ekler) Ahmet Ertürk], c.3, s.1304, İşaret Yay., İstanbul, 1996.

 

     Zeki Coşkunsu



454 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Konfesyonlarım & Yüzleşmelerim! İtirafımdır. - 20/09/2022
KONFESYONLARIM & YÜZLEŞMELERİM! İTİRAFIMDIR; SALT HEP İKİ MEVSİM BİLİP-YAŞADIM! BEN SİZİN DOĞRU SANDIĞINIZ ÇİZGİDEN SAPTIM! AMA SİZSE TÜM YAŞAMINIZI BÜYÜK BİR YALAN(-YANILSAMAY)A VAKFETTİNİZ!
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ? - 20/08/2022
METAFİZİĞİN NESNESİ TANRI İLE METAFİZİĞİN KENDİSİ OLAN FELSEFE ÖLDÜ MÜ?
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası - 29/07/2022
Duygu Okyanusu İçindeki Akıl Adası
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA* - 07/07/2022
YAŞAMSAL ÜÇ BÜYÜK KIRILMA YAŞAMSAL DENEYİM-ETKİNLİKLERİMDEN ÜÇ ÖRNEK KESİT
Felsefe Din Çatışması -II- - 09/05/2022
USDIŞILIĞIN TARİHİ: ‘İRRASYONALİTE(MANTIKSIZLIK-SAÇMALIK)’ İLE ‘RASYONALİTE(MANTIK-AKLA UYGUNLUK)’ ARASINDAKİ ÇATIŞMA(:ETKİLEŞİM & EVRİM)
Felsefe Din Çatışması -I- - 06/05/2022
‘METODİK KUŞKUCULUK(SCEPTICISME MÉTHODIQUE)’TAN HAREKETLE ‘KURAMSAL DÜŞÜNME(PENSÉE THÉORIQUE)’ ÖRNEĞİ VE ETKİNLİĞİNİN ‘İKİLİ(BINAIRE) DANS’I
Kanasın Kanamasına da... - 16/04/2022
‘Kanım çekiliyor’! Bu öyle bir ‘çekiliş’ ki Ne bir denizin, Ne de bir okyanustaki herhangi bir ‘med-cezir’, Yani ‘gel-git’lerinkine benziyor!
Pireye Kızıp Yorganı Yakalım mı? - 20/03/2022
MESELE ‘PİRE’ Mİ ‘YORGAN’ MI? YOKSA ASIL MESELE ‘YORGANIN SAHİBİ’; O YORGAN SAHİBİNİN ‘EMPÜRİTON’LU[KİRLETİCİ-SAFLIĞI BOZUCU MADDE(PARAZİT/AJAN) YÜKLÜ] PİRE ÜRETİCİ ZİHNİYETİ VE ORTAMI’ OLMASIN!?
Ben bir Savaş Karşıtıyım - 26/02/2022
“Savaşma; Öz-gür kal - Öz-gürce yaşa, Otantikçe sev(iş) ve üleş-paylaş!”
 Devamı